16. Bölüm: "Saklı Kadının Aşkı"

4.6K 292 75
                                    


Bölüm şarkısı;

Selena Gomez- Back To You

Elimden gelse her şeyi geri sarmak yerine asırlar sonrasına almak isterdim. O zamanki beni yeniden tanımak isterdim ya da hala yaşıyor ve o kanlı sabahın katili olduğunun gerçeğine alışıp alışmadığımı görmek isterdim. Ben bir gün değil her gün kanıyordum bu ise bana sadece kan kaybettiriyordu. Artık acımıyordu, biliyordum. Oysa bana acı veren tek şey karşımda tüm yenilmezliği ile duruyordu. Sahi ne kadar olmuştu onun galibiyetlerine alkış tutalı?

"Ne yapacağız?" bu soru dudaklarıma fazlasıyla eğri gelmişti. Tek odak noktam oydu. Burada ne işi olduğuydu?

"Şimdi iniyorum. Sen bekle." Sadece kafa sallamakla yetindim. Olcay güven vermek istercesine elim üstünü okşadı fakat daha da tedirginleştim. Hala kafamda Olcay'ın planıyla ilgili oturmayan şeyler vardı. Bu beni itiraf etmesemde korkutuyordu.

Olcay atik bir hareketle kendini karanlık ve ayaz geceye attı. Büyük adımlarla benim camımın beş altı adım uzağında duran Amar'ın karşına geçti ve perde kapandı. Şuan ikisinide göremiyordum. Aslında tek merak ettiğim Amar'ın yüz ifadesiydi fakat Olcay'la neredeyse aynı boydalardı. Görmeme engel oluyordu. Ben dikkatle onları izlerken beklenmedik şey titrememe sebep oldu. Amar Olcay'a kafa atmıştı. Gözlerimi birkaç saniyeliğine kapatıp açtım. Her şey o an gerçekleşti. Yerde kendini toparlamaya çalışan Olcay'a parmağını sallayarak bir şeyler söyledi.

Daha sonra hızlı adımlara bana yaklaştı. Kendini sanki ondan kaçmak ister gibi ki bu korkutucu haliyle öyle gözüküyordu. Kendimi koltuğa yapıştırdım. Gözleri bendeydi ama sanki başka bir düşünceye takılmıştı.

Kapımı açtı ve soğuk havayla birlikte ıslak odunla karışık tarçın kokusu ciğerlerimi istila etti. Gözlerimi kapattım ve itiraf etmemem gereken şeyi yaptım. 'Onu özlemiştim.' Ben koca bir aptaldım. Gözlerim dolmaya başladı. Onu görmek bana iyi gelmiyordu. Gözleriyle ruhuma bakıyordu sanki. Ben gizledikçe o daha da üstüme geliyordu. İri avuçları dehşetli yüzümü kavradı. Elleri buz gibiydi, tıpkı onun bakışları, dokunuşu, gözleri gibi...

"Sana bir şey mi yaptı?" sesi ulaşılması zor bir kaya parçasıydı. İçim titredi. Sanki evet desem bir katliam çıkacaktı.

"Cevap ver!" sıçradım. Sesinin volümünü arttığını fark etmiş olmalı ki bu sefer ki sesi sakindi.

"Alçin konuş." başımı iki yana salladı..

"Bana bir şey yapmadı." sesim içime kaçmıştı adeta. O benim sınırlarım içerisindeyken nasıl mümkün olmasındı ki?

"Gidiyoruz." beni belimden tutarak arabadan çıkardı. Olcay yerde oturmuş tepki dahi vermiyordu.

Ona yönelmek istedim. Belimdeki iri elleri sıklaştı. Kafamı kaldırarak Amar'a kaş çattım. "Bırak beni ona ne yaptığını sanıyorsun sen?" kollarında hırçınlaştım.

"Alçin beni deli etme benimle geliyorsun." dedi, başımı gövdesine yaslayarak. Olcay ise sadece susuyordu. Neden birden fedakâr halleri tozla bulut olmuştu.

"Aklını okuyabiliyorum. Şimdi sana dostun dediğin kişiyi tanıtayım." alaylı bakışlarını Olcay'a dikti. Olcay'ın bakışlarının an ve an alev aldığına şahit oldum. Burada her ne dönüyorsa artık öğrenmek istiyordum.

LAHZA "Uyanış"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin