27. Bölüm

180 23 0
                                    

İyi okumalar...

Sabah birazcık geç kalktım. Güzel bir kahvaltı edip Erenle yaklaşık yarım saat telefonda konuşup Tolga'nın ailesi hakkında bir çok şey öğrendim. Sonra uzun bir duş alıp kıyafet seçmeye başladım. Etek giysem olmaz. Elbise belki. Kot pantolon da belki. Gözlerim pantolonlarım ve elbiselerim arasında mekik dokurken içeri İlayda girdi. "Naber bebek" dedi ve yatağıma oturdu. Ona dönüp "İyi değilim. Bir saat sonra Tolga beni almaya gelecek ama ben ne giyeceğimi bilmiyorum!" diye sonunda patladım. Oflayarak dolabımın karşısına geçti ve uzun zamandır giymediğim bir elbise çıkardı. Sonra beline ince kahverengi bir kemer çıkardı. Elime tutuşturduklarını aldım ve "Bunlara uygun ayakkabım yok ki" dedim, dudağımı büzdüm. Gülümseyerek "Hadi bu akşamlık sana ayakkabılarımı veririm sen şunları giy sonra gel yanıma" dedi. Sıkıca sarıldıktan sonra "Teşekkür ederim" dedim. O çıkınca hemen giyindim ve saçımı tarayıp hafif maşa yaptım. Telefonum çalar çalmaz açtım. "Efendim sarı" dedim aşağı inerken. "Nerdeyse sizin sokakatayım hazır mısın?" dedi. İlayda'nın odasına girince "Evet inerim şimdi" dedim. İlayda ayakkabıları uzatınca hızlıca giydim. "Tamamdır" dediğinde telefonu kapattım ve "Bana şans dile" dedim ve uzaktan öpücük kondurup aşağıdaki çantayı alıp dışarı çıktım. Tolga gelmişti. Hızlıca arabaya bindim. Heyecandan konuşamıyordum. Tolga gaza basıp "Bu kadar heyecanlanma seni yemiyecekler Aybüke" dedi. Ona dönüp "Valla hiç laf yetiştiremeyeceğim sana. Biraz sonra erkek arkadaşımın ailesiyle tanışacağım ve muhtemelen beni sevmeyecekler" dedim. Gülüp "Sanırım o erkek arkadaş benim. Ayrıca seni sevecekler" dedi. Gülümseyip arkama yaslandım. Çok zaman geçmeden araba durdu. Hızlı aldığım nefeslerimle "Tolga biz bu tur daha mı atsak. Çok erken geldik" dedim. Anahtarı çıkartıp "Saçmalama balerin" dedi. Hızlıca arabadan indim. Tolga'nın elini tutup biraz sakinleştim. Kapıya gidince kalbim artık boğazımda atmaya başladı. Tolga zile bastı ve kardeşi açtı (asla Tolga'ya abi dediği için kardeşi olduğunu anlamadım. Tamamen zekiliğimden)

İçeri girince "Ben Meriç" dedi kardeşi. Gülümseyerek "Ben de Aybüke" dedim. El sıkışmamızı beklerken Meriç bi anda bana sarıldı. Şaşkınlıktan bir şey yapamadım ve ayrılınca annesine yöneldim. "Merhaba efendim" dedim ve babasına döndüm "Merhaba kızım. Hadi açsınızdır siz geçin sofraya" dedi. Tolga elini her zamanki gibi belime koydu ve masaya yönlendirdi. En başa babası, soluna annesi, sağına Meriç, onun yanında da ben ve Tolga vardık. Yemek yerken biraz sohbet ettik felan sonra salona geçtik. Annesi Gül teyze "Ee sen ne okuyorsun kızım" dedi. Bakışlarımı ona çevirip "Konservatuar. Bale yani" dedim. Kadın burun kıvırıp "Hande hukuk okuyor" dedi sessizce. Kaşlarımı kaldırıp "Hande?" dedim. Tolga hafifçe öksürdü. Meriç "Maalesef bir ara abimle sevgiliydi. O yarım aklıyla nasıl hukuk okuyor onu da anlamış değilim" dedi. Tolga'ya 'Bunu yolda konuşacağız' bakışı atıp "Ben okuduğum okuldan da baleden de çok memnunum" dedim. Sonra biraz sessizlik oluştu. Sessizliği bozan Meriç oldu "Aybüke abla sen benle gelsene ya bi" dedi. Hızlıca onu takip ettim. Muhtemelen odasındaydık. Sinirle inleyip bileğimdeki tokayla saçımı topladım ve odada tur atmaya başladım. "Şu kızı hatırlamak bile sinirimi bozuyor" dedim. Yatağa oturup "Boş ver ya ördek suratlının teki. Zaten ben de nefret ediyorum" dedi. Ona dönüp "Ama olay bambaşka. Tamam önceden bir sevgilisi olmuş olabilir ama o kız bir süre önce Tolga'nın evine gidip onu öpmüştü olaylar felan olmuştu. Ve artık cidden sinirim bozuluyor" dedim. Yanıma geldi ve "Bak annem Hande'yi çok sever sende ona inat böyle sinirlenme" dedi. Sonra kapı açıldı ve Tolga başını çıkardı "Aybüke gidelim mi artık?" dedi. Sinirle başımı sallayıp "Gidelim" dedim. Meriç "Aybüke abla sen bana numaranı versene konuşuruz" dedi. Bakışlarımı Tolga'dan alıp Meriç'e çevirdim. Telefonuna numaramı yazıp Tolga'yı takip ettim. Çantamı alıp "İyi akşamlar efendim" dedim ve dışarı çıktım. Tolga da gelince hızlı adımlarla arabaya gittim. Kilidi açar açmaz arabaya bindim. İçimdeki fırtınanın dışımdaki sessizliğini yaşıyordum. Kapıyı kapatınca "Aybüke" dedi ama lafını böldüm "Tolga konuşmak istemiyorum gidebilir miyiz artık" dedim. Bir şey demeden arabayı çalıştırdı. Yol boyunca ağzımı bile açmadım. Eve gelince Tolga "Aybüke ben annem adına özür dilerim. Hande konusu kapanalı çok zaman oldu ama annem Handeyi çok sever" dedi. Soğuk tavrımla "İyi geceler Tolga" dedim ve aşağı indim. Eve giderken ona baktım ama bir çığlık duyunca sokağın sonuna döndüm. Çığlığı Tolga'da duymuş olacak ki arabadan indi. İkimiz beraber sokağın sonuna kadar hızlı hızlı yürüdük. Karşımızda yüzünden kanlar akan bir kız çıktı. "Tatlım iyi misin?" dedim kızın yaralarına bakarken. Tolga etrafa bakıyordu. Kız "Üvey babam bana dokunmaya kalktı sonra ona vurunca beni dövdü. Nolur yardım edin." diyince Tolga "Nerde o adam" diye hemen sordu. Kızın gösterdiği yere bakınca bize doğru gelen kişiyi gördük. Tolga adamı hallederken bende kızı bizim eve götürdüm. Mutfaktan su ve ilk yardım çantasını alıp salona geri döndüm. "Al canım biraz su iç" dedim malzemeleri çıkartırken. Kız korku dolu gözlerle suyu içti. Bende dudağının ve kaşının yanına pansuman yapıp kanları sildim. "Adın ne?" dedim. Utana sıkıla "Gonca" dedi. Sonra kapı çaldı, Tolga geldi. Kapıda "Ne oldu" dedim. Göz kırpıp "Hallettim" dedi. Gonca'nın yanına gidince "Ben artık gideyim zaten o adam eve gelmez artık" dedi. Yanına oturdum ve Tolga'ya baktım. Tolga "İstersen gidebilirsin. Değil bu akşam bir hafta kimse bulamaz onu" dedi. Tek kaşımı kaldırıp Tolga'ya baktım. Başını yana eğdi ve "Hallettim dedim ya Aybüke" dedi. Gonca "Tamam o zaman ben gideyim" dedi ayağa kalkınca bende kalktım ve "Bak evim çok yakın yine bir şey olursa hemen gel tamam mı canım" dedim. Başını sallayıp yavaşça evden çıktı. Tolga tekli koltuğa oturdu ve başını sıvazladı. Yanına gittim ve "Bu akşam çok güzel geçmedi ha? Film izleyelim mi?" diye sordum. Gözlerini açıp bana baktı "Olur" dedi. Gülümseyerek "O zaman sen filmi seç bende bi üzerimi değiştireyim" dedim ve yukarı çıktım. Hızlıca pijamalarımı giyip İlayda'nın odasına indim. Kulağında kulaklık vardı. Beni görünce "Hoş geldin. Nasıl geçti yemek?" dedi ve yanıma geldi. Göz devirip "Çok güzel değildi. Neyse Tolga aşağıda ben aşağıdayım bir şey olursa haber ver" dedim. Başını salladığında gülüp aşağı indim. Film başlamıştı bile. Büyük koltuktaki Tolganın yanına gittim ve filmi izlemeye başladık.

Tamam çok uzun değildi ama sınavlarım daha yeni bitti. Olabildiğince hızlı yazmaya çalıştım. Bu aralar bir şeyler düşünüyorum takipte kalın. Öptüm hepinizi 😘

Aşkın Gölgesinde  (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin