30. Bölüm

495 24 45
                                    

Media: Savaş

☆☆☆☆☆

Oturduğum sandalyeden hışımla kalktım.

"Saçmalıyorsun Barkın. Yüzü bile gözükmüyor!"

Barkın elini saçlarına geçirdi. Bir eliyle kamera kayıtlarını gösterdi. Resmen elleri titriyordu çocuğun.

"Bak , ben de inanamadım. Ama göz var izan var değil mi? Baksana , fiziğinden bile belli. Yüzünün bir kısmı da gözüküyor işte!"

Sıkıntıyla ofladım. O , bu işi yapacak biri değildi. Barkın duyguları ile bu işi karıştırıyordu.

"Barkın , benzetmelerle kimseyi suçlayamazsın!"

"Suçlayamam ha? Gelsin buraya , parmak izi testi yapalım o zaman! Suça dahil değilse zaten gelecektir. "

"Barkın bu şekilde suçlanmanın ne kadar onur kırıcı olacağını düşünemiyor musun?"

"Zeynep , şu serserinin avukatlığını ne zaman bırakacaksın? "

Sandalyeme geri çöktüm. Sabahtan beri tuttuğun nefesi geri verdim. Gerçekten konuşmaktan çenem ağrımıştı ve ne zamandır nefesimin tuttuğumun farkında bile değildim.

"Onun suçlu olduğu kanıtlanana kadar."

Polis müdürü sonunda bizi izlemeyi bırakıp çenesini sıvazladı ve konuşmaya başladı.

"O zaman şu arkadaşınızı bir çağırın da parmak izi testi yapalım. "

Barkın kollarını birleştirip gülümsedi.

"Zeynep , ara onu. "

Gözlerimi devirip cebimden telefonumu çıkardım. O değildi. Bunu biliyordum.

"Sadece sizin yanıldığınızı göstermek için arayacağım. "

Barkın alayla sırıttı.

"Tabi canım , ben o çocukta bir şeyler olduğunu sezmiştim zaten. "

Onu umursamayıp rehberden numarayı buldum. Arama tuşuna basıp açmasını bekledim. Barkın ayağıyla ritim tutarak beni izliyordu.

Barkın yanılıyordu. Savaş böyle bir şey yapacak biri değildi.

İkinci kez çaldığında , ofisin kapısı vurulmaya başladı. Kaşlarımı kaldırıp polise baktım. Polis biraz duraksadıktan sonra yüksek sesle konuştu.

"Girebilirsin. "

Polis müdürünün sesi ile kapı açıldı. İçeri uzun boylu , esmer bir genç girdi. Saçları darmadağındı. Belalı bir tipe benziyordu. Polis sorarcasına gence baktı.

"Buyrun? Neden gelmiştiniz?"

Çocuk bir an için duraksadı. Onun kendini kastığını görebiliyordum. Hiçbir şey demeden bir-iki adım masaya yaklaştı. Yutkunduktan sonra hırıltılı bir sesle konuştu.

"Ben... teslim olmak için gelmiştim. "

Teslim? Aklıma gelen bir fikirle avucuma tırnaklarımı batırdım. O zaman , biz şu anda bir suçluyla aynı odadaydık. Bu düşünceyle ürperdim. Barkın'a bir bakış attığımda Barkın başıyla sakin olmamı işaret etti. Bakışlarımı polise çevirdim. Polis hafifçe kaşlarını çatıp ayaklandı. Bir eliyle masanın kenarındaki koltukları gösterdi. Barkın ile benim karşımdaki koltukları.

"Gel , otur şöyle. "

Polis bize kısa bir bakış attı.

"Siz bir kaç dakika dışarıda bekleyebilir misiniz?"

KÜNYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin