🍰 KEK 🍰

119 5 0
                                    

"Boşuna nefesini tüketme hatunum. Zamanı gelince konuşucam abilerinle." 

Can kararlıydı. Kesinlikle abime herşeyi söyleyecekti. Yapacak birşey yok deyip boşvermeye çalıştım. Sevdiğim benim için en iyisini düşünürdü. Bugün müdür tam abimi arayacakken  imdadıma yetişmişti. Esrayla aralarında ne geçti bilmiyorum ama ben sevdiğime güvendiğim için çokta sıkıntı yapmadım. Özür meselesini de çok fazla uzatmamıştım. Zaten rezil olacağı kadar olmuştu bu korku ona yeterde artardı bile.
Öğle arasının bitmesiyle sıkıcı dersler tekrar başlamıştı. Uykumu da öğleden  önce sevdiğimin kollarında almıştım. Kendime oyalanacak bişey bulamazken dersi dinlemenin en iyisi olacağını düşündüm çünkü yavaş yavaş sınavlar başlıyordu.
...

Son ders zili de çalınca hızlı bir şekilde eşyalarımı toplamaya başladım. Resmen beynim yanmıştı. Eşyalarımı topladıktan sonra can'ın elini tuttuğum gibi poyrazlara veda edip dışarıya sürükledim.

"Ne oluyo güzelim. Ne bu acele?"

"Sadece üç ders geçti ve benim beynim yandı sevgilim."

Can gülüp kollarını bana sardı ve servise binmek yerine yürümeyi tercih ettik. Sahile gelince derin bir nefes çektim içime. Boş bir bank bulup denize karşı oturduk. Deniz kokusu ferahlatırken omzuna başımı koyduğum sevdiğimin kokusu huzur doluydu. Hiç birşey konuşmadan öylece denize bakıyorduk. Hava serinlemeye başlarken hasta olmamak için evime doğru yürüdük. Sonunda gelince can'ın dudağını öpüp  kokusunu içime çektim. Biraz daha sarıldıktan sonra vedalaşıp binaya girdim.

Eve gelince elif'e kocaman sarılıp yanağını öptüm. Üstümü değiştirirken kapıdan bana masum masum bakan elifi gördüm.

"Ne oldu teyzem?"

"Teyje kek yapalım mı?"

"Hmm bir öpücük verirsen olur."

Bana sarılıp iki yanağımı da kocaman öptükten sonra mutfağa kek pişirmeye geçtik. Malzemeleri de hazır ettikten sonra ikimize de birer önlük takmış, saçlarımızı toplayıp eşarp tarzı bir başörtüsü takmıştım. Çok tatlı görünüyorduk.

(Sera ve yeğeni olarak düşünün)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Sera ve yeğeni olarak düşünün)

  Dikkatle kek hamurunu çırparken elif'in bana un atmasıyla gözlerimi kısıp elime un aldım. Biraz eğlenmekten zarar gelmezdi değil mi? Aldığım unu yeğenime atarken un savaşı başlamış bulundu. Deliler gibi birbirimize un atıp gülüyorduk. Eğlencemizi bozan şey ise ablamın elinde terlikle mutfağa gelmesiydi.

"Şuna bak kocaman kız oldu halâ çocuk gibi. Elifi de kendine benzetmişsin."

Ablam sinirle söylenirken Elif'e göz kırpıp elimize biraz un aldık ve sinsi sinsi ablama doğru ilerlemeye başladık.

"Sera sakın aklından geçeni yapma! Bak yersin popona terliği"

Hiç umursamadan daha fazla yaklaştık ve unu üzerine atıp uzaklaştık. Ablam bize 'siz bittiniz' bakışları atarken eline aldığı unu hunharca üzerimize fırlatmaya başladı. Mutfak resmen savaş alanı gibi olmuştu. Ama keki fırına vermeyi başarmıştık. Etrafı temizleyip elifi yıkadım ve uyuması için yatağıma yatırdım. Kek pişince soğuması için kenara koydum ve bende temizlenmek için banyoya girdim. Kısa bir duşun ardından keki kesip servis ettim. Keşke can'da yiyebilseydi. Tabi ya ben neden ona götürmüyorum ki? Ablama kaş göz yapıp mutfağa çağırdım. Gelince zor da olsa ikna etmeyi başarmıştım. Şuan ise pijamalarımla elimde kek tabağıyla sevdiğime gidiyordum. Saat çok geç değildi. Sonunda gelince kapıyı çalıp beklemeye başladım. Kapıyı can açtı. Üzerinde siyah bilekten dar bir eşofman altı, üstünde ise beyaz bir tişört vardı. Bu haliyle bile aşık olunası görünüyordu. Beni kapıda görünce şaşırdı tabi.

"Sera senin ne işin var burda? Bişey olmadı değil mi güzelim?"

"Hayır sevdiğim. Elifle beraber kek yapmıştık. Sensiz boğazımdan geçmedi sana da getireyim dedim."

"Gel başımın tatlı belası"

Gülüp içeriye geçtim. Dünya teyze meyve soyup dizi izliyordu.önce şaşırsada elimdeki keki görünce gülümseyip çay demlemeye gitti. Bende montumu çıkarıp oturdum.

"Elifle beraber kek yaptık ama halimizi görmen lazımdı can. Mutfağı savaş alanı gibi yaptık. Tabi ablam elinde terlikle gelince onuda savaşa dahil ettik. Ben daha tadına bakmadım sensiz boğazımdan geçmedi. "

Olanları hevesle can'a anlatırken gülerek beni dinlemişti. Kek yaparken çektiğimiz fotoğrafları açıp gösterdiğimde sesli bir şekilde kahkaha atmıştık. Dünya teyze elinde çaylarla gelip diğer yanıma oturdu. Resimleri ona da gösterdiğimde tekrardan gülmeye başlamıştık. Elif benim kopyam gibiydi. Benziyorduk zaten birde unlu halimizle saçma pozlar verince çok komik olmuştuk. Bulunduğumuz konuma bakınca iç geçirdim. sanki biz evlenmişizde kaynanama oturmaya gelmişiz gibi olmuştu. Ama can'ın babası eksikti.

"Can baban yok mu?"

"Babam bankada memur güzelim. Daha gelmedi. Yoksa kayınbabanı merak mı ettin?"

Utanıp kedi gibi can'ın kolunun altına sindim.

"Of can ya." 

Gülüp başımın üstüne bir öpücük kondurdu. Dünya teyze bizi gülerek izliyordu.
Telefonuma ablamın tehdit dolu mesajları gelirken müsade isteyip kalktım. Can beni bırakmak için  montunu giyerken bende Dünya teyzeye sarıldım. Ayakkabılarımızı giydikten sonra elele yürümeye başladık. Binamızın önüne gelince can elimi bırakıp yüzümü avuçlarının arasına alıp alnımı öptü.

"Biz evlenince de kızımızla bana kek yapar mısın? "

"Tabiki yaparım. Eve gelmişsin bir bakmışsın ki mutfak savaş alanı. Elimiz yüzümüz un içinde"

"O günler çabuk gelsin yarim. Benim sabrım kalmadı."

"Gelecek sevdiğim. Benim aynım olan bir kız, senin kopyan olan bir oğlumuz olacak. Ben inanıyorum."

"Seni seviyorum."

"Seni çok seviyorum."


SIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin