0.0.9 (düzenlendi)

4.1K 249 25
                                    

Yemek zamanı geldiğinden dolayı yatakta uyuyan Jeoongguk 'u tek bırakmıştım . Onun biraz daha yanında kalıp kokusunu içime çekmek istiyordum ama önümüzde engellerin olduğuna emindim . Dediklerine güveniyordum . Neden bilmiyordum ? Sakladıkları olsa da güveniyordum .

Benimde ondan sakladıklarım vardı . Ama o da bana  güveniyordu değil mi ?

Kapıyı sessizce kapatmaya çalışarak aşağıya adımlamıştım . Restauranta  girdiğimde bizimkilerden yükselen sesler ile yerleri fazlasıyla belliydi . Sınıfımın yanına geçtiğimde bana özel olarak ayrılan yer tam ortalarıydı. Güzel öğrenci konuşmalarına kendimi hazırlayarak oturmuştum .

" Hocam , hoş geldiniz ."

" Hoş buldum çocuklar , yemekler nasıl bakalım ."

Aramızda geçen yemek muhabbetinden sonra ne yemem gerektiğine onlar karar vermişlerdi . Herkesin mutluluğu ile bende uzun zaman sonra gerçekten kendimi mutlu hissediyordum .

" Hocam , bir yüzünüz açılmış . Bir canlı gözüküyorsunuz ."
Mary'nin söylediğine karşı gülümsemiştim . Hala böyle ince sözlere utanır ve kızarırdım. Eskiden alışırsın derlerdi ama ne bir alıştığım vardı ne de kızartmayı bıraktığım .

" Teşekkür ederim Mary . Sende her zaman olduğu gibi çok tatlısın ."

Mary de utanırken yanındaki Poly konuşmuştu .

" Yani hocam bende sizin gibi boylu poslu , kaslı ve de gözlerinden bile yakışıklı olduğu anlaşılan bir beyefendi ile olsam . Benim de yüzüm gözüm açılırdı ."

Dedikleri kulağımda yankılanırken yüzünü incelemiştim . Kesinlikle saflığından ve doğruluğundan yapılan bir hareket olduğu belliydi . Yüz ifadesinde bunları söylerken hiçbir art niyet göstergesi yoktu ama yine de konuya karşı şaşkınlığımı giderememiştim .

Mary şaşkınlığımı görüp onu dürterken dediğinin daha yeni farkına varırcasına gözlerini büyütmüş ve bana dönmüştü .

" Çok özür dilerim hocam . Gerçekten o anlamda demek istememiştim . Zaten oda kartı olduğu için eşiniz falandır diye düşünmüştüm . Hiçbir art niyetim yoktu hocam gerçekten özür dilerim ."

Kafamı sallayarak onu onaylamış ve sorun olmadığını belirtmiştim . Sessizliğe kendime adamayı da karar vermiştim . Sessizlik içinde benim hakkımda konuştukları daha çok duyuluyor . Daha fark ediliyordu .

Herkesin kafasında Jeongguk ile evli olup olmadığım ile alakalı soruları vardı . Evet evliydim . Ama nasıl ?

Bunu ben bile bilmiyordum .

Mary sessizce kafasını bana yaklaştırmıştı .

" Hocam hakkınızda söylenenler için bir şey demeyecek misiniz ?"

" Ne diyebilirim Mary ? İnsanların özel hayatı bu . İstediklerini yapabilirler . İstersem evlenirim istersem evlenmem . Bu onları ilgilendiren bir şey değil ki . Bu yüzden açıklama yapmaya ya da bir şey demeye ihtiyacım yok ."

Söylediklerimi kafasıyla onaylamış ve önüne dönmüştü .

Omzuma değen parmaklar ile irkildiğimde arkamı dönmüştüm direkt olarak .

" Alex , korkuttun bir daha yapma lütfen ."

Gülerek beni onaylamış ve konuşmaya başlamıştı .

" Tamamdır Rebecca. Hakkında bazı laflar dönüyor , merak ettim . Gerçekten evli misin ?"

Artık sıkılmıştım bu sorudan . Gerçekleri birileri öğrenmeli miydi bilmiyordum bile .

" Hayır ."

" Evet ."

Benim sesime aykırı olarak gelen Jeongguk'un sesi ile ona dönmüştüm . Aynı zamanda Alex de dönmüştü .

Anlamadığım hayatımda iki üç laf ettiğim biri nasıl en önemli anlarıma da denk gelirdi ? Alex anlamamış gözlerle baktı bize .

"Anlamadım şimdi ."

" Evliyiz biz Rebecca ile ve bir yılımızı çoktan doldurduk tamam mı ? Uzaklaş buradan şimdi ."

Sanırsam bütün masa Jeongguk'un İngilizce konuşmasını dinliyordu . Bütün herkes aklındaki soruların cevaplarını almıştı

Kolumdan tuttuğu gibi beni kendine çekerek söylendi .

" Nereye kaçtın hemen öyle ? Seninle birlikte uyanmak istiyordum ."

" Öğrencilerin yanına inmek zorundaydım . Onlardan ben sorumluyum ."

Durgun bir biçimde cevap verirken iç çekmişti . Maskesi dolayısıyla dudak hareketlerini fark edemiyordum . Bu bana sıkıntı yaratırken aynı şekilde bende iç çektim .

" Ne zamana kadar mesafeli olacaksın bana karşı Jung ?"

" Sana mesafeli miyim ?" Diyerek tek kaşımı kaldırmıştım .

Biraz öncesinde yaşananlar hala aklımdayken ona karşı mesafeli miydim ?

Ben onu hala kabullenmek isterken bundan kaçan ben miydim ? Yoksa bir şeyleri anlatmayan o muydu ?

O bana kendini açtığında koşarak ona gelecek olan ben mi suçluydum ?

Hala beni başkası görüp anlatmayan eşim mi suçluydu ?

" Öyle demek istemediğimi biliyorsun Jung . Seni sadece o şekilde  görmediğimi de biliyorsun . Kalbim senin sevgin ile çırpınırken neden bana karşı hala bir adım geridesin ?"

" Bana ispatla Jeon . Hayatımdaki yerini ispatla . Hala benden saklın var değil mi ?"

Gözlerini benden kaçırıp yerlere indirmişti .

" Söyleyemiyor musun Jeon ?"

Biraz daha bekledim cevap vermesi için ama bir cevap gelmiyordu bana .

" Pekala Jeon . Bir süre yalnız kalmalıyım ."

Arkama bakmadan gitmiştim yanından . Ben ona anlatabilecek kadar güveniyorken onun bana anlatmamasının sebebi neydi ?

Erkek olması mıydı ? Erkek olmak neyi değiştirirdi ki .

Duygu duyguydu işte .

Ne bir cinsiyeti vardı ne de bir ayrımı .

Neden bana güvenmiyordun Jeon Jeongguk ? Bana güvenmemen için sana ne yapmış olabilirim ?

MARRY ME ? ( Düzenleniyor ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin