8. Bölüm

840 48 32
                                    

Kitabımi okuyup yorumlayan ve oy veren arkadaşlarıma selam olsun. Bitanesiniz siz yeaa ;)) Teşkürler ozkan31 ArdaGkl1905 donmezerMFKD unsal46 <3<3

……………
Media: Savaş :)

Flashback

Plan hazırdı. Cemil korumalar gibi takım elbise giymişti. Saçlarına elini sokup yamuk bir sırıtış yolladı. "Nasılım?"
Emin bir kahkaha atıp ona döndü. "Kız olsam ilk sana.... yazardım." Muzipçe bakıyordu şimdi. Cemil Emin'in başına bir şaplak attı. Emin dudağını büzüp bana döndü. "Neden takım elbiseyi ben giymiyorum??"

"Lan delirtmeyin insanı! Şimdi mühim olan konu bu mu gerçekten ha? Hem elimizde küçük beden vardı ve bir tek Cemil'e oldu. " Cemil'e döndüm. "Patlak vermemeye çalışın. Bir 10 dakika kadar korumaları oyalasan yeter. Onları tutabildiğin kadar tut." Furkan sırıtıp Cemil'i kendine çevirdi. "Yakalanırsan dışarıya doğru kaç kanka. Geçen seferki gibi bize doğru koşma yeter." Ben de kahkaha attım.
"Neredeyse yakalanıyorduk o gün lan." Emin sırıtıp bana döndü. "Kanka, sivil polis taklidi yapmasaydık yakalamıştı o kuyumcu bizi." Cemil somurttu. "Adamın arkasında gözü varsa ben n'apayım? Yalnız beni paspasla kovalaması ayrı bir olaydı."

"Yaşlı olmasa yemezdi taklidi. Bir de kulakları iyi duymuyordu ha!"dedi Furkan. Sonra bizimkileri susturdum. Başlasak iyi olacaktı. Furkan ve ben başımıza maske geçirip eldivenlerimizi taktık. Daha bara gidecektik Furkan'la. Kızları ayarlamıştık. Bir saate gelirlerdi. Kafayı dağıtmak iyi gelebilirdi. Cemil ve Emin bizim çetedenlerdi. İşlerinde iyiydiler ama gevşeyince onları toparlamak zor oluyordu.
   Burada yakalanmamalıydık. Yakalansak ne yapardık bilmiyorum. Korumalar gerçekten sıkıydı. Özellikle iri yarı olanlar seçilmişti. Cemil içlerinde çok tıfıl kalıyordu. Ancak Cemil'in olayları kurtarma kabiliyeti yüksekti. İllaki bir şeyler uydururdu. "Cemil eğer patlak verirsen ıslık çalacaksın. Ama son gücünle. Bir kaç defa çalarak ritim tut da çıkmasınlar." Furkan bize döndü. "Başlayalım o vakit. Let's go!" Başımı sırıtarak iki yana salladım. Çok komik bir aksağanla ingilizce konuşuyordu. Fazla da bildiği yoktu zaten.

   Cemil, sindiğimiz yerden kalkıp korumalara doğru ilerledi. Onlara bir şeyler anlatmaya başlayınca onlar galerinin arka tarafına doğru yürüdüler. Şimdi tam zamanıydı. Furkan ile ben ayaklandık. Emin burada kalıp bir şey olursa bizi uyaracaktı. Telefonu titreşime aldım. Hızlı adımlarla galeriye girdik. İçerisi harika aydınlatılmış ve genişti. Birden ışıklar söndü. "Koçum be.." Emin şalterleri indirmişti. Hızlı olmaliydık. Cemil onları ne kadar oyalardı bilemiyordum. Ayrıca her an birisi ışıkları yeniden açabilirdi. Gözümüz karanlığa alışır alışmaz Furkan ile asıl hedefe doğru hızlı adımlarla ilerledik. Asıl arabanın önüne geldik kapısı kilitliydi.
Tek yapmamız gereken arabayı açıp çalıştırmak ve buradan çıkarmaktı. Daha sonra hemen ara sokaklara sapardık ve bizim mekana giderdik. Orada da arabayı bizim garaja sokardık zaten. Diğer arkadaşlar garajda hazır bekliyordu. Arabayı parçalayıp parçalarını binlerce liraya satacaktık. Alıcılar bile hazırdı.

Furkan cebinden çıkardığı aleti arabanın kilidi üzerine yerleşirdi. Bu aleti başka bir çetenin üyesinden çalmıştık. Baya bir dayak yemiştik. Ama deymişti. Maskeli olduğumuzdan kimliğimizi tespit edememişti. Bu yüzden bir intikam konusu açılmamıştı. Aletin üzerindeki kırmızı yanıp sönen ışık yeşile döndü ve 'klink' diye metalik bir ses çıkardı. Hemen kapıyı açıp içine oturduk. Arabaya düz kontak yapmaya başladım. Daha direksiyonun altındaki kısmı açamadan ışıklar açıldı. Furkan ile aynı anda eğildik. Bir kaç korumanın sesleri geliyordu. Cemil de yanlarındaydı. Birden telefonum titremeye başladı. Telefonun ekranına baktım. Arayan Emin'di. Bir sorunumuz vardı... büyük bir sorun...

KÜNYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin