Yüksek yakalı döner koltuğuna yasladığı kafasıyla gözlerinden yaş gelerek gülmeye devam etti.
Susmasını sabırla bekleyemeyecek kadar gergindim.
Ellerimi masadan çekip yenilgiyle iki yanımda yumruk yaptım ve omuzumun gerisinden Menekşe'ye baktım. Sarper'in arkasından çıkmıştı. Göz göze geldiğimizde bir adım öne çıksa da yüzü ciddiyetle gerildi ve sıcak bakışlarıyla beni kucakladı.
Sıcacık bir çift göz adeta 'Yapabilirsin' diyordu.
Yapabilir miyim bilmiyorum ama yapmak zorunda olduğumu biliyorum.
Bakışlarımızı yakalayan Sarper gözle görülür şekilde gerildi ve göz göze geldiğimiz de düştüğüm zor durumu fark etmiş gibi gözlerinde bir bakış yakaladım ama samimiyetine inanmadım. Menekşe'yi dirseğinden yakalayarak kafasıyla kapıyı gösterdi. Şahin ile beraber dışarı çıktıklarında halen oda da duraksayıp, sonra kıkır kıkır gülen Eymen'in kahkahaları dışında ölüm sessizliği çöktü.
"S-sen eskiden de..."
Gülmekten konuşamıyordu ve sözünü bitiremeden tekrar kahkalara boğuldu.
"Espritüeldin. " diye cümlesini bitirdiğinde omuzlarıma çöken ağırlığı kaldıramayarak sessiz kaldım.
Gözlerini silip alnına düşen uzun saçını geriye attı ve göz göze geldiğimizde yüzümde her ne gördüyse eli havada kaldı.
"Sen ciddi misin?"diye soludu.
Yutkundum.
"Bir tane neyine yetmiyor kızım!"
Gözlerimi üzerinden ayırmadım.
Yüzünde halen baki olan tebessüm dağılacak gibi oldu.
Sımsıkı birbirine yapışmış dudaklarımı zorlukla ayırdım.
"Zorundayım" diye fısıldayabildim. Ama.. Bu ona bir cevap mıydı, yoksa kendimimi ikaz ediyordum onu da bilmiyorum.
Kaşları çatılıp üzerimde gezinirken, koltuğunda iyice kaykılıp, yayıldı ve bir an ciddiye dönen yüzü saniye farkla yine dalgacı bir tavıra sürüklendi.
"Beni istiyorsan bahane üretmene gerek yok. Gerçi ayağıma kadar gelmen çok hoş ama bilemiyorum, kısa bir seks için vaktim yok sanırım."
Dudaklarına diktiğim gözlerim her açılışında dökülen kelimelerle sulanmayan başladı.
'Asla, asla bir daha onun karşısına çıkmam. Yana yana ölüyorum dese bir odun da ben atarım. Yemin ediyorum ki; bir daha adını bile anmayacağım.'
Böyle demiştim. Çok büyük konuşmuşum. Şimdi ise sanırım ödediğim bedel zehirli kelimelerinden daha ağırdı.
Gri gözlerine gözlerimi diktim ve dudaklarımı zorlukla birbirinden ayırdım.
"Seninle seks de dahil hiçbir şey yapmak gibi bir amacım yok. Ama.. Ama mecburum."
Gülerek ileriye uzanıp aldığı mermiyi parmaklarının arasında çevirdi.
"Bir cümlenin ortasında ama varsa başı yalandır."
Keskin griler vücudum da gezindi. Kendimi ellerimle kapatmamak için zor tuttum. Titreyen dizlerime destek olmak için elimi masaya yaslayıp eğilerek gözlerimizi eşitledim.
"Edebiyatını çekemeyeceğim. Anlamıyor musun? Buna mecburuz"
Bakışmamızı kesmeden yavaşça ayağa kalkıp masayı dolanarak bana doğru adımladı. Yanı başıma gelip etrafımda bir tur atarak, umursamaz gözlerini üzerimde sürdürdü. Tam önümde durduğunda dudaklarını bükerek beğenmemiş gibi bir tavır takındı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oğlum İçin
General FictionÇocuğun için en fazla ne yapabilirsin? Mesela boşandığın kocana geri dönebilir misin? Sabah işe diye yollayıp haftalarca elin yüreğinde haber beklediğin kocan, yaşadığını sadece dava dilekçesi ile bildirse? Bu ciğersiz adama, yıllar sonra geri dön...
