Selam. Arkadaşlar kitabın ilk yayınladığım günden beri her gün bölüm atıyorum. Ve cidden telefona bakmaktan gözlerim bozulacak. 5. Bölümü Çarşamba günü paylaşacağım.
İyi okumalar...
Bir tek Tolga ile ben alkollü şeyler içiyorduk ve hep biz eğleniyorduk. "Yeter ya! Siz böyle kaldınız geldiğimizden beri" dedim. İlayda "Boşverin siz bizi. Eğlenmenize bakın" dedi. Omuz silkip insanların yanına giderken Tolga kolumdan tuttu "Kızım bi soluklan ya az önce geldik zaten" dediğinde İlayda benim yerime "Bırak o kafasına estiğini yapsın istesende durduramazsın" dedi. Ben onları orada bırakıp dans edenlerin yanına gittim ve bi kız grubuyla tanıştım onlarla beraber dans ettik baya bi sonra sahnedeki çocuk "15 dakika mola gençler birazdan yine buradayız" dedi. "Yaa" diyerek bizimkilerin yanına geri döndüm. Masanın arkasındaki koltuklara attım kendimi. "Hadi gidiyoruz" dedi Eren. Oflayıp kalktım. Ayakta zor dururken kim olduğuna bakmadan ya Eren'e ya da Tolga'ya tutundum. Sesinden anladığım kadarıyla Tolga'ydı. Arabaya bindik ve ben direkt ayakkabılarımı çıkarttım. Yolda giderken arka koltukların tavanının açıldığını fark ettim. "Tavanı açsana" dedim. Başıyla onaylayıp açtı ben direkt arkaya geçtim ve kotuğa çıkıp belimden yukarısını dışarı çıkarttım. Yoldan geçen sevgililere "Çok iticisiniz!" diye bağırdım. Sahile yaklaştığımızı fark ettiğimde koltuğa inip "Neden sahile geldik" dedim. Tolga "Eve bu şekilde gidemezsin" dediğinde tekrar öne geçip ayakkabılarımı giydim. Bana verdiği deri ceketi de giyip indim. Yolda yamuk yumuk yürürken belimden tutup kayalıklara yönlendirdi. Büyük bir kayaya oturduk. Ben başımı bile tutamadığım için omzuna yasladım. "Bu gece çok eğlendim, sağol" dedim. Bakışlarını denize sabitleyip "Ben de çok eğlendim" dedi. Sadece sırıttım. Sonra birden midem bulandı uzaklaşıp deniz kıyısına gidip içimdekileri çıkarttım. Tolga arabadan su alıp geldi. Elimi ve ağzımı yıkadım. "İyi misin?" diye sordu. Başımı sallayıp ayağa kalktım ve "gidelim artık" dedim. Yürürken bir iki kere yalpalayınca beni kucağına aldı. "Ben kendim yürürüm" dedim. Bana bakıp "Yere yapışıyordun" dedi. Bir şey demedim. Arabada uykum geldiği için emniyet kemerimi takıp başımı cama yasladım. Gerisi yok. Uyandığımda yatağımdaydım. Kalkıp saate baktım. Saat on bir di. Aşağıya inip "İlayda" diye seslendim. Birkaç saniye sonra "Mutfaktayım" dedi. Hızlıca mutfağa gittim. "Günaydın" diyerek masaya oturdum. Yalçın hayvan gibi yemek yiyordu. Gülüp "Yavaş ye ayı" dedim. İlayda ocağın başında krep yapıyordu. Yanına gidip fısıltıyla "Dün gece ben nasıl eve geldim? En son denizdeydik" dedim. Pişirdiği krebi alıp "Kahvaltıdan sonra anlatırım" dedi aynı fısıltıyla. Başımı sallayıp güzelce kahvaltımı yaptım. "Okul nasıl gidiyor?" diye sordu Yalçın. Gülümseyip "İyi sayılır" dedim. Biraz sohbet ettikten sonra Yalçın'ın telefonu çaldı. "Ne var? Tamam geliyorum" deyip kalktı. "Nereye ya?" diye sordu İlayda. Yalçın ağzına salatalık atıp "İşim çıktı. Gelirim bir iki saate" dedi. Dış kapının kapanma sesi geldikten sonra "Hemen bana geceyi anlatıyorsun" dedim. Cevap vermesini beklemeden "Kesik kesik hatırlıyorum" dedim. Eliyle bi dakika der gibi yaptı ve telefonunu çıkartıp bana gece çektiği videoyu gösterdi. "Kahretsin" deyip telefonu kapattım. Tolga ile beraber şarkı söylemiştik! "Oo bu daha hiç bir şey beraber gerizekalı gibi dans ettiniz" dedi. Kızaran suratımı ellerimle kapattım. Bu kadar dağıtacağımı düşünmeden içmiştim. Umarım dalga geçmez o sarı. "Hatta sahneye çekiştirerek sen çıkarttın çocuğu" dedi. Bir elimi suratımdan çekip ona doğru tuttum "Tamam yeter sus" dedim. Gülüp yemek yemeğe başladı. "Bu gün kesinlikle alışveriş yapmalıyız" dedim konuyu değiştirerek. Başını salladı. Ben üzerimi değiştirmeye yukarı çıktım. Kot pantolon ve yeşil bir kazak giydim.
