Merhaba! Öncelikle bayramınız kutlu olsun gençlik. Sonunda bölüm yazabildim beğenirsiniz umarım. Bir önceki bölümdeki yorumlarınıza cevap veremedim hepinize teşekkürler! Bölüm uzun mu ya da kısa mı mobilden yazdığım için bilmiyorum ama umarım yeterli olur.
Sizi seviyorum :) :*
Bu hafta Demi'nin eski sevgilileriyle imtihanını konu alan bir hafta da benim mi haberim yok? Gerçi öyle özel bir hafta yoksa bile şu saatten sonra olacağına eminim...
Aklımdan bu sorular geçiyor, kızlar ise bana bakışlarıyla "Neler oluyor?" Diyorlardı. Wilmer mı? Gerçekten mi? Ben daha Joe ile ne yapacağımı bilemezken bir de o çıktı öyle mi ?
Wilmer'la bir süre çıkmış, daha sonra ikimizinde isteği üzerine -tabi daha çok benim- ayrılmıştık. Neden aradığını merak ettiğim için telefonu açtım.
"Alo?" Dedim düz bir sesle.
"Alo Demi merhaba."
" Merhaba Wilmer ?"
Ben cevap verdikten sonra, Dallas ve Marissa birbirlerine o kadar garip baktılar ki.
"Rahatsız ettiysem üzgünüm, nasılsın?
"Oh hayır sorun değil, iyiyim ya sen ?"
"Teşekkürler. Ben seni tebrik etmek için aramıştım."
Tebrik etmek derken neyi kastediyordu acaba?
"Neyi tebrik edecektin?"
"Yeni albümünüzü, bir de-"
"Bir de?" Dedim merakla. Soluklanıp devam etti.
"Joe ile ilişkinizi duydum da. Tebrik ederim." Dedi buruk bir sesle.
Ne ? Joe ile ilişkimiz mi? Çok gizli bir ilişki olmalı ki benim bile haberim yok. Gazetelerin yayınladığı saçma haberlere inanmış olamaz değil mi ? Ya da beni bunun için aramış olamaz?
" Ne ? Joe ile ilişkimiz mi varmış?" Dedim gülercesine.
"Ne yani yok mu?"
" Hayır. O saçma haberlere inanmış olamazsın değil mi? "
" Ben sizi bu kadar yakın görünce doğrudur diye düşünmüştüm."
" Biz sadece eskisi gibi iki yakın dostuz."
Bir dakika,bunu neden söyledim ki şimdi? Eski sevgilime hesap vermek zorunda değilim öyle değil mi?
"Ben çok sevindim." Dedi mutlu olduğunu belli edercesine. Daha sonra ne dediğini fark etmiş olacak ki "Ya-yani ben yanlış anlamış olmalıyım." Diyerek toparlamaya çalıştı. Daha sonra konuşmaya devam etti tabi etmemesi kesinlikle daha iyi olacaktı."Demi eğer işin yoksa bir kahve içebilir miyiz?"
İşte günün hiç olmaması gereken bomba teklifi! "Aslında ben evde olsam daha iyi olacak Wilmer." Dedim zoraki.
" Peki evde bir kahve içsek?" Dışarıdan çok ünlü bir kahveci gibi mi duruyorum ben?
"Ah peki tamam Wilmer." Dedim istemediğimi belli ederek.
"Görüşürüz." Deyip telefonu kapattı. Kızlara dönüp "Wilmer buraya kahve içmeye geliyor." Dedim sıkılganlıkla.
" Sana inanmıyorum! Sadece Joe'dan hoşlandığını düşünmüştüm." Dedi Dallas.
"Hey! Zaten sadece ondan hoşlanıyorum." Ne? Ne dedim ben? "Ya-yani öyle gibi. Her neyse Wilmer ona ilan-ı aşk etmem için buraya gelmiyor. Hatta istemediğimi belli etmeme rağmen gelmek istedi." Dedim
" Biz gidelim ister misin?" Dedi Marissa.
" Hayır, burada kalsanız daha iyi olacak sanırım."
" Sadece bunu söylemek için mi aramış?" Dedi Dallas.
" Hayır, albüm ve Joe ile magazin basını tarafından var olarak kabul edilen ilişkimi tebrik etmek için aramış." Dedim gözlerimi devirerek.
" İşte şimdi neden aradığı anlaşıldı." Dedi Marissa kıkırdayarak.
" Peki seni tebrik ederken ya da sen Joe ile ilişkiniz olmadığını söylediğinde sesi nasıldı?" Dedi Dallas.
" Bilmem, yani ilk başlarda sesi durgun gibiydi ama daha sonra bir anda neşelendi tabi toparlamaya çalıştı ama pek başarılı olduğu söylenemez. Aklınızdan neler geçiyor sizin?"
Dallas yanıma geldi, omuzlarımdan tutarak yüzünde sahte bir üzüntüyle konuşmaya başladı.
" Demi, korkarım ki bu hafta eski erkek arkadaşların seni özlediğini fark etmiş." Dedi kıkırdayarak ve yerine geçti.
" Nasıl yani?" Dedim şaşkınca. Bunun üzerine Dallas ellerini birleştirerek
" Tanrım! Neden kardeşim biraz daha zeki olmadı ki?" Dedi.
Bunun üzerine yanımdaki yastığı alıp ona fırlattım. " Neyi kastettiğini anladım şapşal! Ben sadece Wilmer'ın beni özlediği için geldiğini sanmıyorum."
Dallas tam konuşacaktı ki telefonum çalmaya başladı. Bu lanet telefon bugün hiç susmayacak mı?
" Wilmer kahvenin yanında ne istediğini öğrenmek için arıyor sanırım." Dedi Marissa gülerek.
Telefonu elime almamla küçük bir şok daha yaşamam gecikmedi. Joe arıyordu. Birkaç kez beni aramış ama ben konuşmaya hazır olmadığım için açmamıştım ve sanırım bu sefer açmam gerek. Cesaretimi toplayıp konuşmaya başladım.
" Alo Joe." Bunu söylememle kızlar yine birbirlerine aynı bakışları attı.
" Selam Dems. Nasılsın?" Dedi samimice.
" Teşekkürler Joseph! Ya sen?" Dedim kıkırdayarak.
"Hey! Bana Joseph denilmesini sevmediğimi biliyorsun." Dedi.
" Sen de bana Dems dememen gerektiğini biliyorsun." Dedim gülerek.
" Tamam pes ediyorum! Demi ben sana bir şey soracaktım?"
" Tabi?"
" Bugün eğer bir planının yoksa birlikte bir şeyler yapalım mı?" Sanırım Joe'da dost olmamızın daha iyi olduğunun farkına varmıştı. Ama bu sefer ona katılamam.
" Joe çok isterdim ama kahve içmek için evime biri gelecek."
" Öyle mi kim?" Dedi aynı sesle.
" Wilmer" ne dedim ben? Wilmer mı? Hayır olamaz! Wilmer demiş olamam. Neden çıktı ki ağzımdan!
"Wilmer mı? Aslında bugün kafeye gidip kahve içmek yerine, sizinle içmenin daha iyi olacağını düşünüyorum Demi. Ne dersin?" Bunları söylerken sesi durgun ve resmiydi.
Resmen düşünmeden cevap verdim "Tabi Joe." İşler daha ne kadar berbat olabilirdi ki?
" Peki görüşürüz." Deyip telefonu kapattı.
" Wilmer'ın geleceğini duyunca Joe'da gelmek istediğini söyledi ve ben de kabul ettim." Dedim bana merakla bakan gözlere dönerek.
" Ve bu da söylediklerimi onaylıyor. İşler giderek daha eğlenceli olmaya başladı!" Dedi Dallas ellerini çırparak.
" Ne yani sence bu iyi birşey mi?" Dedim gözlerimi devirerek.
" Ne? Hepimizin seninki kadar renkli bir hayatı yok tamam mı!"
O haklı sayılırdı. Birbirine düşman gibi bakacak olan eski erkek arkadaşlarımla medeni (!) bir şekilde kahve içmem o kadar renkli bir durum ki. Umarım bu renkli durum çabucak biter!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sebze Çorbası (Demi Lovato & Joe Jonas fan fic. )
FanfictionBitmiş bir ilişki. Ne onlara ne de diğerlerine göre artık geri dönüşleri yok. Peki ya bir gün geri dönerlerse? Ya da bu dönüş Sebze Çorbası sayesinde olursa ? Ne dersin ? Sence olabilir mi?