İşin sonu kolaysa daha hiç başlamamış demektir.Eymen'den;
Kapatıp cebime attığım telefon her zamankinden daha ağır geldi.Arabayı şehir dışına çıkan boş asfalt yola sürerken sonunda konuşan fısıltıları susturabilmiştim.
Öyle ya da böyle özgürlüğümü geri alacaktım.
Tek düze başlayan evlerin eski duvarlarında göz gezdirdim. Bir zamanlar bende bu yıkık dökük evde oturur, rutubet kokusunu solurdum.
Ama mutluydum.
Hiç bir zaman olmayan bir şeye sahiptim. Aile.
Ne korumayı, ne de bir arada tutabilmeyi başarabildiğim kavram. Kenarda ki mavi eve yaklaşırken saçlarımı karıştırdım.Yapacak mıydım?
Evet, Eymen, yapacaksın! Herkesin iyiliği için diye kendimi tenkit edip durdum.Düşüncelerimin beni durdurmasına izin vermeden arabayı kenara çekip, hızla apartmana girdiğimde her şeyin bu kadar kolay olmasına şaşırıyordum.
Kapıyı çaldım ve hemen açan kadına bakmadan içeri girdim.
Güzel..
En azından ev civardakilere göre daha sağlıklıydı. Salonda iki kahverengi çekyat ve televizyon vardı. Mutfak salonun içerisindeydi göründüğü kadarıyla topluydu. Duvarlarda göz gezdirdim küf görünmüyordu.Merakla bana bakan dansçı kıza çevirdim gözlerimi. "Al" diyerek Aşkın'ın numarasını girip verdim.
Gözlerini kırpıştırarak bir bana, birde elime baktı ama hızla toparlanıp aldı.
Numarayı aramak onun elindeydi.
Seçimi ona bırakmıştım. Hattın ucunda kim olduğunu bilmiyordu. Yaptığı seçim hayatına yön verecekti.
Hep de böyle olmamış mıdır zaten?Ve beklediğimden daha büyük bir cesaretle hızla arayıp kulağına yasladı.
Çaldı çaldı..
Tam kapatmak üzereyken dışarı yansıyan ses duyuldu."Baturay?"
Kız çığlık gibi bir ses çıkartarak yere çöktü. Sicim gibi akan gözyaşları yanaklarından çenesine süzülürken ard arda yutkundu. Kirpiklerinin altından bana bakıyordu.Rahatsız hissederek kıpırdandım. En son ne zaman biri bana şükür edercesine bakmıştı?
Şimdi karşılıklı ağlama sesleri geliyordu.
İç çekerek kızın önünden geçip mutfağa ilerledim.
Büyük bir tezgahı olsa da alanı küçüktü. İri bedenim içinde komik duracağı kadar küçük. Uzanıp buzdolabını açtım.
Temel ihtiyaçların var olduğunu görünce omuz silkerek kapağını çarptım.
Sanki kader bunu yapmamı istiyordu. Önümde hiç bir engel yoktu. Hiçbir şey!İçeriden gelen sesle istemeye istemeye salona geçtim.
"Sen Baturay'ı dinle... İnan sana zarar vermez. "
Kız siyah uzun saçlarını arkaya atarak yüzünü kuruladı.
"Zarar vereceğini bilsem bile istediğini yapacaktım zaten"
Benim geldiğimi fark etmemişti.
"Sen nasıl ona bu kadar güvenebiliyorsun abla? İri, psikopata özgü ruhsuz bakışlar, her yere girip çıkacak kadar kirli bir çevre.. " devamını getirmeye çok istekli olduğu belliydi ama Aşkın sözünü kesti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oğlum İçin
General FictionÇocuğun için en fazla ne yapabilirsin? Mesela boşandığın kocana geri dönebilir misin? Sabah işe diye yollayıp haftalarca elin yüreğinde haber beklediğin kocan, yaşadığını sadece dava dilekçesi ile bildirse? Bu ciğersiz adama, yıllar sonra geri dön...