Kara Kartal gelsin artık =) ama ağırlıklı Nevra ile Serkan oldu =)
Masada oturduklarında Karaca bilerek adamın yanında değil karşısında oturmuştu. Yanında da yine babası doktor olan genç bir mimar vardı.
Kartal ise sinirden delirmek üzereydi. Karahan denen doktorun iki kızı olduğunu duymuştu. Ama adlarını bile bilmiyordu. Bu küçük olanıydı demek ki, kaç yaşındaydı ki? Neden onu daha önce hiçbir davette görmemişti. Babası ile annesini çok görüyordu. Ama kızları hiç gelmemişti. Kafasını kaşıdı. Şu yanındaki yılışık yeni yetme de kızın içine düşecekti neredeyse. Kızla konuşmanın bir yolunu bulmalıydı.
Belki de hayatında gördüğü en güzel kız değildi ama farklı bir tarzı ve duruşu vardı. Kendinden emin yürüyüşü, az sonra deprem yaratacak gibi duran bakışları, küçük haylaz bir çocuk gibi duran dudakları... Çok ama çok değişikti. Bakışlarındaki o pırıltılarda da anlatmaya çalıştığı bir şeyler vardı. Ama Kartal henüz onları çözecek kadar tanımıyordu kızı. Sürekli de yüzünü buruşturuyordu. Yanındaki gerizekalı da hala kıza yılışıp duruyordu.
Karaca ise bambaşka bir şeyin derdindeydi. Bu iç çamaşırına hala alışamamıştı. Utanmasa şimdi ayağa kalkacak, elini poposuna sokup, düzeltecekti. Kartal’a baktı. Hepsi bu düz surat yüzündendi. Ama o bilirdi yapacağını. Şu oyun bitsin, onun kıçına sokacaktı bunu. Biraz da o kıvransın. Kıçı nasıldı acaba? Gözlerini kıstı. Kesin kendi gibi taştır. Ayyy çarşı cinselliğe karşı mıdır ki? Yok canım, o kadar futbolcunun çocukları var. Transferler belli oldu mu ki? Yarın internetten unutmadan bakacaktı. Ne karışık bir düşünce zinciri vardı.
“Kızım, sıkıldın mı?”
“Yok babacım, iyiyim ben,” dedi sevimli bir sesle.
Karahan gülümsedi. “Beni çok ama çok şaşırttın Karaca. Ayrıca çok mutlu oldum. İlk kez iki kız babası olduğumu hissettim.”
Karaca gülümsedi. O sırada Kartal araya girdi.
“Karahan bey geçen kızınız kayıp-“Karaca’nın rengi değişti. Hemen konuş Karaca! “Kartal bey!” diye araya girdi.
Adam bakışlarını kıza çevirdi. “Buyurun.”
Gülümsedi. “Masada sanırım tek kalan bir benim. Dans edelim mi?”
Kartal önce bir an duraksadı ama hemen toparlandı. Gülümseyerek ayağa kalkıp, ön düğmesini ilikledi.Karahan kaşlarını çattı. “Kızım ben seninle ederdim.” Diye fısıldadı. “Elin adamından sanane.”
“Babacım, seninle dans etmem için fazla yaşlısın.”
“O da pek genç değil.”
Karaca ayağa kalkarken kaşlarını kaldırdı.Kartal kıza elini uzattı, Karaca o eli tutunca, birlikte piste gittiler. Kartal ayağına kadar gelen bu fırsat için minnettardı doğrusu.
Kızın beline elini yerleştirdi. “Biliyor musun, babandan çekinmesem önceden kaldıracaktım. Bir de şu yanındaki de susmadı.”
“Ah Mete. İyi çocuk. Tanıştık. Hatta kahve içmeye davet etti.”Kartal kızın belindeki elini sıktı. “Aslında o teklifi önce ben yapacaktım. fırsatım olsaydı. Ama kaçırdım sanırım.”
Karaca gülümseyip adama baktı. “Aslında pek kaçırmış sayılmazsınız, ona bir cevap vermedim.”
“O zaman ben şansımı deneyim. Yarın benimle bir kahve içmeye ne dersiniz?”Karaca sinsice gülümsedi. “Hayır derim.”
Adam kaşlarını çattı. “Nasıl?”
“Kahve sevmem. Yemek olabilir.”
Adam birden rahatladı. “Yemek olsun o zaman.” Sonra durdu. “Telefon numaranı nasıl alabilirim?”Karaca bir an düşündü. “Imm... Babamdan alır, akşam sana mesaj atarım.”
“Peki.” Gülümsedi. Sonra kızın gözlerine baktı. “Çok güzelsin.”
“Evet, işte bir iki güzel kıyafet ve makyajla herkesin olduğu kadarım.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA KARTAL / KARA SERİSİ II - FİNAL
RomanceAdamın mavi serin gözleri önce değdi kızın bakışlarına... Kızın asi siyah saçları savruldu sonra adamın tenine... Aşk öyle bir yerden vurdu ki ikisini... Ne değerleri kaldı ne de kuralları... KARTAL ŞANOVA KARACA ERTUNÇ (ÖZTÜRK) Deli dolu bakışları...