22. Bölüm

172 19 4
                                    

Sizi beklettim ama güzel bir bölüm oldu bence.
İyi okumalar...

Tolga'dan;
Bu sabah eve eski sevgilim Hande geldiği için gergindim. Çünkü kız manyağın teki! Lise sonda olan biten saçma bir şeydi ama dedim ya manyak unutmuyor.

Aybüke'nin yanına gidince bana saydırdığını duydum. Beni fark etmesi için hafifçe öksürünce "Ne var" diye arkasına döndü. Ellerini tuttum ve "Özür dilerim. Biraz sinirliyim bu gün" dedim. Bakışlarını yumuşatarak "Ama hep bana patlıyorsun" dedi. Sıkıca ona sarıldım. Bu sefer kollarını bana sarmadı ama bırakmadım. Ayrılınca bir elini yanağıma koyup "Bana her şeyini anlatabilirsin tamam mı?" dedi yavaşça. Hafifçe tebessüm ederek başımı salladım. Sonra kantine geri döndük ve zorla Aybüke'ye tostu yedirdim.

Şu kız umarım bu daha karşıma çıkmaz!

Aybüke'den;
Ben tostu yedikten sonra İlayda'nın yanına gittik. Gayet iyi gözüküyordu. "İlaçlar işe yaramış gayet gülüyorsun" dedi Tolga. İlayda gülümsemesini bozmadan "Yetişkin bir İlayda her yerde gülümseyebilir" dediğinde hepimiz güldük. Sonra aklıma gelen şey ile "İlayda" diye bağırdım. Hastanede olduğumuzu hatırlayınca kısık sesle "Cumartesi günü erken mezuniyet sınavı var!" dedim. İlayda'nın gözleri fal taşı gibi açıldı ve "Hih!" Dedi. Sonra Eren'e dönüp "Beni bu akşam buradan çıkartman lazım prensim" dedi. Erken mezuniyet sınavı: okulunu bitirmesine bir yıl kalmış olan öğrencilerden isteyenlerin girdiği ve eğer başarılı olurlarsa dönem sonunda okulları bitiyor. Yani bir senelerini okumalarına gerek kalmıyor. Biz de İlayda ile isimlerimizi yazdırdığımız için girmemezlik gibi bir şey yapamayız.

Eren "Bekleyin" dedi ve doktorun yanına gitti. İlayda bana dönüp "Aybüşüm sen eve git çalış beni yarın çıkartırlar. Bir kaç saat bile çok önemli" dedi. Gözlerimi devirip "Saçmalama seni bırakamam burda. Yarın çalışırım ben" dedim. Tolga elini omzuma koyup "Emin misin Aybüke? Hem Eren var. Bende kalırım burada" dedi. Başımı sallayıp "Olmaz Tolga" dedim. Biraz sonra Eren doktorla beraber geldi. Doktor "Bu akşam çıkabilirsiniz. Ama baştan uyarayım 4 saat su dışında bir şey tüketmek yok. Ayrıca bir kaç kez kusabilirsiniz de." dedi. İlayda hemen yataktan kalkıp montunu giydi. Ben doktora dönüp "Teşekkürler" dedim. Doktor bana listeyi verince hastaneden çıktık. Eve gider gitmez odama gittim. Eren ve Tolga mutfakta İlayda'da muhtemelen odasındaydı. Evdeki eski pointlerimi giyip antrenman kıyafetlerimi üzerime geçirdim. Klasik bir müzik açıp genel hareketlerime çalıştım. Sonrada sınav için hazırladığım dansa çalışmaya başladım. Aşağıdan keman sesi geliyordu. Yüzümdeki gülümsemeyle dansıma devam ettim. İyice yorulduktan sonra pointlerimi çıkartmadan aşağı indim. Herkes mutfaktaydı. "Yuh Aybüke" dedi Eren. Tezgahtan bardağıma kahve doldururken "Ne var be" dedim. "Pointlerini neden çıkartmadın zeki kardeşim" dediğinde sırtımı tezgaha yaslayıp "Şimdi hiç uğraşamam valla iyi böyle" dedim. İlayda bi anda mutfaktan koşarak çıkınca lavaboya gittiğini anladım. Benden önce Eren peşinden gitti. Biraz sonra ben de gittim. Eren arkadan kollarını İlayda'ya sarmıştı. İlayda ağzını yıkarken onlara hiç dokunmamak için sessizce lavabodan çıktım. Tolga beni görünce "Ne oldu?" dedi. Dudağımı ısırıp "Eren var yanında" dedim. Yanına gittiğimde hemen bir eli belimi buldu. Başımı göğsüne yaslayıp "Çok tatlılar dimi?" dedim. "Hayır" dediğinde güldüm. Sonra Eren ve İlayda geldiler. İlayda sandalyeye oturup saçını topladı. "İyi misin kuzucuk" dedim. Dudağını yaladı ve başını salladı. Eren kapıya yaslanıp İlayda'yı izlemeye başladı. Kahvemi tekrar elime alıp yudumlamaya başladım. Bir süre sonra İlayda "Ben birazcık sahile gideceğim" dedi ve içeri gitti. Tabiki Eren de peşinden.

