28.Bölüm: "Geçmişin Tenine Sokulmuş Gerçek"

1K 88 47
                                    

"Kafakterlerimiz ve gerçeklerimiz bir yalanın içinde besleniyordu."

"Alçin..." iki dudak arasından bir duayı andırıyordu bu isim. Ses tonunda çaresizlik ve yetememezliğin verdiği pişmanlık vardı. Aden'in kalbi iki avuç arasında sıkılıyor nefessiz kalmış gibi hissediyordu. Bu hissini adına bir isim bulamıyordu. Sanki kardeşi ölmüştü ve elinden hiçbir şey gelmiyordu. Omzuna koyulan el ile öne eğik kafasını kaldırdı. Dakikalardır soğuk beton zemine takılı kalmış bakışları omzuna dokunan ve destek vermek istercesine sıkan kişinin soğuk bakışlarına döndü. Amar Aden'i inandıramayacağını bilse de, "Bana güven onu oradan çıkaracağım." dedi. Aden başta öfkeli yanını zapt etmeye çalışırken Amar'ın ses tonundan ulaşan güvene son çare olarak tutundu ve "Hatanı telafi etmek için son şansın. Ne yap et kardeşimi oradan çıkar." dedi. Akar gayri ihtiyari gülmek istedi. Alçin'in orada olmasının sorumlusunu kendisi görüyorlardı, haksız da değillerdi. Başlarda izin almadan bir yere gitmeyen genç kız kaburgasına ağrı veren hislerinden uzaklaşmak için çevresinden soyutlanmış kafasına buyruk bir hal almıştı ama tek suçlu Alçin değildi. Çevresindekilerde bu haline göz yummuştu. Şimdi Alçin olsa onlar bana hep körlerdi onları suçlama derdi.

Amar son kez Aden'in akı kızarmış gözlerine bakarak kafasını yavaş yavaş aşağı yukarı salladı ve geriye dönerek karakolun bahçesinden geri içeri girdi. Dakikalar önce görüştüğü polis amirini aramak için danışmaya yöneleceği an elinde dosya ile kendisine doğru gelen amire birkaç adım attı. Adamın surat ifadesinde işlerin daha da sarpa sardığını anlamak mümkündü.

LAHZA "Uyanış"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin