Merhaba! Sonunda yeni bölüm yazabildim. Son zamanlarda yazdığım bölümler pek içime sinmiyor ama umarım sizde ters etki yaratır.
İyi okumalar :)
Sizi seviyorum <3
" Sence aralarındaki sessizlik daha ne kadar sürecek?"
Dedi Dallas Marissa'nın kulağına eğilip, ona söylemesine rağmen ben bile duymuştum. Tabi bunu söylerken elindeki kaseden mısır yemeyi de eksik etmiyordu. Tamam bizi izleyeceğini söylemişti ama bunu sanki oscarlık film izler gibi yorum yaparak ve mısırını yiyerek yapmak zorunda değildi. Bunu duymamla ona sinirli bakışlarımı yolladım.
Aslında haklı sayılırdı. Joe ve Wilmer geldiğinden beri konuşmuyorduk. Ortamda tam da olması gerektiği gibi gerginlik ve sessizlik vardı. Tek konuşmalarımız " Hoşgeldiniz" ve " Kahveler nasıl olsun?" Tarzı cümlelerdi ki onlara da tek kelimelik cevaplar almıştım. Tamam anlayabiliyorum ikiside birbirlerinin burada olmasından rahatsız. Ama ben de onların burada olmasından pek mutlu değilim. Birbirlerinin yüzlerine bakıp burunlarından solumalarını saymıyorum bile.
" Fırtına öncesi sessizlik yani? Bak bunu sevdim." Dedi Dallas. Bu sefer benim yerime Marissa ona kızgınca bakarak beni kurtardı.
Biraz daha böyle sessiz kalırsak ya ben çıldıracağım ya da onlar birbirlerini bakışlarıyla öldürecekler tabi ben yorumlarından dolayı çok sevgili ablamı öldürmezsem!
" Nasılsınız?" Dedim gülerek. Nasılsınız mı? Tanrım ne kadar saçma bir başlangıçtı bu böyle! Hem neden gülümsüyorum ben!
" Açıkçası bazı sürprizlerle karşılaşmadan önce gayet iyiydim."
Dedi Wilmer kızlar ve Joe'ya bakarak. Ne sanıyordu ki? Baş başa kahve içeceğimizi falan mı? Ah üzgünüm o hatayı bir kere yaptım!
" Aslında bakarsan eski dostumla karşılaşmak bana iyi geldi." Dedi Joe sinirle Wilmer'a bakarak eski kelimesini üstüne basarak söylemişti. Daha sonra sadece benim duyabileceğim bir sesle ekledi
" Her ne kadar onu burda var oluşundan dolayı yumruklamak istesem de."
" Ah bunu eski kız arkadaşının evindeyken söylemen ne kadar da hoş! " dedi Wilmer Joe gibi eski kelimesinin üzerine basarak. Ve ekledi
" Hoş olmayan tek şey buraya gelirken senin burada olduğundan habersiz olmam." Dedi bana, neden haber vermedin dercesine bakarak.
" Ne o sana hesap mı vermemiz gerekirdi ?" Dedi Joe sinir olduğunu belli ederek.
Joe'nun ağzından
Bu duruma katlanmak zorunda kalmam sinirimi o kadar bozuyordu ki. Demi bunu nasıl yapar? Ben ona olan hislerimi itiraf ettim. Benim onu sevdiğimi bile bile, sanki benden intikam almak ister gibi yapmıştı bunu. Ama Demi böyle biri değildi. Yani değişmiş olamazdı değil mi? En azından bu kadar fazla değişemezdi. Onu ne kadar sevsem de onun buna hazır olmadığının farkındaydım bu yüzden onu zorlamak yerine belki dostça bir şeyler yaparız diye onu aramış ama Wilmer'ın geleceğini duyduğumda sinirlenmiştim. O pislik nasıl olurda birkez daha yaklaşırdı ona? Bunun tekrar olmasına izin vermezdim.
" Tabi ki böyle bir zorunluluğun yok, sadece eski sevgilimin evinde eski erkek arkadaşıyla karşılaşmam pek de hoş değil."
Cümlenin içinde bu kadar "eski" kelimesinin geçmesinden dolayı gülmek istesem de kendimi toparladım.
" Eski kız arkadaşımla çıkman ne kadar da garip değil mı Wilmer? Özellikle benim en yakın arkadaşımken."
" Aslında bunda bu kadar garip birşey yok Joe. Yapma lütfen!" Dedi sakince.
" Bak ne diyeceğim Wilmer. Kız arkadaşımdan yeni ayrıldım. Haberin olsun diye söylüyorum, genelde benim çıktığım insanlar dikkatini çeker de."
Bunu söylememle Wilmer öksürmeye başladı. Demi ona yardım edecekken Dallas konuşmaya başladı.
" Ve ilk sevgili gölü atar! Macera şimdi başlıyor!"
Bu söylediği üzerine gülmemek için kendimi tuttum. Kafamı kaldırdığımda sinirden kızarmış bir şekilde Dallas'a bakan bir Demi'yle karşılaştım. Wilmer toparladıktan sonra konuşmaya başladı
" Çıktığın insanlar içinde Demi dışında kimsenin dikkatimi çekeceğini sanmıyorum. Sen onun kıymetini bilemedin Joe! Şimdi senden sonra onunla çıkıp onu mutlu ettim diye suçlu ben mi oluyorum ha? "
" Onu mutlu ettiğin için mi senden ayrıldı? " dedim sinirle.
" Bu seni ilgilendirmez! Sen onu bırakıp gittiğinde yanında ben vardım bu yüzden ne kadar acı çektiğini hiç bilemeyeceksin! Şimdi sen beni en yakın arkadaşımın sevgilisiyle çıkmakla suçluyorsun ama inan bana sevgilini en zor zamanında terk etmen bundan daha berbat birşey."
" Emin misin Wilmer? Biz onunla birlikteyken sen sürekli yanımızdaydın. Onu ne kadar sevdiğimi sen biliyordun! Ama ben ondan ayrılır ayrılmaz onun üzgün halinden resmen yararlanıp onunla çıkmaya başladın! Dost dediğin insanın arkasından onun sevgilisiyle çıkman sence çok mu normal? Onu hala sevdiğimi bildiğin halde hem de. Şimdi beni suçlamayı bırak ve kendi hatalarını düşün!"
" Onu hala sevdiğin halde mi? Bu yüzden mi onu bırakıp gittin!"
" Ondan neden ayrıldığımı hiçbir zaman bilmeyeceksin Wilmer! Ama-"
" Yeter!"
Demi'nin bağırmasıyla ikimizde konuşmayı bıraktık.
Demi'nin ağzından
Onların buraya gelme isteklerini kabul etmem başlı başına hataydı. Sırf kendi sinirleri yüzünden bağırmaya başlamışlardı. Hem de konuştukları şeylerin beni nasıl etkileyeceğini hiç düşünmeden! Daha fazla dayanabileceğimi sanmıyorum.
" Yeter!"
" Yeter, ikinizide görmek istemiyorum! Şimdi birbirinize bağırmayı kesin ve mümkünse bir daha gelmemek üzere çıkın evimden!"
Söylediklerimin üstüne ikisi de kapıya doğru ilerledi. Tam çıkmak üzereyken Wilmer konuşmaya çalıştı
" Demi-"
" Wilmer konuşabileceğimi sanmıyorum lütfen!" dedim sinirle
" Demi dinlemelisin, ben seni-"
Hayır, hayır duymak istemiyorum! Kapıyı sertçe kapattım. Eğer tahmin ettiğim şeyi söylerse ben.. Ne yapacağım bilmiyorum! Dayanamayıp yere çöküp ağlamaya başladım Neden? Neden birdenbire hayatıma girdiniz ki! Ne yapacağım ben şimdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sebze Çorbası (Demi Lovato & Joe Jonas fan fic. )
FanfictionBitmiş bir ilişki. Ne onlara ne de diğerlerine göre artık geri dönüşleri yok. Peki ya bir gün geri dönerlerse? Ya da bu dönüş Sebze Çorbası sayesinde olursa ? Ne dersin ? Sence olabilir mi?