Bölüm Yirmi Dokuz: Aşk doğru kişiyle güzeldir.

960 39 11
                                    

Selaam! Ben geldim gençler, tabi benle beraber de yeni bölüm. Naber?

Bölümü yazarken çok keyif aldım ben, final yaparsam da böyle birşey yazamazsam içimde kalır diyordum tam zamanında oldu bence. Umarım sizde okurken benim gibi keyif alırsınız *-* Bölümün yeterince uzun olduğunu düşünüyorum.:) Hatta yazdığım en uzun bölüm oldu. :D Son olarak, son zamanlarda yorum-oy oranlarımız düştü. Normalde böyle şeyleri konuşmayı sevmem ama birdenbire olunca aklıma takıldı. Umarım bir sorun yoktur? :) Fikirlerinizi merak ediyorum, beni yorumsuz bırakmayın. :) Finale adım adım yaklaşıyoruz..

İyi okumalar :*

Sizi seviyoruumm *-*

"Demek seni de kaybediyoruz ha..?" Diyen Nick'e çevirdim gözlerimi. "...Dostum, bu günden sonra kız arkadaşlarınla takılmalar, sabahlamalar, hepsi artık yok. Özgür Joe'ya elveda deme vaktin geldi." Dediğinde ona 'ciddi misin?' der gibi küçümseyici bakışlarımı attım. "Sen bana laf edeceğine kendi saplığını düşün kıvırcık."

"Aslında ben böyle mutluyum. Sürekli bana laf edecek, her işime karışacak ama onu deliler gibi seveceğim biri yok hayatımda. Evet, mutluyum!" Dedi derin bir soluk alarak. Değildi, kesinlikle değildi..

"Evet millet, Nick ve onun kendini avutma çabalarına şahit oldunuz!" Dedi Kevin içeri girerken.

"Bunu bana evli ve kızına bakmak için karısıyla iş bölümü yapan adam mı söylüyor? Ah! Bu çok büyük mutluluk olmalı Kevin!"

"Evet, öyle. Ve Joe, artık evli olacağın için çok mutluyum. Belki çift olarak takılırız ha? Ne dersin?" Dedi Nick'e doğru sırıtırken.

"Biliyor musunuz? Ben gidiyorum, sanırım sizden birkaç dakika uzak kalmaya ihtiyacım var." Dedi ve yukarıya çıktı.

"Ona kesinlikle birilerini bulmalıyız." Dedim Kevin'a bakarak.

"Kesinlikle!"

"Ya da bırakalım, kendi işini kendi halletsin!"

"Bak bunu daha çok sevdim."

Üşengeç miydim? Hayır, ya da belki biraz. Ama önümde stresli bir ay var tamam mı?

Evet bir ay, bir ay sonra evleniyoruz. Belki erken, belki değil ama biz bunda karar kıldık. 

Nick tekrar yanımıza geldi ve oturdu.  Stresli bir hali vardı. Sanki söylemek istediği şeyler var gibi.

"Biri var tamam mı? Ben, ondan gerçekten çok hoşlanıyorum ama  bu hoşlantıdan daha fazlası gibi. İnanın bu sefer ne yapacağıma dair bir fikrim yok. Ve evet siz söylemeden ben söyleyeyim, her şeye bir fikri olan Nick, ne yapacağını bilmiyor. O'nu her gördüğümde kendimi ilk defa kız arkadaşı olan çocuklar gibi hissediyorum. Tabi kız arkadaşım değil ama, heyecanlanıyorum, ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Sürekli aklımda o var. Mesela geçen gün Joe'yu onun gibi gördüm."

İçimdeki ses 'ne diyor bu ahmak?' diye bağırırken kafama taş düşmüş gibi hissettim.

"Geçen gün sana dışarıya çıkalım mı diye sorduğumda bu yüzden ben kesinlikle iyi değilim deyip kaçtın."

"Evet!" Dedi bıkkınca.

Kevin ise karşımızda karınını tutarak gülüyordu. "Ben.. İnanmıyor-.um..Nick seni kı-kız sandı öyle mi?" Dedi eliyle beni göstererek. Tabi konuşabildiği kadarıyla.

"Sanki seni sanmadım da." Dedi Nick Kevin'a bakarak Kevin'ın kahkahası kesildi ve ona dehşete düşmüşcesine baktı. "Bu yüzden-"

"Evet bu yüzden sen Alena'yla ilgilenirken o sana gerçekten çok yakıştı deyip utangaçca gülümsedim." Dedi

Sebze Çorbası (Demi Lovato & Joe Jonas fan fic. )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin