1.9

238 49 7
                                    

Pazartesi günü, Dae Hyun toplantı odasında otururken telefonunun titremesiyle onu cebinden çıkardı.

-Im Jae Bum ile görüştün mü?

-Henüz değil. Ne oldu?

-Sadece merak ettim. Stresliyim.

-Merak etme. Bir sıkıntı olmayacak. Sadece konuşacağız. Bana güven, ona vurmayacağım bile.

-O sana vurursa?

-Elbette karşılık vereceğim, Young Jae. Ama söz olay başlatan ben olmayacağım. Sen neredesin?

-Cafe'de.

-Tamam, bittiğinde seni ararım.

Telefonunu cebine koydu ve tekerlekli sandalye ile bir ileri bir geri gitti. Etrafında dönerken başı döndü ve ayaklarıyla durdurdu. Sırtı kapıya dönüktü ve pencereden manzaranın tadını çıkarıyordu. Kapının açılmasıyla dikkatini kapıya verdi fakat dönmedi.

"Üzgünüm, Bay Jung. Ufak bir aksilik oldu da." diyerek içeri girdi Jae Bum.

Dae Hyun sırıtarak sandalyeyi döndürürken "Bekletilmeyi pek sevmem, Bay Im." dedi.

Jae Bum bunu beklemiyordu. Olduğu yerde donakaldı ve gözleri yavaşça kocaman açıldı.

"Senin burada ne işin var lan?"

"Tch tch tch. Ne kadar ayıp müşterinize böyle mi hitap ediyorsunuz? Şirket seçimimi yanlış yapmış olmalıyım." derken ayağa kalktı ve kollarını göğsünde bağladı Dae Hyun.

"Sikerim şirketini de işini de. Ne işin var burada?" Jae Bum konuşurken neredeyse hırlıyordu.

"Seninle görüşmeye geldim, Bay Im." dedi imalı bir biçimde.

Aralarında duran büyük masanın üzerinde duran dosyayı, parmaklarıyla hızla ittirdi. Dosya  masanın üzerinde hızla kaydı ve Jae Bum'un önünde durdu.

Jae Bum ilk ona sertçe baktı sonrasında dosyaya yöneldi ve onu açtı.

Babasının ölüm tarihinde ve o saatte Dae Hyun'un nerede olduğu, kiminle olduğuna dair kanıtlar vardı. Dae Hyun masanın diğer tarafından yürüdü ve onun yanına geldi.

"Artık büyü, Jae Bum. Bırak bu işi artık. İnsanları da özgür bırak."

Dae Hyun konuşurken, JaeBum ona bakmamış dosyayla ilgileniyordu. Dae Hyun ondan cevap bekliyordu. Jae Bum, dosyayı kapattı ve ona baktı.

Gülümsüyordu.

Dae Hyun onun gülümsediğini görünce kaşlarını çattı.

"Derdin, Young Jae mi?"

Dae Hyun da gülümsedi. "O işe yaramaz velet mi?" Kahkaha attı. "Hayır. Yalnızca artık seninle yollarımız kesişsin istemiyorum."

"Ha," dedi Jae Bum. "Yani ona verdiğim gizli görevi sana söylediği için -özellikle de sana- onu cezalandırsam umrunda olmaz ha?"

6Q99 | DAEJAEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin