Yeni bölüm sizlerlee :D İtiraf etmeliyim hayatımda en zor yazdığım bölümlerden biriydi. Bu yüzden pek beğenmedim. Sizin beğenmeniz dileğiyle :*
Bayramanız mübarek olsun ^^ :)
Sizi seviyoruum!! :D
Multimediada Joe'nun Demi'ye sarılışı var! :)
İyi okumalar.. ♥•♦
Size bir duyurum var sevgili, günlük saçma olaylarımın güzel şahitleri. Siz.. Sevgilime hemen şom ağızlılık konusunda bir madalya bulmalısınız! Kendisi rekora koşuyor bu konuda.
Ha bir de mümkünse bana da bir adet ‘dünyanın en şanssız insanı’ madalyası..
Çünkü ben de rekora doğru emin adımlarla ilerliyorum
Bir yandan Tanrım! Ben nasıl bir günahkarım da böyle bir sevgiliyle sınanıyorum diye düşünürken bir yandan da kapıda resmen bana ‘sakın ağzını açma çünkü açtığında pek de iyi şeyler olmuyor!’ cümlesini bana gözleriyle anlatmaya çalışan sevgilim –ki itiraf etmeliyim bu haliyle gerçekten komik- ve bize merakla bakan gözler arasında gidip geliyordu bakışlarım.
Nasıl bir açıklama yapacağım acaba neler olduğu hakkında?
Şu an kendimi gereksiz ‘sevgilim’ kelimesi kullanmaktan dolayı öldürmek istiyorum. Tabi insan uzun süre boyunca sevgilim demeyince özlüyor. Yani bu kelimeyi söylemek benim için zor olsa da söyleyince de resmen bırakamıyorum. Öyle sevimli geliyor ki.. Ama konumuz bu değil!
Kapıdan bize doğru gelen ‘neler oluyor burada?’ sorusuyla artık açıklama yapmam gerektiğinin farkına vardım.
Bu kadar anlatımdan sonra eminim siz de kim olduğunu merak ediyorsunuz kapıda kimin olduğunu. Ya da kimlerin mi demeliyim? Ah evet kesinlikle!
Gelenler sevgilimin biricik abisi ve kıvırcık kardeşi Nick’ten başkası değil. Tabi kıvırcıkları artık yok denecek kadar az olsa da ona kıvırcık demeyi seviyorum.
Biliyorum biliyorum şu an içinizden hadi ama Demi! Bu kadar anlatımdan sonra gelen bu ikisi olamaz değil mi falan diyorsunuz, haklısınız da…
Düşündüm de değilsiniz bu kadar sıradanlaştırmayın. Ne yani Kevin ve Nick mi? Hadi ama! demeniz ya da bunun gibi tepkiler vermeniz daha mantıklı gibi duruyor. Sonuçta onlar da gayet macera (!) düşkünü insanlar.
Ne diyorum ben?
Size söyleyebileceğim tek bir şey var fazla hareketli hayat yanında saçma düşünceleri size hediye olarak getiriyor. Ve sizin hediyeyi kabul etmeme gibi bir imkanınız olmuyor maalesef.
Joe’nun bana ‘sence söylemeli miyiz?’ içerikli bakışından sonra mecburen kafamı olumlu yönde salladım. Başka ne yapabilirdik ki? Ayrıca belki de bu zamana kadar çoktan onlara söylememiz gerekirdi.
Bu işin kapının önünde olmayacağını bildiğim ve misafirlerini ayakta bekletmeyi seven bir ev sahibi olmadığım için
“İçeri geçseniz iyi olacak.” Dedim.
Kevin ve Nick’in gözlerinde öyle bir parıltı vardı ki. Adeta çocuğunu evlendiren anne ve babanın gururuyla eş değerdi. Çocukları için çok mutlu olmalarına rağmen onlardan ayrılacakları için ağlamaya hazır birer anne baba gibi. Gözlerinde hem sevinç parıltısı hem de dökülmeye hazır gözyaşları var.
İçeri geçip yerleştikten sonra Nick’ten yine aynı soruyu duyduk;
“Neler Oluyor?”
Joe şansını son bir kez denemek istemiş olacak ki :
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sebze Çorbası (Demi Lovato & Joe Jonas fan fic. )
FanfictionBitmiş bir ilişki. Ne onlara ne de diğerlerine göre artık geri dönüşleri yok. Peki ya bir gün geri dönerlerse? Ya da bu dönüş Sebze Çorbası sayesinde olursa ? Ne dersin ? Sence olabilir mi?