Sen Neyi Seviyorum Desen O Olasım Geliyor

40 12 0
                                    

Rana'nın bir derdi olduğunu anlamıştı Fatma teyze.. Yusuf da üzülmüştü. Rana ağlarken Yusuf'un canı acımıştı. Fakat belli etmedi.. çektiği sıkıntıları belli etmemek adına savaştı kendince. Sildi gözyaşlarını ve toparlandı. Ayağa kalktı ve Yusuf'un gözlerinin içine baktı gayet kararlı bir tavırla. Ve :- bunu alıyorum Fatma teyze diyerek aynaya doğru ilerledi. Kendine baktı bir müddet. Artık bitti dedi içinden. Artık bitti..

Fatma teyze hediye etmiş olduğu örtüyü övdü Rana'ya. -
-Başında ayet taşıyorsun artık yavrum. Değerini iyi bil olur mu? Ezdirme kimseciklere. Koru onu. Sana da çok yakıştı. Sende ona yakış. Dedi

Rana içinde ki muhteşem duyguyla kendini ağlamamak için zor tutuyordu. Konuşsa dökülecekti boncuk boncuk gözyaşları. Sustu uzun müddet. Çünkü biliyordu. Fırtına öncesi sessizlikti örtüsü artık. Başına gelecekleri hissediyordu. Artık herşey olacağına varsın diyerek kendinden emin bir tavırla düzeltti örtüsünü ve saçlarını iyice kapadı. Gülümsedi ve Yusuf'a baktı.

-ben seni yanlış tanıdım. Özür dilerim. Ve aynı zamanda teşekkür ederim.
Yusuf- önemli değil. Umarım bir ömür hakkıyla taşırsın. Hadi gidelim artık geç oldu. Dedi. Rana Fatma teyzeye sarıldı ve : inşallah sizi birdaha görebilirim. Dedi.
Fatma teyze : ben hep buradayım yavrum sık sık uğra bana. Diyerek öptü Rana'yı

....

Yusuf Rana'ya sormadan edemedi.
-neden ağladın???
- duygulandım..

:bana hiç öyle gelmedi ama.

- peki nasıl geldi sana. Diyerek Yusuf'a döndü Rana.

Sanki bi sıkıntın var gibi geldi dedi Yusuf Rana'dan her seferinde gözlerini kaçırarak.

-çalışmam lazım. Çok para lazım. Günlerdir arıyorum. Bugün benim son şansım. Bugünde bulamazsam eski hayatıma geri dönücem. Bomboş bir hayatım vardı. Hiç bir anlam veremediğim. Anlamsız. Bundan sonrası farklı olsun istiyorum değişmek istiyorum. Ama güçsüzüm. Kimsem yok. Hemde hiç kimsem.

Dedi
hem sinirli hemde ağlamaklı bir ses tonuyla. yürümeye devam etti. Yusuf hiç bir şey demeden yalnızca seslendi.
Ranaa??
Rana durdu ve Yusuf'a döndü.
Buraya kadar. Hakkını helal et. Dedi

Rana buna çok üzülmüş az önce ona sert davrandığı için fena halde pişman olmuştu. Bunu belli etmek istemese de buna üzüldüğü yüzünden okunuyordu.
?- Bir daha konuşmaz mıyız? Göremez miyim seni dedi..
-sanmıyorum. Kendine iyi bak dedi.
Ve arkasını dönüp gitti Yusuf..

Rana bir müddet arkasından baksa da hava kararmış ve artık evin yolunu tutması gerekmişti.. Hemen eve vardı ve kapıyı açarken babasının evde olmaması için dua etti.

Ne yazık ki bugünde geç gelmiş ve babasının ona tanıdığı fırsatı değerlendiremediği için şansını kaybetmişti. Rana babasının yanında takmamıştı örtüsünü. Daha doğrusu buna henüz cesaret edecek ve babasıyla bu konuda savaşak gücü kendinde bulmuyordu.
"baba ben bi kaç yere daha baktım. Eğer bana bir kaç gün daha izin verirsen çok geçmeden çalışır sana yardımcı olurum. Hem sen demiştin kii canın sıkılmaz bir iş bulursan. Ben çok sıkılıyorum. Beni anlıyorsun değil mi baba???
Ahmet bey.:....???
Rana: bişey demiycek misin baba dedi sözleri ağzında geveleyerek..
Ahmet bey: sana bir şans verdim. Sen ne yaptın. Hava kararmadan gelmek yerine beni böyle merakta bırakarak geç gelmeye başladın. Şimdiden böyleyse ooohoo işimiz var seninle!!
Yok sana iş falan otur evinde. Çok yakında biri ister evlenirsin bende senden kurtulmuş olurum. Ben kendime zor bakıyorum birde senin derdini çekemem. Dedi..
.. Ahmet bey günün bütün sinirini kızından çıkarmış ve kapıyı çekip gitmişti. Bir anlık insafıyla Rana ya fırsat tanımış ve sonra birşeyleri bahane ederek belli ki bu fikrinden vazgeçmişti. Aslında Rana'yı çok sevsede bir türlü ona iyi bir baba olmayı beceremiyordu. Zaten bu yüzden eaki eşi Elif hanım tarafından reddedilmişti ya..
...
Rana kalakaldığı yerde oturup hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Ve sonra uyuyup kaldı.
Uyurken rüyasında bir bahçe gördü. Her meyvenin bulunduğu, bir birinden güzel genç kızların olduğu, kuran sesleriyle cıvıl cıvıl kuşların ötmesiyle dolu bir bahçe.. Derken gözü ilerde beyaz örtülü bir hanıma ilişti. Yanına yaklaştı onun. Rana'ya hiç bakmadan secdeye eğiliyor tekrar kalkıyordu. Belli ki namaz kılıyordu. Rana oturup namazını bitirmesini bekledi. Genç kızın namazını bitirdiğini gördü ve heyecanla örtünün altındakine baktı. Yüzünü göremiyordu bir türlü.. Örtüyü kendisi kaldırmaya kalktı. Yavaşca genç kızın başındaki örtüyü kaldırdı ve gözleri fal taşı gibi açılıverdi Sümeyra'nın..
Çünkü namaz kılan genç kız kendisiydi. Karşısında bir Rana daha vardı.. Rana'ya baktı genç kız ve ona vazgeçme Rana.. benden vazgeçme.. Ateşe atma beni dedi.. Rana o anda korkuyla uyandı ve babasının odasına koştu. Ne yazık ki babası hala gelmemişti.
Ne yapacağını şaşırarak odanın bir köşesinde dizlerini eçkollarının arasına alarak oturdu ve gözlerini kapadı. Rana hem korkuyor hem de dua ediyordu. Birden kapı sesi geldi ve Rana elleriyle yüzünü kapayıp dua etmeye devam etti ağlayarak. Her gece korkardı Rana evde yalnız kaldığında. Fakat bu denli hiç korkmamıştı. Rüyanın etkisi hala üzerindeydi. Kapı gıcırdayan sesiyle sonuna kadar açıldı ve Ranaaa diye seslenen babasına baktı. Koşarak babasına sarıldı
Yalvarırım geceleri bırakma beni baba yalnız bırakma beni diyerek ağlamaya başladı. Babası şaşırmış ve hatasını anlamıştı. Kızına sarıldı ve tamam Rana gel odana gidelim hadi kalk kızım diyerek odasına götürdü ve birlikte uyudular.

ARTIK ÇOK GEÇ (DÜZENLENİYOR) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin