BÖLÜM 07

4.2K 458 132
                                    

Ekteki video yazarken dinlediğim şarkı.😂

Ve selamm şekerler...

İnstagram kullanıcı ismim "yazarapla" oldu. Takip mi etseniz ne🤣

Hadi bakalım bölüme geçelim. Şimdiden....



















İYİ OKUMALAR

"Şimdi gelelim asıl konumuza. Benden korkuyor musun oğlumun Faresi?" Diyen adamla aklına gelen mazi, onu derin duygu ve düşüncelere de sürüklemişti.

Ne diyebilirdi ki şimdi? Oğlu babasından, babası oğlundan beterdi ve ortada kalan kendisi için Akbaba'ya olan korkusu bir ömür yeterdi.

"Ko-ko-kork-mak mı?" Diye fizyolojik olmasa bile dil takılmasıyla söze giriş yapabilirdi eğer konuşabiliyor olsaydı. Ama kelimeleri bile artık kendisini terk etmişti. Tıpkı O- devam etmeyecekti. Giden adamla birlikte kız cephesinde sessiz bir geçmiş hakimdi; tıpkı Akbaba'nın gözlerinde uzun yıllar sonra beliren anlayış tohumları gibi. Siyaha yakın gözlerini kızın küçük bedeni üzerinde gezdirirken korkudan titreyen beden de keskin gözünden kaçmamıştı.

"Sakin ol evlat. Ben kadınlarıma asla zarar vermem." Adamın cümleleriyle rahatlamak isterdi ama olmuyordu.

"Kadınlarım mı? Neyden bahsediyordu bu adam? Hem konu ne zaman kendisine gelecekti?" Ne çok soru sormuştu kendisi, kendine. Ağlamamak için zorlanıyordu bu sefer de. Haftalar geçmesine rağmen tüm fiziksel acıları dinmişti ama içsellikten kaynaklanan yaralar... Onlar çok acıyordu. İçi mi çürümüştü ne?

Morluklarla kaplı olan ruhu sararmayı bile adamakıllı beceremiyordu. Sanki öfkeli bir insanın intikam duygusuna sığınıyor, arkada atlı asker vuruyordu anı bezeli kamçıyı... Sırtına değildi asla!

Hiç ısınmayan yemekte olabilirdi bu durum, geçmek bilmeyen onca emek de... Acı mı söz konusuydu yani bunda? İçini açıp bakmak serbestti ama suratlara fışkıran acımtırak sızıdan asla Pınar sorumlu değildi.

"Masum yavrucak seni(!) Varlığın, mezarlığımın varlığına etki edecek olay bile değilken ben seninle ilgili olan her şeyi biliyordum. Doğduğunda küçüklüğünü, büyürken suskunluğunu, şimdi ise ağız dolusu veryansını..." o her şeyi bilir ya da duyardı ama bu harf kalabalıklarında bir sıralış hatası vardı.

Suskunluğu şimdilerini kaplamış olabilirdi. Kendisine tek bir harf bile kalmayabilirdi ama o karışıklık?

Soracaktı.

Sorması şarttı.

Bu nedenle önünde duran kalemi alarak sorusunu kağıda yazdığında Akbaba'ya uzatmıştı. Adam eline aldığı kağıdı yine tek kaşı havada okuyor, geçtiği her kelimeyle mimiği de değişiyordu. Okumasını bitirerek gözlerini kıza diktiğinde kirli komutlar veren ağzından tek bir cümle çıkmıştı.

"Sen benimsin artık!.." Pınar duyduklarıyla birlikte ne yapacağına henüz karar verememişti. Ağlaması mı gerekiyordu, yoksa korkması mı? Bu tepkiler ölen içine bile fazlaydı.

"Bakma aptal aptal suratıma. Seni korumam altına alıyorum. Mutlu Kadın olacaksın!" Bağırarak kızı sindirmeye çalışıyordu ama atladığı bir şey vardı. Karşısında Mezarlığın kuralını çiğneyen kadının kızı vardı. Bunu o elbet bilmiyordu ama iç sezisel olarak bu gücü hissediyor olacak ki yine konuşmamayı seçerek kafasıyla reddettiğinde, Akbaba koca bir kahkaha atmıştı.

DAMGALI KRALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin