Bakışlar harfleri olmayan kelimelerdi. İki kişinin arasında ki gizli alfabe...
Bilmeyen anlamazdı. Bilen ise başka bir dile gerek duymazdı.
Kesişen gözlerimiz birbirine savaş açmıştı. Kendi de biliyordu. Sınırı aşmıştı.Arkadan görünen kafa ile gözlerimi kıstım. Beynimde dönüp duran, en sonunda uygun kelimeyi bulan zihnim ihanet diye yakındı.
Bu çok saçmaydı. Şahin onun adamıydı sonuçta ama yine de bu histen yakamı kurtaramadım.Şahin ile göz göze gelince hemen gözlerini kaçırdı.
"Ee, hadi anne!"
Aşağı kayan gözlerim elini tuttuğu adamın kopyası olan gri gözlerle buluştu. Bana gülümseyerek misafir geldiği zaman hoş geldin demediğinde attığım uyarıcı bakışı taklit etti. Oynamak zorundayım. Yalancı bir gülümsemeyle Eymen'e döndüm.Dişlerimin arasından "Hoş geldin"dediğimde gülümsedi.
"Hoşt! "
Tüm gözler Menekşe'ye dönünce beceriksizce gülümseyerek toparlamaya çalıştı.
"Yani hoş geldin."Akif gözlerini üzerimizde hissederken gülümseyerek ayağa kalktığını gördüm.
"Çok özür dilerim. Tanıştırılmadık değil mi?"Eymen'e ilerleyerek elini uzattı. Eymen'in yüzü kasılsada beni şaşırtarak Akif'in elini tuttu ve sıktı.
"Ben Akif, Zeyzey'in... Arkadaşıyım diyebiliriz"dedi gülerek.
Uzun bir süre ellerini bırakmayacaklarını sandım. Sonra Akif'in bedeni kasılarak elini çekti ve bana bir bakış attı. Daha sonra hafifçe elini ovaladığını görsem de aklım başka bir sahneyle meşguldü.Onun oğlumun elini halen tutuyor olması gerçeği.. gözlerim iç içe geçmiş ellere takıldı ve git gide daha da huzursuzlaştım.
Düşüncelerimi duymuş gibi Menekşe imdadıma yetişti ve atik bir hareketle Batur'un kolunu yakalayıp kendine çekti.
"Hadi aşkım biz seninle pastaları getirelim. " diyerek Batur'u kucakladığı gibi Eymen'den uzaklaştırdı ama Batur bundan memnun olmayarak indirmesi için kollarında debelendi. Menekşe hızla mutfağa doğru yol alarak onu uzaklaştırdı ve beni bu kaosla baş başa bıraktı."Zeynep ağabeylerinin olduğundan bahsetmişti. Siz hangi kardeşisiniz?"
Eymen'nin ateş gibi gözleri üzerime döndü. Kaşları derince çatılmış, burnundan soluyordu.Akif'in alnında biriken teri görünce üzerimde ki dumuru attım ve yalancı bir gülümseme ile onlara ilerledim.
"Neden oturmuyoruz?" diyerek koltuklara yönlendirirken Akif yanımdan geçerken"Ağabeyin evde bir erkeğin olmasından hoşlanmadı sanırım"diye fısıldadı.
Ağlamalı mıyım yoksa gülmeli mi karar veremedim.
Bu nasıl bir çıkmaz sokaktı.
Eymen, oğluma ben dayınım demişti. Akif eski kocama abim diye yaklaşıyordu. Ben?
Hepsini nasıl idare edeceğimi düşünüyordum.Dördümüz salona kurulmuş birbirimize bakarken ortamda zaten garip bir atmosfer varken git gide iyice arttı.
Eymen nedenini anlamadığım bir şekilde Akif'e öyle bir bakıyordu ki, adamcağız abim olduğunu düşündüğü için ecel terleri döküyordu. Arada Eymenle kesişen bakışlarımız mızrak gibi birbirini hedef alıyor, resmen bakışlarımızla kavga ediyorduk. Tabii o iyice yayılıp somurturken ben mecburiyetten bunu gülümseyerek yapıyordum. Şahin ise bir kenara oturmuş kollarını kavuşturmuş hepimize anlamsız gözlerle bakıyordu.
Yanımda oturan Akif sonunda sessizliği kırdı."Soruma cevap vermediniz. Durun ben tahmin edeyim"diyerek dirseklerini bacaklarına yaslayarak öne eğildi.
"Soner bey?"
Gülmemek için dudaklarımı kemirdim. Soner ağabeyim Eymen'den kelimenin tam anlamıyla nefret ederdi. Hepsi sevmezdi ama o bir başka gıcık olurdu ve Eymen'in tek cevap veremediği abim de oydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oğlum İçin
General FictionÇocuğun için en fazla ne yapabilirsin? Mesela boşandığın kocana geri dönebilir misin? Sabah işe diye yollayıp haftalarca elin yüreğinde haber beklediğin kocan, yaşadığını sadece dava dilekçesi ile bildirse? Bu ciğersiz adama, yıllar sonra geri dön...