Bölüm Şarkısı;
Lana Del Rey - Summertime Sadness♠
Abim bakışların bana döndüğü fark etmiş olmalı ki ona ve yanındaki adama baktı daha sonra beni gösterdi.
"Sizi tanıştırayım kardeşim Alçin. "dedi. Yüzüme zorla bir gülüş kondurarak diğer adama tebessüm ettim. Umarım şaşkın bakışlarımı fark eden olmamıştır.
"Hoşgeldiniz." dedim, benim bile zor duyduğum bir ses tonuyla.
"Demek kardeşin Aden. Merhaba Alçin. Ben Mirsad." dedi. Adamın gülümseyince ortaya çıkan kırışıklıkları ve kır saçları yaşını ortaya veriyordu sanırsam elli yaşlarındaydı. Çok güzel Boşnakça konuşuyordu. Burada duyduğum en güzel aksana sahip kişiydi belki de. Doğrusu imrenmiştim. Biz kendi aramızda daha çok Türkçe konuşuyorduk. Annem Arnavut Müslümanıymış ve buraya göç etmişler. Babam ise Türkiye'den buraya göç eden bir ailenin çocuğuydu. Yani Türk'tü. Bende Türkçe'yi ana dilim olarak biliyor. Boşnakça'yı ikinci bir dil olarak burada kullanıyordum fakat yanındaki genç adam ile tanıştığımda o benimle Türkçe konuşmuştu. Demek ki o da benim gibiydi.
"Merhabalar. Tanıştığıma memnun oldum." dedim ve ikisi arasında göz teması kurdum ama o bana bakmadı bile.
"Bu da oğlum Amar." dedi. Kaşlarım havaya kalktı ama merakımı ve heyecanımı belli etmemeye çalıştım. Sadece gülümsedim. Adının Amar olduğunu öğrendiğim adam bana beklemediğim anda elini uzattı. Elim ayağım buz tuttu. Bende elimi uzatarak bugünkü bilmem kaçıncı temasımızı yaşadık. Elimin üstünü hafifçe okşayarak, "Memnun oldum." dedi. " Bende." diyebildim. Hep birlikte salona girdiğimizde koltuklara geçtik. Mirsad Bey ve abim konuşma içerisindeyken Zehra çalışanlara sofra düzeninden bahsediyordu. Amar ise telefonu ile ilgileniyordu. Bakışlarım haddinden üstünde durmuş olmalı ki kafasını kaldırarak bana baktı. Göz göze geldiğimizde yerdeki halıya indirdim gözlerimi ve biran önce eve gitmeyi diledim.
"Alçin sen ne okuyorsun?" Mirsad Bey'e döndüm.
"Daha lisede okuyorum." diyebildim.
"Ne güzel. İlerde aklında bir meslek var mı?"
Ne cevap vereceğimi bilemedim. Bir hayalim vardı fakat bir meslek olduğunu düşünmüyordum.
"Piyano çalıyorum. Sanırsam meslekten çok benimki bir hayal. Büyük bir konser vermek istiyorum." dedim.
"Etkilendim. Baban gibi sanata yatkınsın. Babamda çok güzel resim çizerdi." dedi. Sesinde geçmişe duyulan büyük bir özlem vardı. Nerede olsa bilirdim.
"Babamı çok yakından tanıyor olsanız gerek." diyebildim.
Abim ikimiz arasındaki diyalogdan memnun olduğu için hiç araya girmedi.
"Evet. Liseden arkadaştık." dedi. Amar bir bana bir babasına bakıyordu ve hiç konuşmuyordu.
"Amar senin okul bitti ne yapmayı planlıyorsun?" abim Amar'a bakıyordu. O ise aynı umursamaz bakışları ile salonda gözlerini gezdirdi.
"Benimde bir çocukluk hayalim vardı Alçin gibi. Dünyayı gezmeyi planlıyorum. İş konusunda radikal kararlar almadım." dedi. Sesinde çocukluk hayali derken bir alay vardı. Benimle dalga geçmiş ve bana çocuk demişti. Abim ve Mirsad Bey gülerken ben kaşlarımı çatarak dik dik ona baktım. Bir topuk sesi duyduğumda gelen kişiye baktım. Zehra bize bakarak, "Hadi sofraya geçelim. "dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAHZA "Uyanış"
RomanceZamanın avuçlarının beni ondan koparmasının üstünden günler, haftalar ya da aylar geçmişti. İçimdeki kor gün geçtikçe büyüyor ve beni biraz daha ona bağlıyordu. Gözlerimi yumdum ve onu hissetmeye çalıştım. Sanırım hissediyordum. Fakat ben ölü değil...