Bölüm On Beş : Hadi ama! Bir de sen eksiktin!

866 51 7
                                    

Selam!  İşte yeni bölüm. Öncelikle beklediğiniz için çok teşekkür ederim ! Arayı açmamak için yazdım bu yüzden kısa oldu  pek içime sinmedi ama umarım begenirsiniz. Bir de önceki bölümde yeni bölümü beklediğini atmam gerektiğini söyleyenler olmuş. İnanın vaktim olmadı zaten sürekli okuyanlar bilir sık sık bölüm atmaya çalışırım imkanım olsa. Her neyse çok uzattım.

İyi okumalar..

Sizi seviyorummm ;) <3

'' Ne yani sen ciddisin öyle mi?''

''Hadi ama bunu size kaç kere daha söylemem gerek? Çok ciddiyim!''

Marissa ve Dallas'ın ısrarlarına ve sorularına daha ne kadar dayanabilirim bilmiyorum. Resmen her lafımı bölüp ardından bir soru soruyorlar ve bu  sıkılmam için yeterli bir sebep. 

'' Demi kabul etmelisin ki yaşadıkların pek de normal değil. Biz Joe'nun birden evine gelmesine şaşırırken sen seni sevdiğini itiraf edip seni öptüğünü söylüyorsun.''

dedi Marissa.

'' Ah ciddi olamazsın Marissa ben olanların farkında değilim zaten.'' dedim gözlerimi devirerek.

Yaşananları belki unuturum diye onları buraya çağırdım. Ama büyük bir hata yaptığımı anlamam pek de uzun sürmedi. Aslında tek ihtiyacım unutmaktı ama onlar her dakika bu konu hakkında konuşurlarsa unutamazdım öyle değil mi?

''Bakın millet tek ihtiyacım unutmak, lütfen daha fazla uzatmayın.''  dedim sıkıntıyla.

Şimdi eminim ki hepiniz aslında o gün ne olduğunu merak ediyorsunuz. Joe ile çıkmıyoruz ve bana kalırsa uzun bir süre böyle bir şey olmayacak. O gece ben daha fazla konuşmak istememiş Joe ise beni sıkmak istemediği için kabul etmişti. Bana nedenini  sormak, bu konu hakkında konuşmak istiyordu, bunu gözlerinden anlıyordum. Ama benim buna gücüm yoktu. Bir kez daha aynı şeyleri konuşmaya, yaşadıklarımı hatırlamaya gücüm yoktu. Yorgundum, hayatımın birden  değişmesinden yorulmuştum. Joe'ya uyumak istediğimi söyledim ve biz yerimiz olmadığı için sarılarak uyumak zorunda kaldık. Tabi ikimizinde uyuyabildiği Söylenemezdi 

Gergindim bir kez daha onunla uyumuştum ama o zaman ne o bana karşı bir şeyler hissediyordu ne de ben ona.  En azından ben öyle biliyordum. itiraz edemem Joe'yu seviyorum ama onunla yeni bir ilişkiye hazır değilim.  Sonumuz önceki gibi olacak diye endişeleniyorum. Yine acı çekeceğiz diye.  Her ne kadar uzun zamanlar boyunca Joe'yu yaşananlardan dolayı suçlasam da onun da benim kadar acı çektiğini görüyordum.  Kim bilir kaç kişi eksilmişti hayatından? Ya da kaç tane hayranını kaybetmişti? Belki de onu yapmadığı şeylerle suçlamışlardı.  Ben ne kadar acı çektiysem o da öyle acı çekmişti ama o bunu kimseyle paylaşamamıştı. Aslında ikimizde mutluluğu hak ediyorduk.

''Bence de Demi tek ihtiyacın unutmak ve onu hayatından çıkarmak sonuçta sana neler yaşattığını biliyoruz.'' dedi Dallas

'' Ben bilemiyorum yani o sanki pişman gibiydi hatta öyleydi gözlerinde öyle bir ifade vardı ki. Olanları değil de onun bakışlarını unutmaya çalışıyorum sanırım.'' dedim sıkıntıyla.

''Demi sen onu hala seviyorsun?'' dedi Marissa şaşkınlıkla.

'' Seviyorum.'' soluk alıp devam ettim. ''Bu sadece özlem mi bilmiyorum ama sanki ona karşı  hislerim eskiden olduğu gibi .''

'' Demi bu nasıl olur? Yani hepimiz ondan nefret ettiğini düşünmüştük. Hep böyle söylerdin. '' dedi Dallas

'' Öyleydi, ediyordum. Ama nasıl olduğunu inanın bilmiyorum. Sanırım biraz da insanların vereceği tepkiden korktum.''

'' Hey! Sen herkese başkalarının ne dediğini takmamaları gerektiğini öğreten insansın. Şimdi sen insanların tepkilerinden saklanırsan ne anlamı kalır ki? Unutma ne yaparsan yap biz buradayız." Dedi Marissa gülümseyerek.

" O haklı. Bu senin hayatın Demi ve bu hayatın yönetmeni sensin. Perdenin nasıl kapanacağını belirleyen sen olacaksın. Bırak yan roller ne derse desin. Biz senin arkanda olacağız. Ne yapmak istersen onu yap  ister o hayatında olsun isterse olmasın." Dedi Dallas.

Ben o kadar şanslıydım ki. Onlar ne olursa olsun benim yanımdaydı.

"Ben çok teşekkür ederim!" Dedim onlarında benim de gözlerimiz yaşarmıştı.

"Ah! Sulu gözlülük yapmayalım lütfen makyajım bozulacak!" Dedi Dallas gülümseyerek. Söylediğinin üstüne üçümüzde gülmeye başladık.

"Aslında ben Nick'e ne yaptığınızı merak ediyorum." Dedi Marissa.

" Bak işte bu konuyu anlatmadan geçemeyeceğim.  Sabah gelip bizi çıkardığında kafasında kaskla geldi. Aklınca bu şekilde komiklik yapıp konuyu geçirecekti. Tabi söz konusu biz olunca işler pek hayal ettiği gibi gitmedi.  Ona bir daha böyle bir saçmalık yapmamasını ve kabul ettiğimizi söyledik. Sizce ben bununla yetinir miyim? Tabi ki hayır. Ona dönüp " Bana kıvırcık saçlarını yolmamam için bir sebep söyler misin Nick?" Dedim sakince. Sakinliğim onu korkutmuş olacak ki  " Kısa olmaları?" Dedi tedirgince. "Peki bu beni durdurman için yeterli bir sebep mi?" Dedim aynı şekilde o ise daha fazla korktuğunu belli ederek "Bilmem" Dedi. "Haklısın denemeden bilemeyiz." Dedim gülümseyerek. Sonrasını sizin hayal gücünüze bırakıyorum. Bir odanın içinde koşan Demi, Joe ve Nick bir de o andan hatıra kalan Nick'e ait birkaç kıvırcık saç." Dediğimde kızlar gülmeye başladı.  Gülüşmelerimizi telefonumun sesi böldü.  Telefonu elime alıp baktığımda verdiğim tepki tam olarak şu oldu ;

"Hadi ama! Bir de sen eksiktin!"

Sebze Çorbası (Demi Lovato & Joe Jonas fan fic. )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin