Aradan bir hafta geçmişti. Ben hastaneden rapor alıp okula gitmemiştim. Ama bir kaç kez can'la beraber parkta görüşmüştük. Akşamları ise görüntülü konuşuyorduk. Bugün prova yapacaktık. Can'la konferans salonunda hocanın gelmesini bekliyorduk. Nihayet hoca gelince provaya başladık. Nakaratı beraber söyleyecektik diğer yerlerde ise can arada bana eşlik edecekti.
Yaklaşık bir saat kadar prova yaptıktan sonra kantine inmeye karar verdik. Zaten öğle arası olmuştu. Yemeğimizi yiyip sınıfa çıktık.Kısa zamanda ona o kadar alışmıştım ki yüzünü görmeden,kokusunu almadan,sesini duymadan yapamıyordum. Bizim sevgili olmamız okuldakilerin dikkatini elbette çekmişti. Hocalar bile farketmişti ama son senemiz olduğu için çok ses çıkarmıyorlar,görmezden geliyorlardı. Arada emineyle dertleşiyorduk. Birkaç kez poyrazla konuşmaya çalışmıştım ama beni hep geçiştirmişti. Onunla bir kez daha konuşmayı aklıma not edip sevgilime döndüm. "Can üniversitede hangi bölümü okumak istiyorsun?"
Bu konuları hiç konuşmamıştık. Birlikte geleceğe dair hayaller kuruyorduk ama gercekleşecekmiydi bilmiyorum.
"Mimarlık düşünüyorum güzelim. Biliyorsun sayısalım iyidir" dedi kibirle. Üstüne birde göz kırpınca bir kez daha hayran olmuştum.
"Allah kahretsin biliyorum çok yakışıklıyım. Gözlerini benden alamıyorsun.""Hiçte bile dalmışım sadece."
"Boğulma da." Gözlerimi devirip önümde oturan poyraza döndüm.
"Poyraz söyle şu arkadaşına egosunu biraz uzak tutsun kendi görünmüyor da"
"Yenge beni bu domuzla muhatap etme gözünü seveyim sonra bana sarıyo"
Poyrazdan da iş çıkmayacağını anlayınca pes ettim.
......
"Tamam anne alırım. Hadi ben kaçtım"
Okuldan geldikten sonra yemek yapmak için dolabı açınca uzun zamandır alışveriş yapmadığım gerçeğiyle karşılaştım. Pazar yolu düz gider diyerek yola çıktım. Binadan henüz çıkmışken telefonum çaldı 'adamım arıyor' yazısını görünce
"Yakışıklım" diyerek telefonu açtım. Can telefonun diğer ucundan erkeksi bir şekilde kıkırdarken ben pazara doğru yürümeye başlamıştım.
"Napıyosun yavrum"
"Napiyim pazara gidiyorum. Sen napıyosun"
"Seni özlüyorum hatunum"
Can'ın söyledikleriyle yüzümde tebessüm oluştu.
"Sera ordamısın güzelim"
"Burdayım da daha bir kaç saat önce beraberdik"
"Napayım kızım seviyorum."
"Bende seviyorum" dedim sesimi alçak tutmaya özen göstererek. Kapının önüne dedikodu tayfası oturmuştu çünkü. Dikkatle beni izliyorlardı. Onlara baş selamı verip can'a döndüm.
"Tamam o zaman hasret giderdiğimize göre kapatıyorum çünkü pazara geldim."
"Tamam güzelim görüşürüz"
Telefonu çantama atıp sebze seçmeye başladım. Bir kaç birşey aldıktan sonra meyve alıcaktım ki elimdeki poşetleri birinin çekmesiyle tam çantayı kafaya yiyordu ki Can olduğunu anlamamla derin bir nefes aldım.
"Sen miydin ya ödüm koptu"
"Kolun acımıştır. Yardıma geldim."
"Iyi madem hadi düş peşime. "
Can elimdeki poşetleri alıp beni takip etmeye başladı. Elma almak için poşet isteyip seçmeye başladım.
"Hatun onları değil, bak böyle parlak olanları seçicen. Işimiz var senle ha"
"Allah Allah asıl sen bilmiyosun. Hep çürük olanları seçmişsin ya"
Şuanki halimiz evlenmişte kocamla beraber pazara gelmiş gibiydi. Hatta bir pazarcı bizi karı koca sanmıştı. Bozuntuya vermemiştik ama can'ın gözleri parlamıştı.Tatlı tartışmalarla pazar alışverişini bitirip eve gelmiştim. Tabiki Canla sokağın başında ayrılmıştık.
yemek yapıp tekrar odama geçtim. Şarkı açmış yine can'ı düşünüyordum ki telefonum çaldı. Emine arıyordu.
"Emine ne oldu iyi misin?"
"Iyi değilim sera"
Eminenin ağlamaklı sesini duyunca ne olduğunu merak etmiştim.
"Ne oldu anlat bana canım."
