Can'dan
Dün bütün gün sevdiğimin kokusunu alamamış, ona hasret kalmıştım. Bugün yanımdan bir saniye bile ayırmayacaktım. O yüzden sabah erken kalkıp sevgilimin yanına gidecektim. Okul formalarımı giyip parfüm de sıkınca hazırdım.
...Sera'mın evinin önüne gelip servisi beklemeye başladım. Biraz bekledikten sonra gelmişti.
"Günaydın ahmet abi nasılsın?""Iyiyim koçum. Sera gelmiyo heralde?"
"Yok ahmet abi. Ben bırakıcam bugün sen gidebilirsin."
Ahmet abiyle önceden tanışıyorduk zaten. Onunla da vedalaşıp bir sigara yaktım. Bana bunu sadece sera yaptırabilirdi. Daha önce kimseye böyle hissetmemiştim. Dört senedir bıkmak usanmak nedir bilmeden onu sevmeye devam ediyordum. Ama sonunda istediğimi almıştım. Sera herşeyiyle benimdi.
Sigaramın sonuna gelirken sera da gelmişti. Beni görünce şaşırsada çok geçmeden kollarımdaki yerini almıştı.""Senin ne işin var burda"
"Dün bütün gün yanımda değildin. Kokun yoktu. Ellerin yoktu. Bende özledim sana geldim. Bugün bir dakka bile yanımdan ayrılmıyosun."
Kafasını sallayıp elimi tuttu. Beraber otobüs durağına doğru yürümeye başladık.
....Okula geldiğimizde çantalarımızı sınıfa bırakıp bahçeye inmeye karar verdik. Banklardan birine oturunca sevgilimin sesini duydum.
"Keşke çikolata alsaydık ya"
Üzgün bir şekilde söyleyince sera için aldığım çikolatayı cebimden çıkarıp sevgilime uzattım. Bu kadar sevineceğini bilsem daha önce verirdim. Bir gülümsemesi ömrüme bedeldi. Onun için yapamayacağım hiçbirşey yoktu. Çikolatayı alıp yanıma oturdu. Etrafını kontrol edip yanağıma öpücük kondurup çikolatayı yemeğe başladı. Aşktı bu kadın. Ona hayrandım. Bana ne yaptığını bilmeden çikolatasını yemeye devam ediyordu. Bir çırpıda çikolatasını bitirince zilin çalmasına da az bir süre kalmıştı.
Sınıfa girince esra denen kızı bizim sıramızda sera'nın çantasını karıştırırken gördük. Sera bir hışımla gidip kolunu sert bir şekilde tuttu."Ne yapıyorsun lan sen! Ne hakla çantamı karıştırırsın?"
Esra denen kız hemen kendini savunmaya başlamıştı. Kolunu çekmeye çalışıyordu ama benim hırçın sevgilim bırakmıyordu.
"Ne karıştırması ya yere düşmüştü kaldırdım bende"
"Yalan söyleme"
Daha fazla dayanamayıp serayı kendime çektim ve sinirle konuşmaya başladım.
"Bana bak bir daha sevgilimi üzecek kıracak birşey yapmayacaksın. Anladın mı lan beni"
Neredeyse ağlayacak duruma geldiğinde hızla çekip gitti. Bizde sıramıza oturduk.
Esra beni takıntı haline getirmiş bir ruh hastasıydı. Sürekli kendini bana gösterme çabasındaydı. Ama benim aklımda kalbimde ruhumda, herşeyimle sera' ya aittim. Biraz sonra hoca gelmişti arkasındaysa esra vardı. Gıcık bir şekilde gülüp bize taraf bakıyordu. Onu umursamayıp önüme döndüm. Derse daha başlamamışken müdürün sınıfa girmesiyle ona odaklandım."Sera kaya. Hemen odama geliyorsun."
Edebiyat hocası şemse hoca müdüre bakıp;
"Hayırdır hocam bir sıkıntı mı vardı" dedi. Kaşlarımı çatıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
"Evet hocam bir sıkıntı vardı. Sera kaya'nın çantasından sigara ve çakmak çıkmış. Esra görmeseydi haberimiz bile olmayacaktı."
Sera okula sigara getirmezdiki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIZI
Teen Fiction"Sera" "Efendim" "Biz evlensek ya. Her akşam gördüğüm son, her sabah gördüğüm ilk yüz seninki olsun. Sana sarılarak uyuyup uyanayım. Hı olmaz mı?"