2.9

270 28 28
                                    

Bu bölüm iki ana çiftimizin iyice yakınlaştığı bölüm olduğundan erkenden paylaşıyorum. M bölüm var rahatsız olan o bölümü okumasın. İyi okumalar yorum ve vote'ları eksik etmeyin lütfen.


Young Jae bu kadar çabuk ve kolay olacağını tahmin etmemişti.

"Şey, üstün ıslandı. Hasta olacaksın."

Dae Hyun elini vücudunda gezdirdi. "Ben memnunum sonra değiştiririz." dedi.

"Tamam o zaman." derken Dae Hyun'un eliyle irkildi.

"Babam annemle evliyken, Im Jae Bum'un annesiyle çıkıyordu. Daha ben bile yokmuşum." diye başlangıç yaptı Dae Hyun.

"Annem bunu bildiği halde mutlu rolü yapıyormuş hayatı boyunca. Hep dayak yemiş ve morlukları fondöten ile kapatmış. Ondan ayrılmak istemiş ama babam izin vermemiş. Bir bebeğin aralarını düzelteceğini öne sürmüş. Babam bana tapar ama annemden hiç haz etmez. Her neyse. Annem, ben iki yaşındayken bir adamla tanışmış. Adam anneme aşık olmuş ve ona her konuda yardımcı olmuş ama annem kesinlikle aralarında bir şey olmayacağını söylemiş. Aslında ona aşıkmış ama hastalığını biliyormuş. Onu üzmek istememiş. Ben on yaşlarımdayken o adamla beni bu evde tanıştırmıştı. Adam bu evi annem için yaptırmış. Kocasından uzaklaşmak için, kafa dinlemesi için."

Young Jae, diyecek bir şey bulamamıştı. Kafasını yavaşça omzuna koydu ve ona sarıldı. Dae Hyun ise çıplak kalçasını havluyla kapatıp sardı ve elini orada bıraktı.

Young Jae kesinlikle onun dokunuşlarından rahatsız olmuyordu.

"Annem zamanının çok kalmadığının farkıymış. O zamanlar ergenlik zamanlarımdı. Annemi kaybettiğimde. O adamla konuşmuş ve ondan bir söz almış. Ölmeden hemen önce üzerindeki şu an bana ait olan tüm her şeyi o adamın üzerine geçirmiş. Ben on sekizime girdiğimde bana geri vereceğine dair söz almış. Adam da gerçekten çok sevmiş olmalı. Para bile aşkını bozamamış..."

"Annemi kaybettiğimde babamı suçlayıp evden kaçtım. 3 ay boyunca beni asla bulamadılar. O üç ay içinde Yong Guk hyungla tanıştım. Sanırım benim kurtarıcım Yong Guk hyung oldu. Perişan haldeydim. Herkese saldırıyordum, beş kuruş param kalmamıştı. Aç sefil haldeydim. Benden sadece birkaç yaş büyük dahi olsa bana o kadar olgun gelmişti ki. Onu ilk gördüğümde beni dövmüştü. Sözleriyle."

Young Jae hafifçe gülümsedi. "Bu çok güzel."

Dae Hyun da gülümsedi. "Hoşuna mı gitti?"

Young Jae hızla doğruldu. "Tabii ki acı çekmen hoşuma gitmedi. Bir kurtarıcının olması çok güzel."

"İkincisi de sensin. Farkında mısın?"

Young Jae gülümsedi. İçinden gelen öpme isteğiyle ona yöneldi ve dudaklarını birleştirdi. Dae Hyun ilk önce şok oldu ama sonra kollarını beline sarıp kendine bastırdı.

Young Jae, çıplak bedeninde hissettiği kumaşla garip hissetti. Bir süre sonra ondan ayrıldı, alnını yasladı.

"Ee devam et."

"Jun Hong'da babamın diğer sevgilisinin oğluymuş. Çok saçma değil mi? Babam resmen orospuymuş."

Young Jae hafifçe kıkırdadı, ufak bir öpücük daha bıraktı.

"Bir süre kadınlardan nefret ettim. Neden bilmiyorum ama önüme gelen orospuyla beraber oldum."

Young Jae'nin yüzü ciddileşti. "Sen hastalık da kapıp gelmişsindir şimdi."

Dae Hyun güldü. "Önüme gelen dediysem de o kadar da değil abartmayalım. Şu an kurşun izlerim haricinde tamamıyla sağlıklıyım."

"Eminim öyledir." derken yavaşça kalkacakken Dae Hyun onu tuttun ve sertçe oturtturdu.

6Q99 | DAEJAEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin