BÖLÜM 11

4.4K 396 57
                                    

İYİ OKUMALAR

"Burayı eski haline getirme zamanı... Güllerin dikenlerini budamaya ilk o piç kurusundan başlayacağız. Hadi bakalım!"
Diyen Okan kızı da beraberinde odadan çıkarırken uzun süreden sonra ilk defa Pınar'ın başı yerde, omuzları rüku da değildi.
Bunu başaranın ise Damgalı Kral lakabına sahip birisinin olması oldukça komik ve düşündürücüydü.

Komik ve düşündürücü...

.
.
.

'Yeni başlangıçların' en temel gereksinimi etkili bir girişi olmasıydı.

Anlaşılmayan cümle kurduysa eğer daha da açık olacaktı Okan. Pasif bir girişle, sinik bir tavırla "Ben Okan ve burada her şey eskisi gibi olacak!" Derse "Hadi oradan lan!" Gibi geri dönüş alacağını biliyordu. Bu nedenle etkili bir giriş! Tıpkı şimdiki gibi...

Bu nedenle Fare'yle birlikte Akbaba'nın ve Barış'ın eski, kendisinin yeni odasına giderken burnuna gelen ağır toprak kokusuyla küfür ederek öksürmüştü. Üç yıldır uzak olduğu bu yer birçok alışkanlıklarını da köreltmiş olmalıydı. Gömleğini çekiştiren birisinin varlığını hissettiğinde geniş deri koltuğuna oturmak üzere olan Okan düşünmekten dolayı sertleşen surat ifadesiyle kıza bakarken kalbi gibi onların da yumuşadığını biliyordu.

"Söyle bakalım Fare?" Diyerek onun açıklama yapmasını beklediğinde, sonraki duraklarının doktor olduğu çok açıktı.

"Buraya neden geldik?" Diye yazılı bir nota bakarken gözleri yeniden onun zümrüt yeşili gözlerine değinmişti.

"Burası bu döngünün başı, pisliğin kaynağı... Temizlenemeyen pisliğin en temiz hali ise daha da pislenmesidir Pınar... O yüzden hazır mısın burayı pisletmeye? Leş gibi bir yere çevirmeye?" Pınar duyduklarıyla başına reddetmek için hızlıca sağ sola salladığında, Okan Bey'in kahkaha attığını duymuştu.

"Neyse ki seni dinlemiyorum. Sen yalnızca yanımda dur küçük, gerisi ben de... Hem, hem Akbaba'da böyle olmasını isterdi." 'Gerçekten ister miydi?' Diye düşünmek istememişti Okan. Bugün şok üstüne şok yaşıyordu ve artık bu şokların sona ermesi lazımdı. Bunun için de bu gerekliydi. Mezarlığın her odasında olan kameraları aktif hale getirdiğinde gördüğü kadınlar ve adamlarla suratını buruşturmuştu. Hepsinden nefret ediyordu. Gözleri bir köşeye sinmiş Tuvaletçi ve Barış'a değiştiğinde devreye hoparlör girmişti.

"Herkes dikkatini sesime versin!" Okan söze girdiği an tüm orada bulunan insanların hareketini kestiğine birebir şahit oluyordu. Bir Karga elindeki tesbihi düşürmüş, diğeri farkında olmadan hazır ola geçmişti... Hokkabaz denilen kadın ise yeniden çığlık atmaya başlamış, Fare bile kulaklarını kapatmıştı. Tüm duvarlara yansıyan bu görüntüler ona Tuana'yı hatırlatırken acıyan içiyle bu kel adama bakmaya başlamıştı.

"Size çok büyük sözler söyleyerek gözünüzü korkutmaya çalışmayacağım." Yeşil butona bastığı an çalan sirenlerle açılan kapılardan sızan gün ışığı tüm mezarlığa dolduğunda herkes korkudan ve şaşkınlıktan buz kesmişti çünkü orada olan herkes bunun ilk olduğunu biliyordu. Bu kapı yalnızca ölüler içindi ve ilk defa gün ışığı görüyordu. Bunu izleyen kişiler ne olacağını beklerken Okan söze girmişti.

DAMGALI KRALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin