2.Bölüm: "Geçmişin Yaptığı Kalp Masajı"

8.5K 339 70
                                    

Avuçlarıma düşen masalın, sesiyle uyudum her gece.
Her bir geceye bir göz yaşı bıraktım. Saatim kancasının ucunda zamanı kovaladım. Her şeyi geri almak, kendimi yok etmek istedim.

Uyanamadığı  sabahların, göremediği gecelerin pişmanlığını taşıdım. Kaburgamın altında bir boşluk var. Bana her gün acı veriyor fakat öldürmüyor. 

Orada kalbim değil, bir cinayetin tabutu gizliydi.
Orada annem saklıydı.

Kanatları etrafa toz saçan kelebek gibiydim. Pır pır eden kelebek ruhum, kalbime hafifçe konmuş aklımı elime verecek kadar hızla kanat çırpıyordu. Yelkovanla akrep bir noktada birleşmiş akrebin zehrini birlikte zamana akıtmışlardı. Zaman zehirlenmişti. Ama kalbim hala dakikalardır belki de saatlerdir aynı şekilde atıyordu. Bunun sebebi de benim için açıkça ortadaydı. Yol boyunca kendime her ne kadar hakim olmaya çalışsam da olmuyor. Düşünceler beynimi didikliyordu.

Şu zamana kadar adımın anlamını bilen hiç kimse olmamıştı. Tanımadığım birinin adımın anlamını bilmesi onu gözümde bir tanrı gibi özel, yüce kılmıştı. Birazcıkta bakışlarının etkisi olabilirdi.Gözleri bal kadar yoğun güneş kadar yakıcıydı.

Belki de insanı kraliçe arı olmasını istemesini sağlayacak kadar güzel gözleri vardı. Sadece bir tek kişiye özel olmalıydı. Aklımda dönüp duran ve ne olduğunu çözemediğim bu histen biran önce kurtulmam gerekti. İlk defa beni tanımayan bir insan beni önemsemişti, bu benim için günler sonra unutmaya çalışacağım bir anı olarak kalacaktı. Bir kez daha bu gerçekle kalbim hızlandı. Sanırsam unutmak istemiyordum. Bakışlarımı gökyüzüne dikerek birkaç saniye bekledim. Gökyüzünün maviliğinde onun gözlerini aklımda silmeye çalıştım. Daha sonra şehre uzakta oturan insanların neredeyse az olduğu genelde doğa ile iç içe olmaktan zevk alan insanların tercih ettiği iki ya da üç katlı evlerin olduğu siteye gelmiştim. Sitenin girişindeki güvenlik görevlisi beni tanıdığı için gülümseyerek selam verdi. Bende gülümsedim ve sitenin içerisine adım attım. Siteye girdiğim an aylar önce eve bakmak için geldiğimiz zamanki hislerin daha fazlasını yaşadım. Eve bakmaya geldiğimiz zaman mevsim sonbahardı. Etraftaki ağaçların yaprakları ya dökülmüş ya da sararmıştı. Ben o manzarayı hiçbir şeye değişmem deyip abimi güldürsem de şuan fikrim değişmişti. Yaz ayında burası bir harikaydı. Herkesin bahçesinde adını dahi bilemediğim onlarca bitki ve çiçek vardı. Ağaçlar yemyeşil ve budanmıştı. Bazı evlerin bahçesinden çim biçme makinalarının sesi yükseliyor o geniz yakan çimlerin kokusu buraya kadar geliyordu. Şuan kendimi harikalar diyarına düşmüş, şaşkın Alice gibiydim. Büyülenmiş bakışlarımı etraftan alamayarak yürümeye başladım. Karşıdan gelen yaşlı bir adam ve beagle cinsi köpeğini görünce küçük bir gülümseme yüzümde büyüdü.

Köpeğini gezdiren yaşlı adam bana selam verdiğinde gülümsemem yerini şaşkınlığa bıraktı. Bende selam vererek yanlarından geçtim. Genelde bizim insanlarımızın tanımadığı insanlara karşı sert  olsada burada öyle olmadığı çok belliydi. Abim buradan ev alarak çok doğru bir karar vermişti. Kendisi her ne kadar insan sevmesede eşi Zehra o kadar insan canlısı ve doğa aşığıydı ki burası onun için bir cennet olsa gerekti. Beni bile heyecanlandırmıştı. Sonunda aylar önce abim ile  geldiğimiz  evin önünde durduğumda emin olmak için kapı numarasına baktım. Evet doğru gelmiştim. Parmağımı yandan küçük zilin üzerine koyarak çaldım. İlk önce bahçe kapısı otomatik olarak açıldı. Abim güvenlik amaçlı girişe kamera koydurmuştu. Uzun girişten geçtikten sonra siyah tıpkı filmlerdeki gibi koğuş kapısını andıran demir kapının önünde durdum. Beni fark eden  güvenlik şefi yanındaki güvenlik görevlisini işaret ederek bana yönlendirdi. Görevli bana doğru yaklaşırken,

LAHZA "Uyanış"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin