İyi okumalar...
Annemle babama son kez sarılıp taksiye bindim. Arka koltukta Tolga ben ve İlayda oturuyorduk. Eren ön koltuktaydı. Tolga'nın yanına oturdum ve başımı göğsüne yasladım. Yol hiç heyecanlı ya da atraksiyonlu değildi. Uçaktan inince Tolga ile yemek yedik. İlayda ve Eren aç olmadıkları için erkenden gittiler. Yemek yerken bi kız Tolga'ya sürekli bakıyordu. Ara ara bakıp gülüyordu sonra arkadaşına bir şeyler söyleyip tekrar Tolga'ya bakıyordu. "Tolga hırkanın kapişonunu tak" dedim. Ağzındakini yutup "Sıcak Aybüke burası" dedi. Çatalımı tabağıma koyup "Sıcak demedim zaten yan masadaki kız sana bakıyor" dedim. Patatesinden yedikten sonra "Saçmalama Aybüke" dedi. Kıza sert bir bakış atıp "Tolga ben görüyorum burdan" dedim. Bir şey demeden yemeğini yemeye devam etti. Ben de kıza öldürücü bakışlar atarken yedim. Kalktığımızda Tolga hesabı ödemeye gittiğinde kızın masasına gidip acı sosu elime aldım. "Selam" dedim. Kız bana şaşkın şaşkın bakarken "Yemek yerken fark ettim de sevgilime yiyecekmişsin gibi bakıyordun" dedim. Kız korkudan yerinde donup kalmıştı. Acı sosu bırakıp ketçabı elime aldım. "Ben bilmiyordum. Sadece yakışıklı-" derken lafını böldüm "İşte tam da onu söylemeyecektin" dedim ve suratına ketçabı boşalttım. Kız çığlık attığında herkes bize dönmüştü. Masadaki pastadan avuçlayıp suratına, ketçabın üstüne yapıştırdım. Sonra sandalyeden hırkasını alıp elimi sildim. Masanın üzerindeki tuzluğu kafasına dökerken biri belimi tuttu ve ayaklarımı yerden kesip dışarı çıkarttı. Hafifçe arkaya baktığımda Tolga olduğunu gördüm. "Bırak beni Tolga!" dedim. "Bırakayımda kızın yüzünü dağıt dimi" dediğinde sinirle nefes verdim. Elindeki çantamı ve kabanımı alıp kıza baktım. Üzerini siliyordu. "Bence artık gidelim" dedi Tolga ve elimi tutup dışarı çıkarttı. Eve gidene kadar söylendim. Arabada Tolga'yla vedalaşıp hemen eve girdim. Eren de bizdeydi. Beraber bir şeyler izliyorlardı. İlayda "Ben eşyalarımı yerleştirmeye gidiyorum" dedi ve odasına gitti. Eren "Pişt!" dediğinde ona dönüp ne var anlamında kafalı salladım. "Bi şey dicem gel bi" dediğinde yanına oturdum. "Biz İlayda ile iki yıldır sevgiliyiz ya" dediğinde kaşlarımı çatıp "Eee" dedim. Gülümseyip "Seneye zaten okullarımız da bitecek. Ben ona sevgililer gününde evlenme teklifi edeceğim" dedi. Gözlerim iri iri açıldı "Oha!" dedim. Koluma vurup "Bağırma lan" dedi. Gülümseyip "Aklında bi fikir var mı? Nasıl yapacaksın?" dedim. Değişik bir yüz ifadesiyle "Bilmiyorum. Klasik bir şey olmasını istemiyorum" dedi. Elimi anlıma koyup "Ben bunu bi düşüneyim güzel bir şey yap" dedim. Başını sallayıp "Tamam, ben de düşünüyorum zaten" dedi. Stresli olduğunu dışardan anlayabiliyordum. Omzuna elini koyup "Sakin ol. İyi bi karar iki yıl oldu bence kesin kabul eder" dedim ve ben de yukarı çıktım. Eşyalarımı yerleştirip yatağıma uzandım. İlayda, Eren'in teklifini kabul ederdi ama kabul etmezse Eren çok kırılırdı. Hatta mahvolurdu. Ama kabul ederdi ya. "İnşAllah" diye kendi kendime mırıldandım. Telefonumu şarja takıp gözlerimi kapattım. Öyle bi uyumuşum ki sabah dokuzda gözlerimi açtım. O da İlayda yüzünden "Aybüke uyan bizimkiler gelecek kahvaltı hazırlamamız lazım" dedi. Yastığın altına kafamı sokup "Siz yiyin ben uyucam!" dedim. Oflayarak kapının kapanma sesi gelince sevinçle yastığı suratımdan çektim. Gözüm istemsizce aynaya kayınca saçımın dağıldığını gördüm. Hızlıca saçımı örüp tekrar yattım. Ya yarım saat ya da bir saat sonra kapım açıldı. Gözlerimi açmadan "İlayda siz yiyin ben uyucam ya!" dedim. Ses gelmeyince "İnsafsız köpek uykum kaçtı mutlu musun?" dedim ve gözlerimi açtım. Tolga bana bakarak gülüyordu. Oflayarak yataktan kalktım. Sinirle banyoya