Playlist: No.1 ft. Melek Mosso - Hiç Işık Yok
2003, Istanbul
"Sence de fazla uzatmadın mı Selin?" diyerek kirpiklerinin altından bana baktığında omuz silkip bana uzanmaya çalışan ellerini ittim ve hıhlayarak arkamı döndüm.
"Kalbimi kırdın. Seninle konuşmuyorum."
"İzin ver kalbini onarayım, eskisi gibi olalım." dedi, sesi bahçede Cadı Rana'dan gizli gizli sütle beslediğim minik kedilerinki gibi çıkıyordu. Neredeyse pes edip kollarına zıplayacaktım ama tırnaklarımı kollarıma batırarak kendime engel oluyordum.
"Nasıl olacakmış o?" diye ciyakladığımda yenideb beni kendine çevirip masum masum baktı.
"Sana sarılacağım ve bitecek."
Bir an düşecekmiş gibi olup tekrardan kendime geldiğimde kaşlarımı çatıp ters ters ona baktım. "Sen o kızla okula gittin. Şimdi bana sarılacaksın ve benle seni affedeceğim, öyle mi?" Ellerini ikinci kez sertçe ittim. "Yok ya! Sen git o kıza sarıl, onun oyuncaklarıyla oyna, ona sarıl artık, ben seninle konuşmuyorum."
"Ben o kıza değil, sana sarılmak istiyorum ama..."
Bakışları ve sesine daha fazla kapılmamak için ikinci kez arkamı ona dönüp, "Kalbimi kırmayan birileriyle oyun arkadaşı olacağım bende." dedim.
İki büyük adım atıp bu sefer tam önüme geçtiğinde ellerimi karnımda kavuşturup sinirli gözükmeye çalıştım.
Ben çoktan Ali'yi affetmiştim zaten, ona kırgın kalamazdım ki..."Senin tek arkadaşın benim." dedi, sesi masum bir kediden çok sinirli bir kaplanınkine benziyordu şimdi.
"Ben okula başlayınca göreceksin sen...Her gün bu bahçeye bir sürü arkadaşımı getireceğim, onlarla oynayacağım."
Bu sefer ellerini karnında kavuşturup sinirli sinirli beni izleyen oydu. "Getir getir. Ben de hepsini tek tek havuza atmazsam adım Ali değil!"
Kendimi daha fazla tutamayıp güldüğümde sinirle bana bakmaya devam etti. "Ne gülüyorsun? Yapamaz mıyım sanıyorsun?"
Gülmeye devam ettim.
"Yaparım Selin. Hatta havuza atmakla da kalmam..."
Gülmeye devam ederken aramızdaki boşluğu kapatıp kollarımı etrafına doladığımda şaşkınlıkla kasıldı. "Yaparsın. Sen Ali'sin." dedim, onun da elleri arkamda birleştiğinde sarılmadan geçirdiğimiz iki günün acısını çıkarttık.
"Bir daha beni o kızın yüzünden kırmayacaksın, tamam mı? Söz ver." diye mırıldandım birkaç dakika sonra ayrıldığımızda. Kafasını hemen iki yana sallayıp, "Bir daha asla yapmayacağım. Söz." dedi.
İşaret parmağımı göğsüne doğru sallayıp, "Bir daha beni onun için kırıp üzersen seni affetmem, ona göre Ali." diye kuru bir tehtid savurduğumda kocaman gülüp dudağını işaret parmağıma değdirip öptü. "Söz veriyorum küçük hanım. Ali Mertoğlu sözü!"
Öpücük kondurduğu parmağımı geri çekip güldüm. Ona güvenmekten kendimi alamamak en masum ve en aptal kararlarımdan sadece biriydi.
▪♧▪
2013, Sidney
Göz kapaklarımı aniden açıp bir çırpıda yatakta doğrulduğumda soğuk terler şakaklarımdan boynuma iniyordu.
"Ne oldu Selin?" Benny'nin mırıltılı sesini duyduğumda güçlükle nefes alıp başımı ona çevirdim. "K-kabus."
"Yine mi onu gördün?" Zorla gözlerini aralayarak uykudan arınmaya çalışan gözlerini üzerimde gezdirdi. "Sen iyi misin? Su getirmemi ister misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hercai
Fanfiction"Hercai çiçeğinin hikayesini bilir misin, Mertoğlu?" Terastan festival alanını izlerken, onun kaba ayak seslerine sinir bozucu kahkahası da karışınca istemsizce gerildim. "Ben de kime soruyorum değil mi?" Gülmeye devam etti ve tam yanımda durup be...