İYİ OKUMALAR
"Şimdi anlat ufak kız... Hikayen ne olursa olsun, bu kötü karakter seni burada koruyacak. Bunu gözeterek anlat!" Artık sözlerle birlikte kıza bağlanmıştı. Yine tekrar ediyordu Okan... Bu küçüğün hikayesindeki kötü karakter olacaktı. Belki abi, belki bir kardeş olarak...
Bedenine sızan yaşanmışlığın son acı eşiği donmayla mükafatlanırken, uyuşma kısmına gelen kader, ederi beş para etmeyen hayatlara en büyük ceza oluyordu. Tıpkı kıza uygulanan psikolojik şiddet gibi...
Soğuk, ucu bucağı olmayan kapkara gözlerini oğlancıktan ayırmıyor, onun hikayesini dinlemeyi dört göz, beş sabırla bekliyordu.
Geçen dakikalar ise kimsenin beklentisine deva olmuyor, cefanın ortasına tüyünü dikiyordu.
Sonunda nefes alma gereği duyan Okan, geri vermek için yerinde doğrulurken, ummadığı anda kendisini kızın yanında bulmuş, önünde eğilerek göz hizasına gelmişti.
"Dile gelmeyen her cümlen katliam için direktif olacak oğlancık!" Cümlelerine ara verdiğinde iyice kıza eğilmişti. Şimdi ondan lavantaya benzeyen bir koku almıştı. Kaşlarını daha derinden çattığında iyi polis olmaktan sıkılmış, ikinci tercihini oynamaya karar vermişti.
Kötü polis!.."Ömrümden giden zamanı yok eden varlığın sonu demek ki Akbaba'nın kollarıymış!" Noktası ünlemin altına konulsa bile etkisini çarçabuk göstermiş, ürkek kedi gibi yerinde kabarmıştı ufak kız. Bu tepkiyi alaycı gözlerle izlerken, dilini dudaklarında gezdiren adam emelinden vazgeçecekken kısık sese eşlik eden kelimeleri son anda duymuştu.
"Be-ben..." cümlesi, önünden doğrulan adamla yarıda kesildiğinde ağlamamak için kendisini zor tutmuştu. Tekrar şansını denemek için boğazını temizlediğinde artık kontrol kendisinde, korkusu ta içindeydi!
"Ben temizlik görevlisiyim." Duyduğu tek cümleyle birlikte iyice yerinde dikilen adam şimdi de alaycı gözlerle bakmaya başlamıştı.
"Buraya yeni gelen ben bile kuralları biliyorum. Mutlu Kadınlar iş yapmazlar! Burada işler tersidir. Temizlik, yemek ve geriye kalan her şey erkeklerin görevidir." İki yıl önce okul ara tatillerinde burada kısa bir çalışma tecrübesi olmuş, zorla koridoru silerken bu kuralı şuan bizzat hatırlamıştı.
Pınar ise yenilmediği yalanı, yakalanma korkusuna karışırken artık hislerini tamamen serbest bırakmış; hıçkırıkları alt katta, en köşedeki odada yankılanmıştı.
Ama ne adam sus diyebilmişti, ne de kız susabilmişti. Biri sessizlikle sonuçlanırken, diğeri avaz avaz kusuyordu gürültüsünü... Ortak payda ise ellerinden hiçbir şey gelmemesiydi.
"Şş ağlama ufaklık. Tek bir soru ve yanıt. Yanında ufacık hikayesiyle..."
***
'Asla'nın tereddüt kısmındaki imkânsızındaydı Tuana'nın çıplaklığını örten büyükçe cekete bakarken...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAMGALI KRAL
General FictionMutlu Kadınlar Mezarlığı acı hayatları, garip hikayeleri, Akbaba'yı ve ondan sonra olanları takdirle sunar. Ondan sonra olanlar mı? Palavra! *Bu kitapta geçen tüm karakterler hayal ürünü olup, gerçekle hiçbir bağlantısı yoktur.