BÖLÜM - 8/ Yeni Hissedar

34.2K 1.6K 84
                                    

"Zeynep hanım? "
Gür sesle sıçrayarak çelik grisi gözlerden koptum ve kısa saçlı sekreter kıza döndüm. Yüz ifadesinden  bir kaç sefer seslendiği anlayarak  mahcup bir gülümsemeyle elini uzatmış olduğunu gördüğimde bir an anlamayarak gözlerimi kırıştırdım. Kız yardımcı olmak isteyerek çenesiyle çantamı gösterince hafif tebbüssüm ederek çantayı kıza uzattım ve el mahkum tek boş olan yere - Eymen'in yanında ki sandalyeye geçtim. Benim oturmamla sıcak toplantı hızla devam etti ve üzerimden kalkan ilgiyle derin bir nefes aldım.

"Dediğimiz gibi Orhan bey, olasılıklar göz ardı edilemeyecek seçeneklerdir. Her seçenek ise ayrı bir hedeftir. Biz ikinci yolu tercih ediyoruz. "
Eymen ayak ayak üstüne atarak hepsinde göz gezdirdi.

"Siz ilaç depolamaya devam edeceksiniz biz ise yurt dışına dağılımını sağlayacağız. Uluslar arası bir şirket politikasıyla mı devam etmek istersiniz? Yoksa sıradan küçük bir anomim olarak kalmak mı?"
Adamcağızların hepsinin yüzünde etkilenmiş bir ifade mevcuttu ama Orhan beyin yüzünde kontrollü bir ifade vardı. Umarım kabul etmez. Umarım..
Orhan beyin cevabını beklerken ellerimi kucağımda birleştirip avuç içi boğumumu sıktım.

"Siz ne düşünüyorsunuz Zeynep hanım? Sonuçta ihracat kısmı ve iç yönetimden siz alakadarsınız." diye Orhan bey topu bana pasladı.

Bütün gözler üzerime dönünce yutkundum.
'Profesyonel ol!'diyen iç sesime hak vererek, onlara hafif bir tebessüm sundum. Gerisi ezbere şekilde geldi. Ellerimi masanın üzerinde kavuşturarak koltukta yan bir oturuş şekili aldım.
Bu duruş, iletişime hem kapalı, hem açık demekti. Hem asil, hem de gözü kulağı açık bir imaj sergilemek olduğu yıllar içinde tecrübelerimle öğrenmiştim.
Eğitimimin üzerinden geçerek beden dilimi kullandım. Umursamaz ama ilgili...

"Büyük atılımlar için büyük hazırlıklar gerekir. Acele bir karar vermek için bir gerekçe göremiyorum Orhan bey. Tabii, siz sayın yöneticilerinde takdir edeceği gibi iş gücü olasılığının seçenekleri yoktur. Bu doğrultu da iyi hesaplama yapmak, muhasebe ve sıcak oparesyon amirleriyle detaylı bir görüşme yapmadan bir şey demek mümkün görülmüyor, öyle değil mi?"

Eğer uzun ve kendinden emin bir üslup kullandıysanız, karşı tarafı itmemek için, ya da ukala adı altında adlandırılmamak için onları onaylamaya teşvik edin ve sihirli kelimeyi söyleyin;
'Öyle değil mi?'
Psikolojik olarak bocalamaya düşüp isteksizce onaylama mecburiyetine teşvik eder. Tanrım... Lütfen öyle olsun.
Öyle de oldu.
Yıllardır çalıştığım şirket yöneticisi Orhan Naif, başını sallayarak beni onayladı.

"Doğrusu haklısınız. "dedi.

"Üstelik iş gücü azımsanamayacağı da doğru."
Eymen'in bakışlarını sol yanağımda hissettiğimden karşı tarafa odaklı davranarak gülümsememi bastırmak adına yanağımın iç kısmını dişledim.

"Ama teklifinizi hemen reddedecek değiliz. Haftaya cumaya tekrar görüşmeye ne dersiniz?"
Stretejim biraz zelzeleye uğrasa da hiç yoktan zaman kazanmıştım. Onun neden burada olduğunu, neden şirketle iş yapmak istediğini bilmiyordum. Nedeninin - nedense- benimle ilgili olduğunu düşünüyorum. Ne olursa olsun bu şirkete adım atmasının önüne geçmeliyim!

Eymen gergin bir şekilde gülümsediğinde düşüncelerim aynı anda hızlandı, hem de arka plana atılarak ana odaklandı.

"Zarar ederseniz" vurgu suçlayıcı olmakla beraber, tehtit barındırıyor gibiydi. Yandan bana da keskin bir bakış atmayı ihmal etmeden "Zararını her ne kadar olursa karşılarız" dediğinde yutkundum. Bir şirket yöneticisi olarak baktığım zaman karlıydı. Kolayca reddedilemeyecek bir şart..

Oğlum İçinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin