UPUZUN VE ÇOK EĞLENDİĞİM BİR BÖLÜM OLDU =) UMARIM SİZDE EĞLENİRSİNİZ =)
------------------------------------***
Serkan evden çıktıkları andan beri homurdanıyordu. Her lafa bir şey buluyor ve çatıyordu.
Havaalanına geldiklerinde yapılan anonsla nefes alış verişi değişti.
“Sayın yolcularımız uçağımız kalkışa hazırdır-“
“Bu ne lan? Tüm ülke yeminli gibi bana bir şeyleri hatırlatıyor.”
“Gene ne oldu Serkan?”
“Uçağımız kalkışa hazırmış, benim ki de hazır ama uçacak alan henüz açılışa hazır değil.”Nevra gözlerini kocaman açtı. “Serkan çok ayıp ya, sensin alan. Alan diye seninkine denir.” Sonra kaşlarını çattı. “Taksiciye de abuk sabuk davrandın zaten.”
“Önce o başlattı.”
“Otuz bir dedi Serkan. Önündeki plakayı görevliye söyledi, çeksin diye. Ne var bunda?”“Otuz bir ne kadar anlamlı ve bir o kadar manidar bir sayı biliyor musun? Özellikle benim şuan ne kadar nefret ettiğimi biliyor musun?”
“Hayır bilmiyorum. Bilmek de istemiyorum. Adamı dövmediğin kaldı. Bip’li söyle ne demek ya?”
“Bipli söylesin işte orayı. Şart mı o rakamı söylemesi?”“Neyse hadi uçağı kaçırmayalım. Binelim de gidelim?”
“Evet, sonra da odamıza çekilelim. Bir hafta çıkmayalım.”
“Oldu canım, odalara kapanmak için gitmiyorum ben tatile.”
“Bende sokaklarda fink atmak için gitmiyorum.”
“Gezeceğim.”
“He gezersin he, hadi.”*
Şimdi de otelin lobisinde durmuş, oda ile ilgili sorunun çözülmesini bekliyorlardı.
“Hayır arkadaş ben sizi sabah aradım, neden bana bu sorundan bahsedilmedi acaba?”
“Serkan bey gerçekten çok özür dileriz.”“Ya ben sizi arayıp, iptal ettim mi? Yok! Sadece bir gün gecikmeli geldim. Neden odam başkasına verilmiş?”
Kadın mahcup bir şekilde adamın karşısında bekliyordu. “Odayı veren arkadaş daha yeni işe girmiş. Bilgilendirilmemiş de-“
“Girmiş diyo, iş diyor ya!” diye mırıldandı. Sonra kadına tekrar döndü, “Yetkili biri ile görüşmek istiyorum.”Nevra adamı kenara çekti. “Serkan ne bu sinir aşkım, sakin olur musun?”
“Sinir değil bu, volkanlar patlıyor şuan içimde, kadını duymadın mı ‘girmiş’ dedi, o bende neler neler çağrıştırıyor şuan haberin var mı?” bir an kadının giydiği tişörtün göğüs dekoltesine baktı. "Neden bu, bu şey yani tişört, bu kadar açık?”Kadın önüne baktı ve kaşlarını çattı. “Serkan sen iyi misin? Sıfır yaka normal bir tişört. Neresi açık?”
Serkan yüzünü sıvazladı. “Şuan karşımda çırılçıplak gibisin Nevra, yemin ederim çıldıracağım.” Tekrar resepsiyona döndü. “Gelmedi mi hala yetkiliniz?”O sırada kapıdan giren adam Serkan’a gülümsedi. “Serkan bey otelimize hoş geldiniz.”
“Gelirken hoştum da, şuan öfke tavan.”
“Ben şimdi hazırlatıyorum efendim odanızı. Siz de bu arada lokantamız da akşam yemeğini yemek ister misiniz?” adam sürekli sırıtıyordu ve bu Serkan’ı daha da sinir ediyordu.Nevra girdi devreye, çünkü Serkan adama dalacaktı. “Tabi, çok memnun oluruz. Değil mi aşkım?”
“Ben şuan memnun gibi mi görünüyorum Nevra? O odayı da baban ayırtmıştır ha, kumpasçı Karahan-“
“Of Serkan o kadar da değil. Büyütmesene olayı!”
“Büyütmekten bahsetme, bahsetme! Büyüme deme!” gözleri dolacaktı neredeyse.Nevra kahkaha attı. “Peki,” elini tuttu ve birlikte lokanta tarafına gittiler. Nevra sadece meyve istedi. Serkan ise önünü doldurmuştu.
“Bak Nevra gecenin ortasında yok acıktım, yok karnım gurulduyor dersen acımam. Ye yemeğini. Enerji depola.”
“Ya ben akşam yemek yemiyorum Serkan.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA KARTAL / KARA SERİSİ II - FİNAL
RomanceAdamın mavi serin gözleri önce değdi kızın bakışlarına... Kızın asi siyah saçları savruldu sonra adamın tenine... Aşk öyle bir yerden vurdu ki ikisini... Ne değerleri kaldı ne de kuralları... KARTAL ŞANOVA KARACA ERTUNÇ (ÖZTÜRK) Deli dolu bakışları...