BÖLÜM 14

6.6K 360 138
                                    

İYİ OKUMALAR

Kadınlığının acısını tüm küçük bedeninde hisseden Pınar, Ölü'leri görmeye gitmeyen kadınlarla oturuyordu. Geniş salonda Ressam, şekillere hayat verdiği fırçasıyla göz kapaklarını boyarken, Tuvaletçi acı içerisinde inleyerek belini esnetmeye çalışıyordu.

"Hayvan adam! Nasıl belim ağrıyor!" Diye inlemeye devam ederken, yaş akan gözlerini silmekle uğraşmıyordu. Bütün gün hareketsizce odanın köşesinde durduğundan olsa gerek daha tutuk bir hali vardı. Emel ise başı rahat koltuğun arkasına yaslı, gözleri kapalı Tuvaletçi'ye yanıt verme derdindeydi.

"Nefes aldığına şükret Tuvaletçi. Pınar sayesinde yaşıyorsunuz." Daha sonra ise gözlerini Pınar'a çevirmişti.

"Bu işleyiş hakkında Okan Bey bir şey diyor mu?" Pınar'ın yanakları adamın ismi geçtiği için olsa gerek kızardığında omuzlarını silkmişti.

"B-ben ne-nereden bilebilirim ki?"

"Adam seni herkesin içinde damgaladı Pınar. Artık resmi olarak onun malısın." Pınar gözlerini indirdiğinde yanına oturan Tuvaletçi'yle tekrar başını kaldırarak ona bakmıştı.

"O adama yaptıkları için hayatı zehir etmelisin. Bak biz eski Mutlu Kadınlar burada göt büyütürken, diğerleri zevk içinde adamların altında. Bu bize reva mı?" Pınar kadına yanıt vermeyecekti. Akbaba öldüğünde onların herkese çektirdiği eziyetleri hala hatırlar gibiydi. Yaşıyor olabilirdi ama Okan zaten onlara cezalarını vermişti.

Evet, artık Okan'dı. O kadar yakınlıktan sonra Bey eki fazlalıktı.

Bu nedenle omuzlarını silkmek dışında bir tepki göstermemişti. Bağdaş kurduğu bacaklarının şeklini değiştirmek için eklemlerini hareket ettirdiğinde tekrar kadınlığındaki acıyı hissettiğinde gözlerini yumup, bedeninin alışmasını beklemişti. Hala gözleri kapalı beklerken, Emel'in attığı kahkahayla olduğu yerde sıçramıştı.

"Yalnız o kadınlara takılan alet neydi?" Pınar'ın gözlerinin önüne o görüntüler geldiğinde dişlerini sıkmıştı. Okan o kadınların özel yerlerini incelemişti. Onlara methiyeler düzmüş, hatta etkilendiğini sesinden anlamıştı. Yutkunduğu sırada bunları düşünürken acısını unutmuştu. Yumrukları sıkılı Emel'e bakarken odaya koşarak gelen Karga'yla, Pınar'da dahil bakışlarını ona çevirmişlerdi.

"Pınar, Okan Bey seni çağırıyor. Çabuk olacakmışsın." Pınar ayağa kalkarak adamın yanına gittiğinde onun odasında, koca koltuğunda oturduğunu görmüştü. O kadar ihtişamlı görünüyordu ki içi titreyen Pınar çekinir bir halde ona bakarken, Okan dönen koltuğunu çevirerek bacaklarını onun görüş açısına sunmuştu.

"Gel bakalım Minik Fare, erkeğine..." bunları söylerken de bacaklarına iki kere vurmuştu. Bunun anlamı ise kucağıma otur demek olduğunu anlamıştı. Yaklaşık dört, beş adımdan sonra adamın yanına giderek kucağına oturduğunda kadınlığını yoklayan bir şeyin varlığıyla tekrar canı yanmıştı. Bunun için acı içerisinde inlediğinde Okan anlamış gibi onu biraz daha aşağıya indirmiş, bacaklarını açarak, bacaklarının yanlarından sarkmasını sağlamıştı. Yani şimdi adamın kucağında kurbağa gibi oturuyordu. Okan alnını onun omzuna yasladığında, burnu da saçlarındaydı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 18, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DAMGALI KRALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin