Seni mutlu etmek için elimden geleni yapıcam

268 8 0
                                    

Can'ı parkta görmemin ardından tam bir hafta geçmişti. Ne karşıma çıkmıştı ne de okula gelmişti. Kendimi gerçekten çok kötü hissediyordum. Onu görmek istiyordum ama karşıma çıkarsa gözlerine bakmaya bile cesaret edemezdim. Bu bir hafta içerisinde emine (hatırlamayanlar için; seranın tuvalette karşılaştığı kız) üzgün olduğumu ve can'ın da gelmediğini görünce gelip bana destek olmaya çalıyordu. Aslında iyi kızdı yani iyi anlaşmıştık ilk defa birine bu kadar çabuk güvenmiştim. Emine ye herşeyi anlatmıştım can'ın yokluğunda hocadan izin alıp yanımda oturmaya başlamıştı. Hoca başta şaşırmıştı ama benim ilk defa biriyle yakın olduğumu görünce ses etmemişti.
Öğle arasında  emine'nin bana verdiği gazla okuldan kaçmış ve kendimi can'ı ararken bulmuştum. Nereye baksam diye düşünürken aklıma benim gizli yerim geldi. Hemen adımlarımı hızlandırmaya başladım. Geçen sefer oturduğumuz yere baktığımda can kafasını ağaca yaslamış gözlerini kapatmıştı. Ses çıkarmadan can'ın önüne geçip elimle ona gelen güneşi engelledim. Can derin bir nefes çekti ve gözlerini açmadan "ne istiyorsun sera git" dedi. Elimi çekip "sen benim olduğumu nerden anladın" diye sordum şaşkınca. Gözlerini yavaşça açtı ve gülümsedi. Hala hiçbirşey söylemeden bana gülümseyerek bakıyordu. Tekrar "nerden anladın diye sordum" dedim. Gülümsemesi silindi,kafasını eğdi ve mırıldanarak "kokundan" dedi. Gerçekten kalbim acımıştı. Beni bu kadar güzel seven bir adamı kırmıştım ben. Dizlerimin üzerine çöküp yüzünü avuçlarımın arasına aldım. Ve bana bakmasını sağladım. "Özür dilerim." Dedim kısık bir sesle. Kafasını iki yana salladı. "Asıl ben özür dilerim sana o parkta bağırmamalıydım" dedi. Ellerimi çekip başımı yere eğdim. "Ben seni haketmiyorum. Seni mutlu edemem" dedim. Bu sefer o yüzümü avuçlarının arasına aldı ve şefkatle gözlerime bakmaya başladı. Böyle yaptıkça kendimi daha kötü hissediyordum. Ne güzel seviyordu öyle.can bir umut bana bakıp "Ama ben seni seviyorum seni mutlu edebilirim neden bize bir şans vermiyorsun sera" dedi. Haklıydı ne olursa olsun ben bu adamı bırakmayacaktım gerekirse acı çeken ben olurdum ama onu mutlu edecektim o bunu hakediyordu. Can hala bana bakarken kollarımı boynuna sardım ve kulağına fısıldadım " seni mutlu etmek için elimden geleni yapıcam sen bunu hakediyorsun biz bu aşkı yaşicaz seni seviyorum" ben böyle deyince can daha sıkı sarılmaya başladı kaybetmekten korkar gibi sarılıyordu. Umarım herşey çok güzel olurdu.
Okula öğle arası bitmeden gelmiştik. Can kantinden yiyecek birşeyler alıp geleceğini söylemişti bende sınıfa çıktım. Sınıfa girdiğim gibi emine'nin meraklı bakışları beni buldu. Onu biraz kandırmaktan zarar gelmezdi. Yüzümü ifadesizleştirip emineye doğru ilerledim. Bana beklentiyle bakıyordu kafamı eğip iki yana salladım. Bir süre hiç ses gelmedi kafamı kaldırınca üzgünce bana baktığını gördüm. Daha fazla kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Emine oldukça şaşırmıştı. Bana kötü kötü bakmaya başladı ben ise geri geri gidiyordum ne yapacağı hiç belli olmazdı kaçmak en iyisiydi. Tam arkamı dönüp kaçacaktım ki can'ın sınıfa geldiğini gördüm hemen arkasına saklandım. Can ne olduğunu anlamaya çalışırken emine hala bana doğru geliyordu. Sonunda can'ın arkasından çıkıp emineye doğru bir adım attım. "Gel ateşkes ilan edelim eminecim bak sevgilimde geldi bize müsade" diyip can'ı sıramıza doğru götürdüm. Bir kaç dakika sonra emine gelip "sonra hesaplaşıcaz"diyip çantasını aldı gitti.
Kafamı can'a çevirdiğimde bana baktığını gördüm"noldu can" dedim.
"Sen normalde kimseyle konuşmazdın emineyle öyle görünce şaşırdım. Hem yanınada oturmuş" dedi. E çocuk haklı şimdi şaşırmakta  " senin okula gelmediğin günler yanıma gelip benimle konuşmaya çalıştı benimde birilerine ihtiyacım vardı ne bileyim kanım ısındı öyle yani" can bana bakıp güldü "bizi biliyor mu" diye sorunca 'biz' sözcüğünde takılı kaldım. Sahi artık biz vardık değilmi. Can benden bir cevap bekliyordu kafamı olumlu anlamda salladım "peki başkaları da öğrense sıkıntı olur mu çünkü senin benim olduğumu herkese duyurmak istiyorum." Dedi. Can'a tabiki de güveniyordum ama abim öğrenirse canımız çok yanardı. " can bende herkese senin benim olduğunu söylemek istiyorum ama abim duyarsa gerçekten çok kötü olur" diye konuştum. Öğle arası olduğu için sınıfta bir kaç kişi tek vardı. Can gülümseyip elimi tuttu " eğer söyleyen olursa başlarına gelecekleri biliyorlar güzelim sen merak etme" dedi ve elimi öptü. Bende karşılık olarak ona gülümsedim. Can artık benim sevgilimdi. benimdi.
Can bana kaşlarını çatarak bakınca 'ne' manasında kafamı salladım. "Sen bu bir haftada zayıflamışsın çabuk bunların hepsini bitiriyorsun ne diye yemek yemiyosun sen erimişsin resmen" diye kızmaya başladı. Aslında haklıydı doğru düzgün birşey yemiyordum biraz zayıflamıştım. "Tamam ya yiyorum işte" dedim. can'ın aldığı tostu yemeğe başladım.ama tostun daha yarısına gelmeden doymuştum. Tostu bırakıp arkama yaslandığım sırada can 'o yemek bitecek' bakışları atıyordu. "Canım istemiyo ya zorlama valla kusarım" diye tehdit ettim bende. Biraz daha ısrar edince kararlı olduğumu görüp vazgeçti.
Bir kaç dakika sonra ders zili çalmıştı. Hoca sınıfa gelip can'ı görünce şaşırmıştı. "Can nerdeydin bir haftadır yavrum." Diye sorunca can rapor aldığını hasta olduğunu söyledi. Hoca kafasını sallayıp masasına oturacaktı ki nöbetçi öğrenci sınıfa toplantı olduğunu bütün öğretmenlerin katılmasının zorunlu olduğunu söyledi.Hoca daha oturmadan kalkıp toplantı salonuna gitti. Kafamı emineye çevirdiğimde bana 'sen bittin' bakışları atıyordu. Hemen can'a dönüp " can şuna söyle bana öyle bakmasın zaten uykum var ben konuşursam valla kavga çıkar" dedim. Can kafasını salladı. Uykuya dalmadan önce can' ın emineye "sevgilimi rahat bırakıyorsun anlaştıkmı." Dediğini ve bana sarılıp onunda uyuduğunu hissettim.