Bizde kahvelerimizi alıp salona geçtik. Televizyonun karşısında boş boş otururken Tolga oflayıp "Ben çok sıkıldım. PES atalım mı bi el" dedi. En kötü bakışımı atıp "Sen hayvan gibi oynuyorsun. Sanki sevgilin değilimde arkadaşınmış gibi davranıyorsun bana" dedim. Yanıma gelip "İstersen sevgilimmiş gibi de davranabilirim." dedi fısıltıyla. Koluna oturduğum koltuktan kalkıp tek kaşımı kaldırdım. Sağ elini belime koydu ve baş parmağıyla okşamaya başladı. Ben hala ona bakarken kolyelerimizi birleştirdi. Sonra dudaklarını omzuma bastırdı. Bakışlarımı tavana çıkarttım. Dudaklarını köprücük kemiğimde hissedince gıdıklandım ve hafifçe kıkırdadım. Dudakları boynuma çıkınca kalbimin ağzımda attığın hissettim. Belimdeki eli biraz aşağı inince ona bakarak eline vurdum. Küçük bir kahkaha attı sonra dudaklarıma buse kondurup diğer elini de belime koydu. Ben kolyelerimize bakarken Tolga "Çok güzelsin" diye fısıldadı. Gülümseyip bakışlarımı gözlerine çıkarttım ve "Ama sen yakışıklı değilsin" dedim. Ben kıkırdarken Tolga "Cidden çarpılacaksın" dediğinde kahkaha attım. Sonra kolyeleri avcuma alıp "Bu hikaye tamamen bitmeden bunları boynumuzdan asla çıkartmayacağız tamam mı sarı. Asla!" dedim. Koyulaşmış mavileriyle "Bu hikaye asla tam anlamıyla bitmeyecek" dedi.

Ertesi Gün;
Okuldan döner dönmez kendimi koltuğa attım. Bu gün Tolga ile hiç görüşememiştik. Telefonumu elime alıp sarımı aradım. Üçüncü çalışta açtı "Buyurun balerin hanım" dedi. Başımı geriye atıp "Yorgunluktan ölüyorum ve seni de çok özledim sarı bey" dedim. Hafifçe öksürüp "O zaman şimdi dışarı çık" dedi. Dediğini yapıp ayakkabılarımı giydim ve kapının dışına çıktım. "Gökyüzüne bak ve üç kere 'Sarı' de" dediğinde gülümseyerek gökyüzüne baktım. "Sarı! Sarı! Sarı!" dedim. Arkamdan kollarını belime sardı ve "Hizmetinizdeyim balerinim" dedi. Büyük bir kahkaha attım ve arkama dönüp sıkıca sarıldım. Eve girip mutfağa gittik. İlayda ona hazırladığım yemeyi yiyordu. Tolga masaya oturup "Naber" dedi. İlayda tabağını itip "Berbatım bu yemekleri yemekten bıktım" dedi. Ben kahvelerimizi koyarken Tolga "İlayda bu gün ilk kez yiyorsun" dedi. İlayda küçük çocuklar gibi omuz silkti ve "Ama aç değilim ki!" Dedi. Tolga'ya kahvesini verip "Sana öyle geliyor tatlım. Öğünlerini o kadar uzun süredir atlamışsın ki artık acıkmıyorsun" dedim. İlayda oflaya puflaya yemeğini bitirince odasına çalışmaya gitti. Yukarıdan keman sesi gelince "Dikkatli dinle" dedim. Yüzümde istemsiz gülümseme oluşmuştu. Ses kesilince "Dört kere hata yaptı ama hiç belli olmadı değil mi?" Dedim. Kahvesinden içip "Dört hata yaptığına emin misin" dedi. Sadece başımı sallamakla yetindim. Aklıma gelen şeyle kahvemi yutup "Yarın bizimle gelecek misiniz?" dedim. Başını sallayıp "Evet" dedi. Kahve kupamı tezgaha bırakıp "O zaman arkadan izleyebilirsiniz ama ikimiz farklı yerlerde olacağız" dedim. Kahvesini bitirip "Tamam ben senin yanında kalacağım zaten" dedi. Gülümseyip "Bi şey soracağım" dedim. Gözlerini kısıp "Sor" dedi. Biraz yaklaşıp "Sürekli benim yanımdasın sınavlarına kim çalışıyor genç adam" dedim. Muhteşem gülümsemesiyle "E sevgilin aşırı zeki olduğu için çalışmaya ihtiyaç duymuyor." dedi. Gülümseyerek gözlerimi devirdim. "Egonu dışarı çıkart çok yer kaplıyor"

Bir dahaki bölümde birazcık sizi üzebilirim şimdiden hazırlıklı olun.
Öptüm hepinizi 😘😘😘

Aşkın Gölgesinde  (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin