bakalım çatlak kızımız neler yapıyor =)
Nevra sadece adamın samimiyetle parlayan gözlerine bakıyordu. “Ben... Farkındaysan ilişkim yeni bitti. Hem de çok acı bir şekilde.”
Serkan öfkelendi. “O şerefsizle yaşadığın ilişki falan değildi. O seni kandırdı.”“Kuzenin o senin.”
“Ama bu şerefsiz olmasına engel değil. Onu kendi ellerimle boğacağım."
"Hemen kendimi bir adamın kollarına atacak biri değilim ben Serkan.”Serkan kızın ellerini sıktı. “Bende seni öyle kolay kolay bırakacak biri değilim Nevra.”
Nevra derin nefes aldı ve onun gibi gözlerinin içine baktı. “Zaman... desek.”Adam rahatlayarak gülümsedi. “Zaman diyelim o zaman. Ama...” ellerini saçlarına götürdü. “Bunu çözerek başlayalım.”
“Hayır saçlarım çok kötü.”
“Bir de benim gözümden bakalım mı?”Nevra bir an gülümsemek istedi, ama sonra kendini frenledi. “Hayır.”
Serkan bir şey demeden gaza bastı. Bir süre sonra dayanamayarak sordu. “Sebebi ne?”
“Neyin?”
“Bu saçının, gülümsememenin.”“Bir sebebi yok. İkisini de beğenmiyorum.”
“Kim sana güzel olmadıklarını söyledi?”
Nevra kaşlarını çatıp, adama baktı ve aksi bir sesle yanıtladı onu. “Hiç kimse! Bunu da nereden çıkardın?”
“Çünkü ikisinin de baş döndürücü olduğuna eminim. Kim demişse seni kıskandığı için demiştir.”“Yok öyle bir şey dedim. Uzatmasak.”
“Nasılsa öğreneceğim çok uzun bir ‘zaman’ var önümde.”Nevra başını cama çevirip, dışarıyı izledi. Düşünceleri karmakarışıktı. Ne yapacağını nasıl davranacağını bilemiyordu. Adamın yanında kendini farklı bir şekilde güvende hissediyordu. Aynı babasının yanındayken yaşadığı gibi. Bilerek incitecek, kıracak biri değildi. Peki ya o düğünde sarıldığı kız kimdi acaba? Sorsa mıydı? O her şeyi soruyordu.
“Düğünde kırmızı elbiseli bir kız vardı. Sürekli yanındaydı.” Sorduğuna inanamadı.
“Ablamdan mı bahsediyorsun? Seda.”
Nevra yutkundu. Rezil olmuştu. “Yok yani merak ettim, çok güzel bir kızdı.”
“Güzeldir.” Deyip, sırıttı.Birden telefonu çaldı. Çantasından çıkarıp arayana baktı. Babasıydı. Hemen yanıtladı. “Baba?”
“Kızım Karaca yok. Her yere baktık. Gidebileceği arkadaşlarını biliyor musun?”
Nevra elini kalbine koydu. “Yo-yok, baba bilmiyorum. Yani bir Koray’ı biliyorum.”
“Ara, çabuk.”
“Siz neredesiniz?”
“Burak dayınlarda.”
“Tamam ben geliyorum.” Sonra Serkan’a döndü. “Beni dayımlara bırakabilir misin?”“Ne olmuş?”
“Kız kardeşim, Karaca. Dünden beri kayıp. Arada kaybolur, güya babamın cezalarından kaçmak için. Ama ya dayımlara, ya Arya teyzemlere gider. Bu sefer ikisinde de yok.”
“Tamam, yolu tarif eder misin?”
“Tabi.” Yolu tarif ederken, Koray’ı aradı, ama ondan da yoktu.Serkan geldikleri semte baktı ve telefonunu çıkardı. İkinci çalışta telefon açıldı. “Alo Tayfun, Serkan ben.”
“Tanıdım devrem, nasılsın?”
“İyiyim, sağol. Bir kayıp ismi vereceğim sana. Az sonra fotoğraf da atarım. Baktırabilir miyiz?”
Nevra adama hayretle baktı. Ne zorunluluğu vardı ki yapıyordu bunu.“Tabi, isim ne?”
“Karaca Ertunç-“ kıza baktı “Yaşı kaç?”
“Yirmi üç. Esmer ve 1.65 boyunda. Üstünde genelde kot, şapka, tişört olur. Erkek görünümlüdür.”
“Yirmi üç yaşlarında, esmer. 1.65 boyunda. Üstünde tahminen kot ve tişört vardır. Mobeselere baktırır mısın?” hoparlörü açtı.“En son nerede görüldü?”
Nevra yanıtladı. “Ertunç Hastahanesinin acil servisinden çıkmış olmalı.”
“Tamam.” Deyip, telefonu kapattı.
Nevra adama döndü. “Teşekkür ederim, yapmak zorunda değildin.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA KARTAL / KARA SERİSİ II - FİNAL
Roman d'amourAdamın mavi serin gözleri önce değdi kızın bakışlarına... Kızın asi siyah saçları savruldu sonra adamın tenine... Aşk öyle bir yerden vurdu ki ikisini... Ne değerleri kaldı ne de kuralları... KARTAL ŞANOVA KARACA ERTUNÇ (ÖZTÜRK) Deli dolu bakışları...