Bakalım Kartal neler yaşayacak. Ava giderken avlanmak denen bir söz vardı değil mi?
***************----*************
Karaca elleri ve ayakları yatağın kenarına bağlanmış adama sinsice bakıp, sırıtıyordu. Tabi ki savunmasını dinleyip, öyle cezasını kesecekti. Ama... ağzı bantlıydı, bu da savunmasını biraz sıkıntıya sokuyordu. Nasıl konuşabilirdi ki?
Ellerini göğsünde birleştirip, adamın uyanmasını bekledi. Eterin etkisi kaç saat sürüyordu ki? Allah’tan doktor bir kocası vardı. Bir şey olursa hemen müdahale ederdi.
Adamın önce yüzü buruştu, başını sağa sola salladı. Ellerinde ve ayaklarında bir ağırlık hissetti.Sonra birden gözlerini açtı. Elleri, ayakları bağlı, ağzı bantlıydı. Kaşlarını çattı.
Karaca ise ayağa kalktı. “Günaydın Kartal bey kocacım, bugün nasılsınız?” adamın kulağına eğildi. “Duyamadım? Neyse pek de önemli değil zaten nasıl olduğun. Ne demişler, nasıl olduğun değil, nasıl olacağın önemli. Tam olarak öyle değilse de, konumuz bu değil zaten.” Adamın göğsüne dokundu, sonra aşağılara indi. Adamın gözlerinde pırıltılar oluşunca, Karaca adamın olayı yanlış anladığını fark etti ve bu onu daha da eğlendirdi.“Ben bugün bir şey öğrendim kocacım...” dedi ve elini aşağılarda baskın bir şekilde gezdirdi. Adam zevkle inlerken, Karaca kahkaha attı. “Öğrendiğim şeyle ne oldu biliyor musun?”
Adam başını sağa sola salladı. Elini yavaşça tekrar yukarı çıkardı. “Tam şurası acıdı,” sesini çocuk gibi çıkarıp, adamın kalbinin üstünde gezdirdi elini.Kartal kaşlarını çatınca, Karaca masum bir kedi gibi baktı. “Ne kadar acıdı peki biliyor musun? Bilemezsin. Ama göstereceğim,” dedi ve arka cebine koyduğu kağıdı çıkardı. İki elinin arasında sürterken, Kartal gözlerini kocaman açmıştı. Olumsuz mırıltılar çıkarsa da Karaca onu takmadı.
İki kağıdı birbirinden ayırdı ve adamın sol göğsündeki kılların üstüne sert bir şekilde bastırdı. Adam yalvarır gözlerle bakarken, kadın sinsi sinsi sırıtıyordu. Üstüne iyice bastırdı ve “Hazır mısın kocacım? Ne demiştik hastalıkta sağlıkta, acıda tatlıda ve iyi günde kötü günde. İşte ilk acı günümüz, kıllara son-“ dedi ve sertçe çekti.Kartal tüm bedeni havalandı ve acıyla inledi. “Çok mu acıdı? Kıyamam.”
Sonra adamın ayağına yapıştırdı. “Ayaklarım merdivenlerden çıkarken, bir sızladı ki sorma, aynen şöyle.” Sertçe çekince, adam tekrar acıyla inleyip, bedenini havalandırdı.
“Bunu neden yaptım biliyor musun kocacım?”Kartal kapattığını gözlerini kızgınlıkla açtı ve kadına baktı. “Evlenip boşandığın için değil, bunu her hangi biriymişim gibi haberlerden öğrendiğim için.”
Adam bedenini oynattı ve gözleri ile ağzındaki bandı gösterdi. “Bandı çıkarmamı mı istiyorsun? Ama henüz işkencem bitmedi ki,” deyip sırıttı. “Neşterle kalbini açıp, yerimi kontrol edeceğim.”Kartal dehşetle gözlerini açtı. Karaca kahkaha attı. “Şaka şaka. Kan görmeye dayanamam. Başka bir şey yapacağım,” deyip, göz kırptı. Adamın kulağına eğildi. “Bu seferki azıcık şey... ımm... nasıl denir? Baştan çıkarıcı.”
Aşağı indi ve sonrasında elinde bir tepsiyle geldi. İçinde su, buz ve mum vardı.Kartal’ın bakışları soru işareti doluydu.
“Şimdi kocacığım... önce yanacağız, sonra söneceğiz ve azıcık da-“ kulağına nefesini verdi. “Islanacağız.”***
Serkan sabaha kadar yanında sürekli hıçkırarak uyanan kızı izledi. Bir türlü tam uykuya dalmamıştı. Kapı çaldığında hızla çıktı yataktan ve eşofmanının üstüne tişört giydi. Gidip kapıyı açtığında Sevda mahcup bir şekilde kapıda bekliyordu.
“Karahan babamdan haber var mı?” diye sordu Serkan.
“Evde kalmış, kalabalık yapmayım dedi. Nevra nasıl? Bir kaç kere hıçkırığını duydum.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA KARTAL / KARA SERİSİ II - FİNAL
RomanceAdamın mavi serin gözleri önce değdi kızın bakışlarına... Kızın asi siyah saçları savruldu sonra adamın tenine... Aşk öyle bir yerden vurdu ki ikisini... Ne değerleri kaldı ne de kuralları... KARTAL ŞANOVA KARACA ERTUNÇ (ÖZTÜRK) Deli dolu bakışları...