Medya:sera
Ablama bunu yapan abi denen keremdi.Ne istiyordu ki bizden zaten herşeyimizi alıp gitmemişmiydi? Ablam gerçekten çok kötü durumdaydı. Nasıl iyi olsun ki 2 gün sonra düğünü vardı.
DÜĞÜN GÜNÜ
Ablamın yüzündeki morluklar biraz olsun iyileşmişti yani iki günde ne kadar iyileşebilirse. Bütün hazırlıklar tamamlanmış ablamla birlikte kuaföre gitmek için yola çıkmıştık.ablamın yüzündeki morluklar makyajla kapanmıştı.bende sade bir kıyafet ve saç yaptırmıştım. Düğün salonuna geldiğimizde herkes yerini almıştı. Ablamı gelin masasına oturttuktan sonra bende annemin yanına gitmiştim. Düğün zaten mevlitliydi.
Sonunda düğün bittiğinde ablamla vedalaşma zamanı gelmişti bizim için çok zordu.hele de benim için zorluğu daha fazlaydı sonuçta sadece bir tane ablam vardı.
Ablamı uğurladıktan sonra bizde eve gelmiştik çok yorulduğumuz için hemen yatıp uyumuştuk. Bundan sonra herşey benim için daha zor olacaktı.2 AY SONRA
Ablamın yokluğu farkediliyordu. Evleneli daha iki ay olmuştu ve bize sadece 2 defa gelebilmişti onu gerçekten çok özlüyordum ama eşiyle birlikte çok mutlu bir yuvası vardı. Ablamın evliliğinden sonra Halit abimde nişanlanmıştı.onun düğünü de yaklaşıyordu.artık kendimizi toplamış ve yolumuzu çizmiştik kendi ayaklarımızın üstünde sapasağlam bir şekilde duruyorduk.sonuçta zaman durmamış ve yaralarımızı sarmaya yardım etmişti.
Halit abim evlenmişti ve artık kendi yuvasını kurmuştu. Efe ve Yunus abim ise evin masrafları ve kira için şehir dışına çalışmaya gitmişlerdi. Evde annem ve benden başka kimse kalmıyordu. Hiçkimse benim ne halde olduğumdan bi haber yaşamlarına devam ediyordu ama bana yükledikleri bu ağır yükleri artık taşıyamıyordum. Bir yandan okul okuyor diğer yandan anneme bakıyordum ve evin işlerini hallediyordum. Arkadaşlarım dışarda gezip tozarken ben evde anneme bakıyordum. Artık çok sıkılmıştım yaşadığım hayattan her gün odama kapanıp ağlıyor rahatladiktan sonra hiçbirşey olmamış gibi annemin yanına gidiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIZI
Teen Fiction"Sera" "Efendim" "Biz evlensek ya. Her akşam gördüğüm son, her sabah gördüğüm ilk yüz seninki olsun. Sana sarılarak uyuyup uyanayım. Hı olmaz mı?"