Vote sınırımız +25. Yorumlarınızı da eksik etmezseniz çok sevinirim. İyi okumalar :]
"Evet efendim, hala Jung Dae Hyun'un evinde." dedi adam.
"Hiçbir şey yapma ve kendini fark ettirme. Aralarında neler dönüyor öğrenmeden gelme. Beni anladın mı?" dedi Jae Bum telefondan.
"Anladım efendim."
Jae Bum'un telefonu kapatmasıyla koltukta geriye doğru iyice yaslandı.
Neyin peşindesin, Young Jae?
Sinirden dişlerini sıkıyordu. Gerçekten amacı neydi? Onu öldürmesi gerekiyordu ona yakınlaşması değil.
Viski bardağını hızla kafasına dikti.
Odasına Jin Young'un girmesiyle kafasını kaldırdı. "Bir sorun mu var?"
"Sana güveneyim mi?"
Jin Young, omuzlarını silkti. "Keyfin bilir."
Jae Bum derin nefesini dışarı verdi. "Dae Hyun'u öldürmesi gerekiyordu, onunla sohbet etmesi değil."
O gün zaten bunu anlamıştım. İkinci kadeh şarap...
"Ne yapacaksın?"
"İzleyeceğim. Sonra karar veririm. Hiçbir şey düşünemiyorum şu an."
Jin Young masada duran boş bardağa baktı. "Su gibi içersen tabii düşünemezsin."
"Otursana."
Jin Young deri koltuğa çöktü ve yayıldı. "Kardeşinle sorunu halletin değil mi?"
Jin Young şaşkınca Jae Bum'a baktı. "Sen nereden biliyorsun?"
"Sence benim bilmediğim bir şey var mıdır?"
Jin Young hafifçe yutkundu. Hiçbir şeyi belli etmemesi gerekiyordu. Yamuk ağızla hafifçe gülümsedi. "Senden korkulur, Im Jae Bum."
Jae Bum arkasına yaslandı ve dikkatlice Jin Young'un yüzünü inceledi. "Bilmediğim bir şey var mı, Jin Young-ah?"
Jin Young dudaklarını hafifçe büzdü. "Bilmem olması mı gerek?"
"Eğer varsa, şimdi söylemen daha hoş olacak bence. Daha sonra başkasından duyarsam cidden sinirlenebilirim biliyorsun, değil mi?"
"Emin ol buradaki herkes bunun farkındadır."
Jae Bum hiçbir şey demeden öylece ona baktı. Jin Young üzerindeki bakışları hissedince Jae Bum'a baktı. "Neden onunla bu kadar uğraşıyorsun? Rahat bırak bence."
"Young Jae?" diye sordu. Jin Young ise başıyla onu onayladı.
"Rahat bırakırsam benden kopup uzaklaşacağını biliyorum. Benden nefret ediyor, eh sanırım nefretmekte de haklı. O uzaklaşmak için yer ararken ben onu hep yanımda istiyorum."
Jin Young sertçe yutkundu. "İnsan öldürmeyi seçti. Seni değil."
"Değil mi?" diye sorarken gözlerindeki çaresizliği görmüştü Jin Young.
"Bunu asla ama asla tahmin etmezdim. Eskiden dokunuşlarımı severdi ve daima gülümserdi. Şimdi ise bana bir çöpmüşüm gibi bakıyor ve tenim tenine değse iğrendiğini belli eden yüz ifadeleri canımı yakıyor. Canım yandığında hırçınlaşıyorum ve ona daha kötü davranıyorum." dedi ve viski bardağını yeniden doldurdu. "Ah lanet olsun. Onu gerçekten özledim."
"Bu senin suçun, Jae Bum. Onu ve duygularını incitiyorsun. Bir senedir."
Jae Bum sesini çıkarmayınca Jin Young: "Onu unutmalısın, Jae Bum. O seni çoktan silmiş duruyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6Q99 | DAEJAE
FanfictionTitreyen elini umursamadan silahı tekrar ona doğrulttu. "Ölmek mi istiyorsun? Sana kaç dedim!" Kendisine bakan silahı umursamadan çocuğa yaklaştı. Silah tutan elini kavradı ve silahı kendi göğsüne bastırdı. "Sen öldüreceksen, evet." "Benimle dalga...