3.BÖLÜM - BAŞ BELASI

17.4K 1.4K 258
                                    

uzun ve güzel bir bölüm sizlerle =)

14 YIL ÖNCE

"Nevra hadi gel oynayalım." diye seslendi Karahan kuzenine. Nevra arkasına baktı ve gülücükler atarak kuzenlerinin ve arkadaşlarının yanına koştu. Karaca ayağının altında topla ablasına baktı. Hayrandı ablasına.
"Evet ne oynuyoruz?" diye sordu Karahan.
"Tabiki futbol!" diyerek araya girdi Karaca.
"Ben futbol oynamam," diye çemkirdi Nevra.
Karahan Karaca'ya baktı, "Evet Karaca herkesin oynayacağı ortak oyun seçmeliyiz."

O sırada Nevra karşısında yine ailesi ile piknik yapan, okulundaki yakışıklı çocuğu görüp, yanına koştu. Aynı sınıfta olmadıkları için pek konuşmazlardı. Peker iki üst sınıftaydı.
"Merhaba Peker."
Çocuk arkasına döndü. Kaşlarını çattı. Tanıyamadı kızı. "Sen kimsin?"
Kızın gülümsemesi soldu. "Nevra."

"Eee?" dedi çocuk umursamaz bir şekilde.
"Şey biz oyun oynayacaktık sende gelir misin, diyecektim?"
"Çocuk muyum kızım ben oyun oynayayım?"
Nevra öfkelendi. Tam arkasını dönüp gidecekti ki, çocuk seslendi.
"Nevra!"

Kız birden yeniden gülümsedi ve arkasını döndü.
"Efendim."
"Birincisi şu saçını topla çok çirkin." sonra alayla güldü. "Birde... Gülümsemen, çok itici." Deyip, kahkaha attı.
Nevra arkasını hızla döndü ve ağlayarak ailesinin yanına koştu.

***

Nevra yine o rüyayla uyanmıştı işte. "Of! Başladı yine!"
Yataktan kalkıp, mutfağa indi. Henüz sabah olmamıştı. Kendine koca bir bardak süt doldurdu. O sırada Sevda tıkırtıları duyup, aşağı indi. Kızını mutfakta görünce gülümsedi. Bu sefer görünmez olmak istemedi ve kızına seslendi.

“Nevra iyi misin kızım?”
Nevra arkasına baktı. “Uykum kaçtı, süt içiyorum.” Deyip, elindekini gösterdi. “Sende ister misin?”
“Eğer konuşacaksak, kahve. Yok yine kaçacaksan süt olabilir.”                                           

“O zaman kahve.” Deyip, sandalyeye oturdu. İçi sıkılmıştı. Konuşmak iyi gelecekti.
“Bak sen üçkağıtçıya, kahveyi yapmayı anneye yıktın ha.” Sevda ısıtıcıya su doldurup, çalıştırdı.

“Karaca nerede? Göremedim.”
Sevda gülümseyerek kızına döndü. “Bu sefer uzağa gideceğini söylemiş. Öykü’ye gitmiştir muhtemelen.”
“Arasaydınız anne.”
“Ay kızım Karaca’yı bilmiyor musun? Bir erkekle kaçacak hali yok ya.” Kahkaha attı. “Düşünsene şimdi bir erkekle birlikte olduğunu.”

“Ya ondan demedim. Başına bir şey gelmiş olmasın.”
“Yarın giderim ben bakmaya. Karaca bu, yıllardır her kaçtığında ya Bade’ye, ya Arya’ya ya da Öykü’ye gidiyor.”
Nevra başını aşağı yukarı salladı.
Kahveler olduğunda Sevda diğer bardağı kızının önüne koydu.
“Evet küçük hanım seni dinliyorum. Senelerdir seni uyutmayıp, şu sütü içiren olay ne?”

“Eskiyi boşver. Dün akşam sevgilimin düğünündeydim. Sanırım azıcık kırıldım.”
Sevda kaşlarını çattı. “Na-nasıl yani?”
“Buse ile gittiğim düğün sevgilimin çıktı. Orada garip biri ile tanıştım. Onun kuzeniydi. Bütün gece benimle ilgilendi. Yani dostça. Şeyden değil, asılma gibi değil. Güçlü olmamı, sağladı. Dans etti benimle. Garip bir çekimi vardı. Normal diğer erkekler gibi değildi. Böyle kasıntı falan, egosu zirvelerde olan tiplerden hiç değildi. Sürekli de gülümsüyordu. Mesela saçımla dalga geçmedi. Ama somurtkanlığıma taktı tabi. Bana ‘buzlar kraliçesi’ diyor. Bu söz tuhaf bir şekilde hoşuma gitti. Sinirlenmedim yani.” Kahvesinden bir yudum alırken annesinin ona sırıtarak baktığını gördü. “Ne?” dedi.

KARA KARTAL / KARA SERİSİ II  - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin