“Eee, anlat bakalım nasıl bastın adamın evini!” dedi Nevra elindeki simidi ısırırken.
“Basmak yok, basmadım. Pencereden girdim.”
“Pencereden mi?” diye şaşkınlıkla sordu Nevra.
“Neye şaşırdın anlamadım ki? Anahtarla girdim desem, şaşırmayacak mıydın?”“Adamın odasına mı girdin?”
“Yok canım, o kadar da değil, önce başka bir odaya girdim, sonra odasına girdim. Uyanmasını da bekledim. O kadar da kibarım yani.”
“Maşallah nezaket kralı.”
“Yani. Hatta kadına bakmadım. Hemen odadan çıkardım onu.”
“Ay bayılacağım, bir de adamın karısı mı yataktaydı?” Nevra elini başına koydu.Serkan yüzünü buruşturdu. “Saçmalama ya, bir gecelik macerası işte.”
“Kadına baktın değil mi?”
“Bakmadım diyorum bebeğim. Gözüm senden başkasını görür mü?”
“Görmez mi?”
“Asla...” deyip, kızı yanına çekti ve kulağına yakın bir mesafeye bir öpücük bıraktı. “Seni seviyorum.”
Nevra gülümsedi. “Seni çok seviyorum.”***
Kartal karşısındaki kızın soru soran tavrıyla gerildi. Telefonu kapattığından beri karmakarışıktı.
“Sorun ne?” dedi en sonunda Karaca.Adam derin bir nefes aldı ve konuya girdi. “Karaca çok üzgünüm. Benim acil bir işim çıktı. Açıkçası ne kadar süreceğini bilmiyorum. İstersen birlikte gidelim. İstersen seni eve bırakayım. Ama telafi edeceğim söz.”
Karaca içinden sevinç naraları atsa da yüzüne hafif öfkeli bir ifade yerleştirdi.
“Gerek yok. Arabamla geldim. Telafiye gelince, hiç sanmıyorum. İyi günler Kartal bey,” deyip, çantasını aldı ve hızla uzaklaştı. Ondan önce karakolda olması gerekiyordu.Arabaya bindiğince Serkan’ın yanaklarını sıktı. “Sen ne tatlı bir komiser oldun böyle. Neyse hadi bas gaza da, gidelim. Ondan önce karakolda olmamız lazım.”
Serkan gülümsedi. “Merak etme, Tayfun onu oyalayacak.”“Ay canım Tayfun ya. Hep bir sempatim vardır Tayfunlara karşı biliyor musun? Şarkıcı Tayfun’dan dolayı. Varya şu şarkı ‘Sen işini bilirsin, bilirsin... bilirsin...’ valla enişte bu şarkı sana uyuyor ha!”
“Karaca sus! Çenene vurdu ha.”“Ha, evet vurdu. Çok heyecanlıyım. Ben şu arkaya geçeyim de üstümü değiştireyim. Dikizleme ha. Zaten bu sikrinkler hiç bana göre değil. Basay bana anladın mı basay!”
“Neyler?”“Kızsal şeyler boşver sen,” deyip, arkaya geçti. Adamın arkasındaki koltukta eğilerek üstünü değiştirdi. Makyajını sildi. Takılarını da çıkardı.
Karakola geldiklerinde etrafta onun arabası yoktu. Karaca hemen içeri uçtu ve Tayfun komiseri buldu.“Merhaba komiserim ben Karaca.”
“Ha sen misin Karaca, hadi gel odama geçelim.”
“Nezarethaneye girsem daha inandırıcı olmaz mı?”
“Öyle kafadan atamam seni, yanımda dur. Durumu idare ederim ben.” İçeri geçtiklerinde adam ona gülümseyerek baktı. “Ne iş? Yani olayın ne?”“Şimdi komiserim bu dangoz Kart Kartal bana güzel olmadığımı, peşimden koşulası bir yanımın olmadığını söyledi. Böyle dümdük yüzüme karşı.”
“Ha, ee?”
“Bende bir değiştim, bir değiştim. Topuklu ayakkabılar mı dersin, böyle tarz elbiseler, sikrinkler, her bir şey giydim. Bu beni görünce dibi düşmesin mi?”“Bak sen! Ee?”
“İşte öyle. Ama ben, beni ben olduğum için sevsin istiyorum. Aşkın sevginin güzelliğimde değil, kalbimde olduğunu bilmesini istiyorum.”
Tayfun gülümsedi. “Karaca kusura bakma, ben de öyle dış güzelliğe pek önem veren biri değilim, ama yanımdakinin de bir bayan olmasını isterim. Yani dıştan bakıldığında gay olduğumu düşünmelerini istemem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA KARTAL / KARA SERİSİ II - FİNAL
RomanceAdamın mavi serin gözleri önce değdi kızın bakışlarına... Kızın asi siyah saçları savruldu sonra adamın tenine... Aşk öyle bir yerden vurdu ki ikisini... Ne değerleri kaldı ne de kuralları... KARTAL ŞANOVA KARACA ERTUNÇ (ÖZTÜRK) Deli dolu bakışları...