Merhabalar! Vote sınırı sinirimi bozmaya başladı. Yeni bölüm hazır dururken vote'un +25 olmasını beklemek sinir bozucu. Halbuki diğer bölümler 60 vote bile almışken... Her neyse vote sınırı koymuyorum ama vote ve yorumlar böyle azalmaya devam ederse hepimiz bir finale hazırlıklı olalım. İyi okumalar :]
"Günaydın." diyerek içeri girdi Young Jae.
Yerleri temizleyen kız başını kaldırıp Young Jae'ye baktı, ardından da gülümsedi.
"Günaydın. Sen dünkü yeni çalışansın değil mi?" derken yeri silmeyi bıraktı ve onunla göz teması kurdu.
"Evet, benim."
"Aramıza hoş geldin. Kasiyer, garson, mutfak görevlisi?"
"Şey," dedi Young Jae ensesini kaşırken. "Bunu bilmiyorum."
Kız kıkırdadı. "O zaman patron gelene kadar üzerini değiştir. Sonra başlarsın."
Young Jae başıyla onayladı ve personel odasına doğru yöneldi.
Kadının dediği aklına gelmişti. Genellikle kızlar çalışıyordu. Kapıyı açmadan tıklattı ve "Müsait misiniz?" diye sordu.
Young Jae giyindikten sonra çıktı ve kasanın olduğu yere gitti. Patronun camın kenarındaki masalardan birinde oturduğunu gördü.
"Günaydın efendim." dediğinde kadının dikkatini çekebildi. Kadın kafasını ona çevirdi ve gülümsedi.
"Günaydın, Bay Im."
"Ben nerede çalışacağım?"
"Seni garson olarak düşünmüştüm fakat şimdi görüyorum ki kasaya çok yakıştın. Kasada kal lütfen."
"Emredersiniz efendim." dedi Young Jae. Ardından hapşırdı.
"Hasta mısın yoksa?"
Young Jae hızla başını salladı. "Hayır efendim. Maske takacağım." diyerek personel odasına gidip bir maske taktı.
Öğlene doğru cafe oldukça kalabalıklaşmıştı. Young Jae'ye önceki kasiyer ne yapılması gerektiğini öğrettiğinden çok zorlanmıyordu. Kasaya birisinin yaklaşmasıyla kafasını kaldırdı.
"Hoş geldiniz efen-" karşısında Jun Hong'u görmesiyle gözlerini kırpıştırdı.
"Aa!" diye bağırdı Jun Hong. "Young Jae!"
"Merhaba Jun Hong." dedi Young Jae. "Ne alırdın?"
"Burada çalıştığını bilmiyordum. Gerçi o geceden beri seni görmedim."
"Şşş!" derken etrafına bakındı Young Jae. "İnsanlar yanlış anlayacak."
"Tamam tamam. Ben bir tane lotte ve çikolatalı kek istiyorum. Ah, o ne ister ki acaba? Filitre kahve ve şundan." diyerek vitrindeki bir keki gösterdi. Young Jae, siparişi bilgisayara geçirdikten sonra fiyatı söylemeden Jun Hong kredi kartını uzattı. Young Jae parayı çektikten sonra kartı ona uzatıp siparişi hazırlamaya başladı.
"Jun Hong, sen geç masaya ben getiririm." dedikten sonra kısık sesle hapşırdı. "Hasta mısın?" diye sorarken kasadan ona doğru eğildi. "Demek ondan maske takıyorsun."
Young Jae, biraz uzaklaşıp ellerini havada salladı. "Hayır hasta değilim. Dediğim gibi sen geç bir masaya."
Young Jae bir süre sonra Jun Hong'un istediklerini hazırladıktan sonra onun olduğu masaya gitti.
"Arkadaşın gelmeyecek mi?" derken masaya kekleri ve kahveleri yerleştirdi. "Birazdan gelir. Teşekkür ederim."
"Afiyet olsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6Q99 | DAEJAE
FanfictionTitreyen elini umursamadan silahı tekrar ona doğrulttu. "Ölmek mi istiyorsun? Sana kaç dedim!" Kendisine bakan silahı umursamadan çocuğa yaklaştı. Silah tutan elini kavradı ve silahı kendi göğsüne bastırdı. "Sen öldüreceksen, evet." "Benimle dalga...