31. Bölüm"Kış Uykusu"

1.1K 75 59
                                    

LANA DEL REY - BORN TO DİE

Gece saat on ikiyi sekiz gösterirken Alçin oturduğu yerden doğruldu. Gerginlikten kaskatı kesilen omuzlarını gererek bir saatten fazladır komedinin üstünde çalmasını beklediği telefona bir kez daha baktı ama hala bir çağrı yoktu. Stresle üst dişlerini alt dudağına geçirdi ve öfkeyle kanatacak kadar sıktı. Olcay ile son konuşmalarından sonra Olcay onu arayacağını söyleyip telaşlı bir şekilde oradan uzaklaşmıştı. Alçin buna bir anlam verememişti fakat içinde bazı şeylerin iyi gitmediğine dair hisler zihnine sarmaşık gibi dolanmaya ve sonuç olarak tek mantıklı düşünen tarafına da engel olmaya başlamıştı. Odasının ortasında öylece dikilmekten vazgeçip komedinin üstündeki telefonunu alarak odadan dışarı çıktı. Yürürken birden şakağına saplana ağrı ile dişlerini sıktı. Bunların hepsi ardı arkası kesilmeyen sorunlar ve düşüncelerden dolayı oluyordu fakat itiraf etmese de Amar'ın yokluğu da ona iyi gelmiyordu.

Küçük adımlarını hızlandırıp ağrı kesici bulma umuduyla mutfağa girdi ve sol üst raftaki dolaptan ilaçların olduğu poşeti karıştırdı. Gördüğü ilaç kutusundan bir ağrı kesiciyi aldı. Ağrı kesiciyi yuvasından çıkarırken iç sesiyle kendi arasında yine bir diyaloğa girdi. İç sesi bu işin artık Olcay'a bağlı kalması gerekmediğini kızlara ufak bir komut verip canhıraş bir istekle aylardır ulaşmaya çalıştığı gerçeklere saatler içinde ulaşması gerektiğiydi. Fakat bunu yaparsa Olcay'a ihanet edecek gibi hissediyordu. Yuvasından çıkardığı beyaz renkteki kapsülü dilinin üstüne yerleştirerek bir bardak suyla içti.

Mutfağın kapısını açarak kendini bahçe verandasına attı. Soğuk hava ile titreyen vücudunu üstündeki hırkaya daha çok sararken birden ortama düşen telefon melodisi ile olduğu yerde irkildi ve hızla cebindeki telefona atıldı fakat saniyeler içinde hızlanan nabzı aynı şekilde tekrar yavaşlamıştı çünkü arayan kişi Olcay değil Dolunay'dı. Aramayı onaylayarak telefonu kulağına yasladı ve ses tonuna dikkat ederek,

"Dolunay..." dedi. Karşı taraftan gelen birkaç hışırtıdan sonra " Alçin nasılsın?" sorusu geldi. Alçin istemeden de olsa gülümsedi. Bazı şeyler hiç değişmezdi ya Dolunay da öyleydi. Hala hiçbir şey olmamış gibi neşesini koruyordu. Başkası olsa bu özellikten nefret edebilecekken Alçin Dolunay'ın bu özelliğini seviyordu fakat bu ona kırgın olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

"İyiyim. Siz nasılsınız,Londra nasıl?" Sesini her ne kadar sabit tutmaya çalışsa da duyguları buna engel oluyor sesinin titremesine engel olamıyordu. Dolunay üzüntülü sesi karşı taraftan Alçin'e ulaştı. " İyi olduğumuz söylenemez. Durumları biliyorsun pek isteyerek buraya gelmedik. Sende bizimle gelmek istemedin." Alçin son cümle ile duraksadı. Büyük ihtimal onu da götürmek istemişlerdi fakat o uğursuz gece buna engel olmuştu. Bozuntuya vermeden birkaç onaylayan ses çıkardı.

"Beni dert etmeyin burada iyiyim. Abimi yalnız bırakmak istemedim." dedi.

"Peki öyle olsun. Bu arada sesin neden titriyor?"

Alçin başta duraksasa da toparladı. "Bahçede verandada oturuyorum. Burada havalar baya soğuk." Karşıdan bir kıkırtı yükseldi.

"Muhabbetin sonu havalara bağlandıysa ben kapatsam iyi olur. Sonra seni tekrar ararım. Kendine dikkat et ve daha fazla dışarıda durma."

Alçin gülümseyerek reflekse onaylar şekilde kafasını salladı ve verandadan içeri geçti.

"Tamam sende kendine dikkat et. İyi geceler."

"Sana da Ay çillim." Alçin, Dolunaydan duyduğu son cümle ile dudaklarının yana kıvrılmasına izin verdi. Ne kadar özlemişti bu kelimeyi duymayı. Şuan fark ediyordu yokluğunu tıpkı annesi gibi. Derin bir nefes alarak salondaki tekli koltuğa kendini attı. Ev her zamanki gibi sessiz ve boştu. Etrafına göz attı. Bu ev yine onun yalnızlığını asilliğiyle belli ediyordu. Her şey kusursuzdu. Sağ köşede duran piyanosu ya da duvarlarda asılı kendi çizdiği kusursuz tuvaller... Fakat tek bir şey eksikti. Aile... İşte onu elde etmek belki de imkansızdı. Gen kız düşünceleri arasında boğulacağını hissettiği anda dakikalar sonra çalan telefonu onu kurtardı. Bu sefer arayan kişi kızlardı. Hızla aramayı onaylayarak telefonu kulağına yasladı.

LAHZA "Uyanış"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin