Sevmediğim bir şey yapıyorum bunun için üzgünüm. Yeni bölüm +20 vote'dan sonra gelecek. Artık bu sınırı koymam gerek. İyi okumalar.
Young Jae, onun arkasından öylece baktı. Bu cümlesinden alınacağını hiç düşünmemişti. Uzun bacaklarıyla büyük adımlar atarken gölgesi bile ondan hızla uzaklaşıyordu.Onu durdurmalı mıydı? Durdursa ne diyecekti? O açıklama yapmaya çalışırken, Dae Hyun onu dinleyecek miydi?
Ona kendisini açıklamaya çalıştıkça batıracaktı ve araları iyice bozulacaktı. Bundan emindi.
Sadece arkasından baktı, karanlıkta kaybolan Dae Hyun'un. Bir süre denizi izledi. Nefesini dışarı bırakıp otele doğru yürümeye başladı.
Soğuktan ellerini kollarına sürttü. "Kar yapacağa benziyor."
.
Young Jae sabah kalktığında hemen duşa girdi. Çıktığında havlu ile saçlarını karıştırırken dışarıya baktı. Tüm şehir ayaklarının altında gibiydi. Her yer bembeyazdı.
"Aferin Young Jae. İncecik giyinmenin tam zamanını buldun."
Otelden çıkış yaptıktan sonra evine doğru yürümeye başladı. Ellerini ceplerinden asla dışarı çıkarmıyor ve elinde olsa kafasını da montunun içine sokacaktı.
Sahil kenarında bir cafenin camındaki yazının dikkatini çekmişti. Yürümeyi kesti. Vasıfsız eleman arandığına dair ufak bir yazıydı.
Neden buraya girdiğine dair hiçbir fikri yoktu. Kapının çaldığı zil ile birkaç çift göz ona dönmüştü. Bazı genç kızların dikkatini çekmişti.
Derin bir nefes verdi ve ona gülümseyerek bakan kasiyer kıza doğru yürümeye başladı.
"Buyrun efendim, hoş geldiniz. Ne alırdınız?"
"Şey ben," dedi ve dış kapıya doğru baktı. Burada çalışmak istediğine emin miydi? "kapıdaki yazı için geldim."
"Ah," dedi kız. Kocaman gülümsemeyle "size bir kahve vereyim. Patron gelene kadar oturun lütfen."
"Tamam." derken ellerini cebine soktu.
"Kahvenizi nasıl istersiniz?"
"Sütlü ve şekerli."
"Hemen efendim."
Young Jae, hafifçe gülümseyip boş masalardan birisine doğru ilerledi. Sandalyeyi hafifçe çekti ve oturdu.
Bir süre sonra bir kadın topuklularıyla içerideki büyük bir kapıdan çıktı. Kasiyer kızla konuştuktan sonra gülümseyerek Young Jae'ye doğru yürüdü.
"Merhaba."
Young Jae, kadının sesiyle kafasını kaldırıp ona baktı. Sonrasında hemen ayağa kalktı. "Merhaba. Ben Yoo," bir an duraksadı. Yutkundu. "Im Young Jae."
Kadın sağ elini Young Jae'ye uzattı. "Park Hye Ji. Oturun lütfen."
Young Jae kadının oturması için işaret etti ve kadın oturduktan sonra oturdu.
"Neden burada çalışmak istiyorsunuz, Bay Im?"
"Aslında iş aramıyordum." dedi dürüstçe. "Birden ilanı görünce içimdeki bir şey beni buraya sürükledi. Daha sonra çalışmanın bana iyi geleceğine karar verdim."
Kadın saçlarını hafifçe savurdu. "Dürüstlüğünüzü sevdim." dedi. "Burası genellikle yarı zamanlı çalışan genç kızlarla dolu. Çalışanlarımızı ne zaman erkek seçsem bir sıkıntı çıkıyor. Artık ne yapabileceğimi bilmiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6Q99 | DAEJAE
FanfictionTitreyen elini umursamadan silahı tekrar ona doğrulttu. "Ölmek mi istiyorsun? Sana kaç dedim!" Kendisine bakan silahı umursamadan çocuğa yaklaştı. Silah tutan elini kavradı ve silahı kendi göğsüne bastırdı. "Sen öldüreceksen, evet." "Benimle dalga...