En uzun bölümlerimizden birisi olan bu minnoş bölüme vote ve yorumlarınızı eksik etmezsiniz değil mi? İyi okumalar :]
Yong Guk, Dae Hyun'un yanına oturdu, dudaklarını birbirine bastırdı. "Im Jae Bum'u durdurmak için onu öldürmen gerekiyor. Bunun farkındasın değil mi?"
Dae Hyun abisine döndü ve bir süre ona baktı. "Farklı bir yol bulunabilir."
"Ya bulunamazsa? Baban için Bay Im'i öldüremedin, o çocuk için Im Jae Bum'u öldürebilecek misin?"
"Katil olmayacağım."
"Bak beni yanlış anlama. Benim tek derdim şu an sensin. Seni o adamdan kurtarmak istiyorum. O çocuğun özgürlüğü zerre umurumda değil. Bana bencil diyeceksen, kabul ediyorum. Ben kardeşimi düşünmeliyim. Bir yabancıyı değil."
"Özür dilerim," dedi Dae Hyun. "benim umurumda."
"Öyleyse, onu bir gün yemeğe getir ve benim için yabancı kalıbından sıyrılsın. Daha çok yardımcı olabilirim böylelikle."
Dae Hyun inanamayarak Yong Guk'a baktı. "Gerçekten mi?" diye sordu. Yong Guk gülümserken başını salladı. "Bunu en kısa sürede yapmalıyız. Hem diğerleriyle de tanışır."
.
Young Jae siparişleri alıyor, güzelce hazırlanmasına yardımcı oluyordu. Bayan Park ise köşedeki bir masaya oturmuş onu izliyordu. Bir süre sonra kalktı ve kasaya geldi.
"Ah, Bayan Park. Bir şey mi istemiştiniz?"
Kadın gülümseyerek başını salladı. "Kahvem bitti. Fındık aromalı istiyorum."
"Hemen efendim." diyerek kasaya girdi ve diğer çalışan kıza siparişi söyledi.
"Yanında bir şey yemek ister misiniz, efendim?"
"Hayır. Bu arada çabuk iyileştin. Beni şaşırttın."
"İlk günden işten kaytarmış gibi oldum, gerçekten üzgünüm. İlaçlarım iyi geldi sanırım. Çabuk toparlandım."
"Arkadaşın sana iyi bakmış olmalı." dedi kadın gülümseyerek.
Arkadaş?
"Ah, evet. Söylediğiniz için teşekkürler. Kahveniz." diyerek kahveyi kadına uzattı.
Saat akşam yedi gibi Young Jae'nin işi bitmiş ve üzerini değiştirip çıkmıştı. Hava gerçekten soğuktu. Evine doğru yürürken durgun denizi izliyordu.
"Güzel, değil mi?"
Young Jae duyduğu sesle arkasını döndü.
"Ne işin var burada?"
"Burada çalıştığını öğrendim. Çıkışında bir ziyaret edeyim dedim." dedi Jae Bum.
"İstemez."
"Yemek yiyelim mi?"
Young Jae gözlerini devirdi ve yürümeye devam etti. "Bunu gerçekten soruyor musun?"
"Evet, ciddiyim. Seni özledim."
"Ben ise yüzünü bile görmek istemiyorum. Senden kurtulmak için gün sayacağım yakında."
Jae Bum onun arkasından yürümeye başladı.
"Kurtulmadan önce bir yemeği bana çok mu görüyorsun Young Jae?"
Young Jae aniden durdu. "Benden ne istiyorsun?"
"Seni geri kazanmak."
Young Jae kahkaha attı. "Hedefin aşırı uç bir nokta. Üzgünüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6Q99 | DAEJAE
FanfictionTitreyen elini umursamadan silahı tekrar ona doğrulttu. "Ölmek mi istiyorsun? Sana kaç dedim!" Kendisine bakan silahı umursamadan çocuğa yaklaştı. Silah tutan elini kavradı ve silahı kendi göğsüne bastırdı. "Sen öldüreceksen, evet." "Benimle dalga...