Gözlerimi açtığımda can hala uyuyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimi açtığımda can hala uyuyordu. Onu uyandırmadan kalkıp su içtim saate baktığımda son ders olduğunu gördüm. Emine uyandığımı görünce yanıma geldi sessiz bir şekilde ona bugün olanları anlattım. Emineyle biraz daha sohbet ettikten sonra lavaboya gideceğini söyledi ben can'ın uyanmaması için yerimden kalkmamıştım. Can'a baktığımda çok güzel uyuduğunu gördüm. Elimi saçlarına götürdüm ve oynamaya başladım. Çok yumuşaktı. Can gözlerini açınca elimi saçlarından  çektim. Elimi alıp tekardan saçlarına götürdü "saçımla oynamanı sevdim güzelim devam et" dedi. Gülümseyip tekrar saçıyla oynamaya başladım.bir kaç dakika sonra uyumaya başladı. Ben onu çok üzmüştüm bana diyordu ama kendisi de çok zayıflamış gözaltları morarmıştı. Zil çalınca can'ın  kafasının yanına kafamı koydum"can hadi kalk zil çaldı biryerin tutulacak" dedim. Can gözlerini yavaş yavaş açtı beni görünce gülümsedi. Kalkıp üstünü düzeltirken bende hırkamı giyiyordum. Genelde hırka giydiğimde önünü kapatmayı sevmezdim. Can gelip hırkamın fermuarını çekti. Okulun çoğu gitmişti. Can elimi tuttu beni servise kadar götürdü gitmeden önce ona numaramı verdim ve vedalaşıp ayrıldık.
Doğru mu yapıyordum? evet içimden bir ses doğru yaptığımı söylüyordu. Ben can'ı seviyordum ve ondan vazgeçmeye niyetim yoktu.

SIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin