Bölüm On Bir : Tanrım! Lütfen hislerim doğru olmasın.

994 51 21
                                    

İşte yeni bölüm! İsimsiz sevgilimizin adı en çok söylenen  isim Blanda oldu. :D Beğenirsiniz umarım. 

Keyifli okumalar.. :) :* 

Bölüm Ye7392 ye :D Fikirlerin için teşekkür ederim ^_^ 

Ayrıca Yeni kapak için TeamJonastayer'e çok teşekkürler! :)

Hayatıma neler oluyordu böyle? Daha birkaç hafta önce sorsalar bu hale geleceğimi dalga geçiyorlar derdim herhalde. Aslında gidip ona Neden hayatıma birden bire girdin? Ne istiyorsun  benden ? Demeyi o kadar çok istiyordum ki.

Joe bana o sözleri söyleyip gittiğinde ne yapacağımı bilemez haldeydim. Tıpkı şimdi olduğu gibi. Ağlamak istesem de ağlayamıyor, gülemiyordum da. Resmen dengemle oynamıştı. Yine! Ve ben buna neredeyse izin vermiştim. Aptal kafam!  Daha birkaç gün önce sevgilisiyle barışma planları yapan daha doğrusu bana yaptıran o adam şimdi neden böyle bir şeye kalkışırdı ki ? Neden Joe ? Bunu bana neden yapıyorsun? Seni hayatımdan tamamen çıkarmışken neden tekrar  hayatıma girdin ? Ne yapmalıyım ya da nasıl sakinleşmeliyim bilmiyorum. 

Son birkaç haftalık dönemde Joe ile çok yakındık. Ama ikimizde biliyorduk artık sadece  dost olacağımızı. Ne benim ne de onun bir adım ileriye gitme niyeti vardı. Tıpkı eskiden olduğu gibi bana uyumadan önce mesajlar atmaya başlamıştı mesela. Sırf beni güldürmek için.  Öyle ki onu sevgilisiyle barıştırmak için elimden geleni yapmıştım. Bir tek sevgilisini arayıp ‘’Barış bu adamla şapşal. Bu adam seni gerçekten çok seviyor!’’ demediğim kalmıştı. Ben yine aynı şeyi yapmıştım aslında. Joe’nun dostluğuna sığınmış, o dostluğa güvenmiştim.  Onun bana acı çektirdiğini kendime defalarca hatırlattım. Ama özlemiştim işte. Dostluğumuzu, yeniden dördümüz olabilmeyi çok özlemiştim. Nick’in yaptığı toplantı adı altındaki buluşmalar amacını belli ediyordu aslında. Onlarda mı özlemişti bizi benim kadar? Peki ya Joe o özlemiş olabilir miydi dostluğumuzu?  Bizi ? Elim istemsizce Laptopuma gitti. Oradaki  eski fotoğraflara bakmaya başladım. Aslında hep mutlu olduğum o günlere geri dönüyordum. Baştan beri belki de bunu istiyordum. Hep söylerdim ya kendime özlediğimi.

Ama hesaba katmadığım bir şey vardı. Joe’nun bana böyle bir şarkıdan sonra şarkının, sözlerin ve Bizim  muhteşem olduğunu söyleyeceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Ya da benim ona karşı tekrar bir şeyler hissediyor olmam. Birkaç gündür aklımı kurcalıyordu bu soru. Özellikle bugün olanlardan sonra kendime daha çok sormaya başladım. Ona karşı bir şeyler hissediyor olabilir miydim? Tanrım! Lütfen hislerim doğru olmasın. Dayanamayıp ağlamaya başladım. Hıçkırıklarım az da olsa kesildiğinde telefonum çalmaya başladı. Nick? Ah! Bu sefer hangi bombayla hayatımı berbat etmeyi planlıyorsun acaba ? Dayanamayıp telefonu açtım.

‘’Alo Demi’’  dedi Nick neşeli bir sesle.

‘’Efendim?’’ dedim daha kızgın bir ses tonuyla.

‘’Hey sen iyi misin?’’ dedi merakla.

‘’Sayılır sen neden aramıştın?’’

‘’Ben diyorum ki bu akşam hep beraber yemek yiyelim. Sizin düetinizi kutlarız. Sen, Joe , Danielle, Kevin ve ben ne dersin ?’’

Gerçekten şu an Jonas ailesinin bazı fertleriyle yemek yiyecek havamda  değilim!

‘’Ben üzgünüm Nick. Belki daha sonra?’’

‘’Neden Demi? Sadece bir yemek. Eğlenceli olacağına emin olabilirsin.’’

‘’Nick ben-‘’

Sebze Çorbası (Demi Lovato & Joe Jonas fan fic. )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin