Rana, yeni evlerinin bahçesini çok beğenmiş kocaman bahçesinde yalnızda olsa vakit geçirmeyi çok sevmişti..
Okuldan sonra bahçedeki bir ağacın altına oturup annesinin ona devamlı söylediği şarkıyı söylüyor hayaller kuruyordu.....
. Babası Ahmet bey de kimseyi pek tanımadığından arada bir dışarı çıkıyor çok durmayıp tekrar eve dönüyordu.
Rana odasına geçti ve çok özlediği ama bir türlü görüşemediği babasının izin vermemesinden kaynaklanan anne özlemiyle annesinin eski resimlerine baktı..
Resimlerde ne kadar da mutlu bir tablo vardı oysa ki. İşleri bu raddeye getiren durum neydi o halde. Kendisine hiç bir şey anlatmayıp çoğu zaman görmezden gelen babasına da soramıyordu bu merakını arttıran soruları. Annesiyle bir görüşebilse aklında ne var ne yok hepsini soracaktı oysaki.. Ve ona öyle bir sarılacaktı ki daha bu yaşında içinde biriken tüm hasretini dindirecekti..Ama hep düşlerinde var olan bir masal gibiydi bu hayalleri. Bir gün gerçekleşeceğinden habersiz resimlere dalmıştı. Babasının odasına doğru yaklaşan ayak seslerini işitmemiş olsa gerek hiç toparlanmadan oturmuşken babası açtı kapıyı..
-napıyorsun Rana nereye kayboldun birden?
Buradayım baba.Sustular.
Bir yandan da Leyal ile olan bağlantısını kopardığı için kızgındı babasına çünkü hayatında kendisini anlayan tek kişiydi. Ahmet bey:-neyin var? Diye sordu gayet anlayışlı bir tavırla. Fakat Rana'dan ses çıkmayınca devam etti sözlerine.
-Sende haklısın. dedi Rana'nın elindeki resimlere bakarak.
-sana ne annelik ne de babalık yapabildim. Kendime bile hayrım yokken seni düşünemedim.
Annen beni de perişan etti gidişiyle. Ben böyle biri değildim inan.Onun gidişiyle böyle deli serserinin biri oldum. Oysa herşey çok farklı olabilirdi. Ama olmadı işte. Üzgünüm. Sana kendimi affettiremem bunu beceremem de..
Rana bunları duyduğuna sevinmişti. Babası bugün gayet sakin ve anlayışlıydı.
Sanki karşısındaki babası değilde bir başkasıydı. Ona sarılmak istedi fakat ilk önce kendisini cimcikledi uyanmak için. Ama doğruydu. Babası ona hak vermişti sonunda.15 yıl sonra...
...
Derken yıllar yılları kovalamışş ve Rana serpilip genç bir kız oluvermişti.
Rana çocuk değildi artık. olmuştu. Yaşıtları her türlü imkana sahipken eğitimlerini almış veya çalışıyorken o bütün gün evdeydi. Babası doğru düzgün çalşmadığı için birçok eksiğide vardı üstelik babasına söyleyemediği..Çalışmaya karar verdi. Ve babasıyla konuştu.
Ahmet bey: geç bile kaldın. Ben yaşlandım artık. Bana bakma sırası sende..
kızını sevinmiş görünce bir nebze iyi hissetti kendini. Ve hiç bir şey demeden kalkıp salona gitti.
Artık Rana çalışacak kimbilir belki de Ahmet Bey hepsini kumarda kaybedecekti..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARTIK ÇOK GEÇ (DÜZENLENİYOR)
ChickLitÖyle bir çift göze aşık olmalı ki Ziyan olmasın.. Ziyan olmasın her bir zerresi bakmaların.. Sevgiliyle atılan kahkahaların.. Ziyan olmasın..