"Poyraz aradı sera yarın benimle buluşmak istediğini ve herşeyi açıklayacağını söyledi."
"Ne güzel işte belliki bir açıklaması var. Sakın telaşlanma herşey güzel olucak tamam mı canım"
"Sera korkuyorum onunla tekrar yüzleşmek istemiyorum."
"Eğer yüzleşmezsen herşey daha da çıkmaz bir hal alır git bence."
Emine sesli bir nefes verdikten sonra
"Tamam sera yarın gidicem ve korktuğum ne varsa yüzleşicem"dedi.
"Tamam canım konuşuruz yine iyi geceler"
"Iyi geceler"
Telefonu kapatıp yatağıma geçtim. Biraz uğraştıktan sonra nihayet uykum gelmişti.
......
Binbir küfürle çalan alarmı susturmaya çalışıyordum. Ama telefonumu bulamıyordum. Uzun uğraşlar sonucu telefonumu bulup alarmı kapattım ve huzurlu uykuma devam ettim.
"Sera kalksana kızım geç kalacaksın "
"Anne beş dakka daha nolur"
Annemin sesi gelmeyince bana acıdığını anladım ve uykuma tekrar döndüm. Ama telefonun çalmasıyla uykum tamamen açılmıştı.
"Alo" dedim uykulu sesle.kimin aradığında bakmamıştım.
"Sen hala uyuyo musun yenge ohoo""Ne var poyraz. sabahın bu saatinde ne istiyorsun poyraz. Niye arıyosun poyraz?"
"Oovv atarlıyız bugün. Neyse uzatmicam yengecim bugün emineyle okula biraz geç gelicez benim devamsızlık sınırda olduğu için seni aradım bizi yok yazdırma be yenge.gözünün yağına ekmek banayım be yenge"
"Iyy poyraz iğrençsin. Tamam tamam hallederim ben. Emineyi üzme yeter"
"Aslan yengem benim be sen merak etme o iş bende hadi bay bay. Ha bu arada senin öküzü aradım ama uykusundan uyandırdığım için türlü küfürlere maruz kaldım. Kaldır camış sevgilini yoksa geç kalıcak" deyip telefonu kapattı. Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkamaya banyoya gittim. İşlerimi hallettikten sonra anneme kahvaltısını hazırlayıp can'ı aradım. Bir kaç kez çaldıktan sonra telefonu küfür ederek açtı.
"Ağzına sıçayım poyraz kargalar bokunu yapmadan ne arıyosun lan kapat!""Can benim sevgilim. Sera"
Telefonun diğer ucundan can'ın kalktığına dair sesler geliyordu ama can konuşmuyordu.
"Can Orda mısın?""Burdayım güzelim. Kusura bakma poyraz sandım. Sabahın köründe beni aramıştı bende bakmadan açınca şey oldu." Telaşla konuşunca kıkırdamama engel olamadım.
"Önemli değil çünkü aynı şahıs beni de aradı.Biraz geç gelecekmiş yok yazdırma diyo"
"Sen napıyosun servise bindin mi?"
"Yok şimdi çıkıyodum. Sende oyalanma üstünü giy"
"Tamam güzelim okulda görüşürüz"
"Görüşürüz"
Telefonu kapatıp anneme veda ettikten sonra aşağı indim. Bir kaç dakika sonra servis gelmişti.
Okula geldiğimde can hala gelmemişti. Bende kantine uğrayıp yiyecek birşeyler aldım ve sınıfa çıktım. Çok geçmeden Can'da gelmişti.
......
"Hocam valla geliyolar uykuda kalmışlar. Değilmi can?" Hocayı poyrazları yok yazmasın diye inandırmaya çalışıyordum. Can'dan ses gelmeyince dirseğimi karnına geçirdim ve dişlerimin arasından tısladım. "Evet desene can"
"Banane ya sabah uyandırmasaydı beni" diyerek arkasına yaslandı. Ayağımla alttan vurunca "Evet hocam yoldalar geliyolar" dedi. Zoraki bir şekilde. Hoca pek inanmışa benzemiyordu. Tam ağzımı açmış ikna etmeye çalışacaktım ki kapı gürültüyle açıldı. "Bakın hocam geldiler işte. Size yalan borcum mu var?" Poyraz ve emine'nin nefes nefese içeriye dalmasıyla hocaya laf sokup yerime oturdum. Poyraz bana minnetle bakarken emine'nin yüzü düşünceli gibiydi. Emineyi dürtüp ne olduğunu sorduğumda sonra anlatırım dedi ve önüne döndü. Acaba ne konuşmuşlardı. Ikisinin de yüz ifadesinden birşey anlaşılmıyordu. Nede olsa öğreniriz deyip hocayı dinlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIZI
Teen Fiction"Sera" "Efendim" "Biz evlensek ya. Her akşam gördüğüm son, her sabah gördüğüm ilk yüz seninki olsun. Sana sarılarak uyuyup uyanayım. Hı olmaz mı?"