İki Saat Sonra
Alışveriş merkezinde Melis'le karşılaştık ve beraber mağzaya girip bir şeyler baktık. İlayda ve Melis bir şeyler yemek için pizzacıya oturdular. Ben bi şey yemeyecektim ama yine de oturdum. Tam karşımızdaki hamburgercide Tolga'yı gördüm. Yanında Eren yoktu. İki kız ve bir erkek vardı. Hepsi konuşurken Tolga telefonuyla oynuyordu. Başını kaldırdığında beni gördü. Gülümseyince ben de gülümsedim. Sonra mesaj geldi.
'Gece çok eğlendim, teşekkürler'
'Bende onu diyecektim kusura bakma ben fazla dağıtmışım sabah İlayda video gösterdi de'
'Ben çok eğlendim sen?'
'Ben de' yazdım ve telefonu kapattım. Son kez ona bakıp kızlara döndüm. Melis "Aybüke, geçen gün seni okula bırakan çocuk kimdi?" dedi. Ona dönüp "Hiç, bir arkadaşım" dedim. Pizzasından biraz yiyip "Çok yakışıklıydı. Telefon numarasını verir misin?" dedi. Vücuduma anlam veremediğim bi sinir yayıldı. İlayda "Kim o arkadaş?" dedi. Melis'e kötü bakışlar atarken "Tolga" dedim. Melis "Heh! Evet Tolga" dedi. İlayda'yı es geçip "Veremem telefon numarasını" dedim sertçe. Sonra İlayda sinsice sırıtıp tek kaşını kaldırdı "Ya versene işte. Zaten 'SADECE ARKADAŞ' sınız" dedi. Ona sonra görüşücez bakışı atıp bi numara sallayıp Melis'e verdim. Bi an Melis'in o iki kilo makyaj olan suratını duvara sürtmek istedim. Yemeklerini yediklerinde kalktık. Kızda nasıl bi göz varsa karşıdan Tolga'yı gördü. Yanlarına gidince "Selam" dedim. Tolga "Selam" dedi. Melis Tolga'ya hayran hayran bakarken "Sizi gördükte bi selam verelim dedik" dedi. Bi vurucam ağzına şimdi. "Bizim kızlar gidiyorlardı şimdi isterseniz beraber dolaşalım" dediğinde "Yok siz takılın" dedim. Melis beni geri itleyip "Olur, biz şimdi sinemaya girecektik siz de gelin" dediğinde bu sefer ben onu itledim. Sinemaya falan girmeyecektik ama bozmadım çünkü aklım bi plan geldi. "Evet bi korku filmi gelmiş" dedim.Filmin başlamasına az kala yetişmiştik koltuklarımız yan yanaydı. En son ki koltuğa Tolganın arkadaşı geçti. Tolga onun yanın gidince ben de Tolga'nın yanına oturdum. Melis tam benim yanıma oturacakken İlayda oturunca somurtarak en dışarıdakine oturmak zorunda kaldı. Filmin ortasında çığlık atıp durdu salak. Hayır yani ne olnuş adam hakkında konuşurlarken adam hepsini öldürüp kızın gözünü kesip bi kutuya koyup cebine attıysa? Ara verildiğinde "Melis bu kadar korkuyorsan neden bu filme girdin?" dedim. Ben biliyordum o yellozun sebebini. Tolga'nın yanına oturup korktuğu için ona sarılacaktı. İlayda Melis'i tuvalete götürdü. Geri döndüğünde bana göz kırptı ve "Ben gidiyorum Melis de benimle geliyor. Film bitince Tolga seni eve bırakır" dedi. Başımı salladım ve sinemadan çıkışını izledim. Film başladığında suratımdaki sırıtışı silemedim. Adam cebindeki gözü çıkarıp alete gösterdi ve gizli odaya girdi. Gözü yere atıp üzerine bastı. "Gerizekalı o sana daha lazım olacaktı" dediğimde Tolga güldü. "Ne?" dedim. Yok bir şey anlamında başını salladı. Filmin sonunda adam hepsinin cesetlerini kızın evinin banyosuna koyup yakmıştı. Çıkarken "Hiç korkunç değildi" dedim. Çıktığımızda "Ben Mert" dedi çocuk. "Aybüke" dedim. Gülüp "Biliyorum, aynı okuldayız seni bir iki kere dans ederken görmüştüm" dedi. Gülümsedim "Çarşamba günü de bir gösterim var. Beklerim" dedim. Biraz oyalanıp çıktık. Eve gelince İlayda beni sorguya çekti. "Neden Melis'e yanlış numara verdin?" dedi. Dudağımı ısırıp biraz düşündüm. "Yanlış numara vermedim ki" dedim. Gözlerini kısıp "Evet çünkü ben Tolga'nın telefon numarasını bilmiyorum" dedi. Şirince gülümsedim. "Tamam bunu geçelim. Peki neden Melis Tolga'yı sorunca sinirlendin?" diye sordu bu sefer. Oflayıp "Hafta içi yarışmam var ben hala burada zaman harcıyorum" deyip merdivenlere yöneldim. Arkamdan "İstediğin kadar çabala, aşktan kaçamazsın!" dediğinde ona dil çıkarıp odama gittim. Tamam hafta içi yarışmam var ama ona çalışmak için gelmedim odama. Ya bu sadece bi anlık koruma iç güdüsüydü onu sevmiyordum!
Biraz kitap okumak iyi gelmişti. Yarım saat de esneme hareketleri yapıp salona indim. Yalçın yoktu. Evde onu aradım ama yoktu. Sonra dışarıdadır diye düşünüp televizyonu açtım ve koltuğa oturdum. Sehpa'nın üzerindeki zarf dikkatimi çekti. Üzerinde hiç bir şey yazmıyordu ve siyahtı. Merakıma yenilip açtım zarfı.