Birine öyle bir söz söyle ki, ya yaşat ya da öldür; ama asla yaralı bırakma. / Şemsi Tebrizi
Sahildeki bunaltıcı derecede neşeli sesler sıcakla yarışıyordu. Ben ise pencerenin önünde koltukta oturuyor, göğsüme baskı yapan his yüzünden sadece dışarıda ağaçtan kopmak üzere olan dalı izliyorum. Göğsümün ortasına inen ağırlığın adı Batur'du. Her şey rafa kalktı. Minik depresyonum bile. Şuan ne Eymen'i ne de bebeği düşünüyorum.Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğim.
Oğlum Alper' de olsa neden açılmasın telefonumu? Eğer Alper'de ise neden Akif yalan söyleme ihtiyacı duysun? Alper'i ve Menekşe'yi yalan söyleyecek kadar tanımıyor ki?Sessiz evde üst kattaki telefonun sesi çok kolay duyuldu. Bir kedi gibi kulaklarım dikilerek koltukta doğruldum ve Akif'in sessiz olmaya özen göstererek sessiz sesi ile tamamen kalktım. Yavaşça paronayak adımlarım merdivene ilerlerken "Zeynep'i oyalarım ben " Demesini seçmem ile ilk basamağa uzanıp korkuluğu sıktım.
Bana neyi söylemez?
Konuştuğu odanın kapısı özenle kapandı.
***
Tam orta yerine gerilmiş bir hamakta sallanıyor gibiydi hayatım. Bir şekilde albenisine kandım ve düştüğümde ayaklarım yere sağlam bassın diye dümdüz bir çizgi çekip orada yürüdüm. Yanlış yapmamaya o kadar takıntılıydım ki etrafımdaki akbabaları takip etmedim.
Ben bu hatayı nasıl yaptım?
Üç saattir durmadan düşünüp, ağladığım gerçek bu.. Nasıl yine insanlara güvenmeye başladım. Nasıl yine bu hatayı yaptım! Batur gelmedi. Oyalanıp duruyorum.Çok yaşlı hissediyorum kendimi. Çok yorgun ve akılsız. Menekşe arkadaşım değildi. Menekşe güvendiğim insandı ve ben bunu bu hatayı yapana kadar fark edemeyecek kadar sıkıntılarının arasında sıkışmış zavallı. Tüm suç benimdi. Elimi yumruk yapıp yanağıma yaslamış camdan dışarı gelmeyecek oğlumun yolunu gözlüyorum. Cama yansıyan görüntü bir suret değildi. Yıkılmış bir kadındı. Bu kendime daha çok acımamı, daha çok öfke duymamı sağlıyordu.
Kendi ayaklarımın üzerinde duramamıştım işte! Birilerine güvenme ihtiyacına girmiş olmalıyım. Bunun en büyük suçlusu olarak kendimi görsem de zihnimde beliren güven kelimesinin sureti olmuş abilerimde de buluyorum.
Evet, bir hata yapmış ve asla koca olamayacak bir şerefsizin ardından gitmiştim. Ama insan hiç mi merak etmezdi kardeşim ne yapıyor diye? Bu kadar mı umurlarında değildim! Eymen, bebeğimle beni bırakıp gittiğinde ne gidecek yüzüm vardı ne de çalacak kapım. Çok yalnızdım çok! Bana ilk elini uzatacak olana kanacak kadar çok! Telefonum bir kez daha titredi kucağımda ama burnumu çekmek dışında bir tepki göstermedim. Tekrar gözlerim dolarak ağlama krizinin kapısını araladığımda araba sarsıldı ve kasıklarıma giren keskin sancıyla tor top oldum.
Derin nefesler alırken kendime acımaya devam ettim. Ben iyi bir anne değilim.
Bir çocuğumun nerde olduğu belli değildi. Diğerini de onu ararken kaybedebilirdim. Tekrar hıçkırdığımda arabayı kullanan adamın gözleri arkaya döndü ama onu umursamadım.
"Durmamı ister misiniz hanımefendi? "
Tekrar araba sarsıldı ve başımı dizlerime yaslayana kadar öne eğilip karnımı tuttum.
Adamın cevap beklediği kalabalık zihnimde yer edince dişlerimin arasından konuşmaya çalıştım."Hayır, devam edin lütfen."
Farkındalık geldiğinde alel acele kiralık araçla birlikte tuttuğum adamın yüz ifadesini ve düşündüklerini umursamadım. Çünkü ölüyordum. Evet, akılsızlığım yüzünden zihnim beni öldürüyordu.
Batur'um neredeydi? Nasıldı kimlerin yanındaydı. Aklıma gelen ama dile getirmek istemediğim bir kaç kötü düşünce ile dudaklarım titredi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oğlum İçin
General FictionÇocuğun için en fazla ne yapabilirsin? Mesela boşandığın kocana geri dönebilir misin? Sabah işe diye yollayıp haftalarca elin yüreğinde haber beklediğin kocan, yaşadığını sadece dava dilekçesi ile bildirse? Bu ciğersiz adama, yıllar sonra geri dön...