girdim. Saçımı açıp düzeltirken Tolga da girdi. "Çık ya!" dedim. Arkamdan kollarını belime sardı ve başını omzuma koydu "Ama ben sana çok önemli bir şey söyleyeceğim" dedi. Aynadan ona bakıp "Noldu?" dedim. Boynuma öpücük kondurdu ve "14 şubatta Antalya'ya gideceğiz" dedi. Dudağımı büzüp "Olmaz ki. Eren İlayda'ya evlenme teklifi edecek ona yardım etmemiz lazım. Hem benim okulum var" dedim. Kollarını belimden çekince arkamı döndüm. Oflayıp "Eren tek başına halleder hem sadece bir gün" dedi. Başımı sallayıp "Olmaz Tolga onlar bizim kardeşlerimiz sayılır yardım etmeliyiz" dedim. Anında gözlerindeki parıltı söndü "İyi" dedi. Ellerimi yanaklarına koyup başımı eğdim ve sevimlice gülümsedim "Ama ertesi gün ya da hafta sonu bir şeyler yapabiliriz" dedim. Gözlerime bakıp hafifçe gülümsedi ve "Tamam" dedi. Bir elimi indirip elini tuttum "Hadi aşağıya inelim" dedim. Cevap olarak beni peşinden sürükledi ve dışarı çıkarttı. Aşağı indiğimizde Eren İlayda'nın saçıyla oynuyordu. İlayda da televizyondaki magazin haberlerini izliyordu. Yanlarına oturup sohbet felan ettik. Akşama doğru Eren ile planı konuştuk. Sonra onlar gittiler. Bizde çok geç olmadan uyuduk. Sabah erkenden kalkıp duş aldım ve İlayda'yı uyandırdım. "Ya neden bu okul tekrar başladı ki?" diye söylene söylene kalktı. "Şikayet edeceğine hazırlan geç kalacağız" dedim ve mutfağa gittim. Omlet yapmak için yumurta çıkartıp çırptım. Tava ısındıktan sonra yumurtayı tavaya döktüm. Telefonumdan instagrama bakarken gelen yanık kokusuyla hemen ocağa koştum. Tolga arayınca telefonu açıp omzumla başım arasına sıkıştırdım ve "Ne var Tolga!" diye bağırdım. Yumurtayı çöpe atıp tavayı lavaboya götürdüm "Aybüke iyi misin?" dedi. Su değince çıkan dumandan biraz uzaklaşıp "Omletim yandı ya!" dedim. Suyu kapatıp ellerimi kuruladım ve telefonu elime aldım "Sizin oraya gelmek üzereyim hazırlan diyecektim" dediğinde masaya oturup "Tamam" dedim ve telefonu kapattım. İlayda burnunu kapatarak mutfağa girdi "Bu koku ne ya?" dedi. Burnu kapalı olduğu için sesi çok değişik çıkmıştı. "Omlet yandı. Neyse sen bir şeyler atıştır çıkalım." dedim. Mutfaktan çıkıp "Saçmalama iğrenç kokuyor okulda yeriz çıkalım hemen" dedi ve kapıya doğru yürümeye başladı. Bende kapıya gidip kabanımı ve ayakkabılarımı giydim. Korna sesi duyduğumuzda dışarı çıktık. Eren olmadığı için ikimizde Tolga'nın arabasına bindik. Eren bu gün yüzük bakacaktı. Bu yüzden yoktu. Okula gelince İlayda bana sarılıp hemen sınıfına gitti. Kapıda bize bakan Melis'i görünce Tolga'nın elini tutup yanağına öpücük kondurdum. "Çıkışta gelemeye bilirim ikiniz beraber gidersiniz olur mu?" dediğinde gülümseyip başımı salladım. Okula ilerleyip girmeden Tolga'ya el salladım. Soyunma odasına girmeden önce Melis yanıma geldi "Aybüke biraz konuşabilir miyiz?" dedi. Biraz kenara geçip "Tabi söyle" dedim. Kızarık gözleriyle bana bakarak "Parti gecesi olanlardan sonra sevginizden şüphem kalmadı. Zaten az önce de gördüm." dediğinde lafını bölüp "Parti gecesi sarılmamızı kast ediyorsan-" derken bu sefer o benim lafımı böldü. "Hayır. Hastanede sen bayıldığında Tolga'nın halini kim görse seni sevdiğini anlardı." dedi. Ben şaşkınca onu dinlerken devam etti. "Kısacası ben artık o mevzuları unuttum seninle tekrar arkadaş olmak istiyorum" dediğinde cevap olarak sıkıca sarıldım. Birbirimizden ayrılınca gülümseyip "Hadi ders başlayacak gidelim" dedim. Başını sallayınca beraber soyunma odasına gidip hazırlandık.
Eveeeet! Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Bir dahaki bölüm sevgililer günü özel bölüm olacak. Yani direkt 14 Şubat'a atlayacak. Bilerek evlilik teklifi planını bu bölümde yazmadım. İyice heyecanlanın diye. Hadi öptüm hepinizi😘😘😘