BÖLÜM 05

5.8K 520 132
                                    


İYİ OKUMALAR

Kapıyı çalması gerektiğini biliyordu Okan; yaklaşık iki dakikadır beklerken yine en başta bildiği gibi. Peki girdiği zaman ne diyecekti ona? Hesap verir gibi ne olup bittiğini anlatamazdı. Kafasını düşüncelerini dağıtmak için sallarken ondan önce davranan varlık çoktan dışarı çıkmış ve kendisine çarpmıştı. Dudaklı yukarı kıvrılırken yine kendi olmayı denedi... Alaycı ve dengesiz!

"Yavaş oğlancık, canın acıyacak(!)" Alay kokan cümleden sonra bile aynı şekilde bakmaya devam eden adama dil çıkarmadan edememişti Pınar. Odada yalnız kaldığından itibaren ortalığı üstün körü toparlamış, böylelikle saatin farkına varmamıştı.

"Özür dilerim... Be-benim gitmem gerek." Eğer gitmezse annesinin çok kızacağını ve bir gün boyunca ona yemek vermeyeceğini biliyordu. Kendisine hep "Disiplin evin mutfağında başlar yavrucuğum. Eğer yemek saatlerine uymazsan aç, hayata ise geç kalırsın." Bir de onun kadınların başı olma olayı vardı. "Benim en yakınım koyulan kurallara uymazsa nasıl disiplini sağlarım ben?" Diyerek uyarıyordu. Ve bunları bile bile geç kalırsa yalnızca aptallığına yanardı.

"Akbaba'nın yanından gelen adama ne kötü davranış biçimi bu? Sizin Türk adetlerine ne oldu?" Pınar, adamın biten cümlelerinden sonra merakına yenilemezdi çünkü işin ucundan annesi vardı.

"Gerçekten kusura bakmayın ama gi-gitmem gerek. Eğer yemeğe yetişe-" fazla konuştuğuna kanaat getirdiğinde cümlesini hemen kesmişti ama bu adam tarafından tamamlanmasına engel değildi.

"Yetişemezsen eğer tek göğüslü korsan kadın seni aç bırakacak." Yakışık almayacak benzetmeleri es geçerek cümlenin ana fikrine odaklanmıştı.

"Annem yalnızca disiplinin mutfakta başladığına inanır." Annesinin bu cümlesine katılmasa bile bu kel adama karşı onu savunurdu ki savunmuştu.

"Yine gereksiz çıkış ve savunmalar. Unutma da fare, sana nasıl çıkarcı bir insan olman gerektiğini öğreteyim." Duyduğu cümlelerle gözlerini devirmeden edemeyen kız, derince bir nefes almıştı.

"Ajanlıktan sonra bir de sizin öğrenciniz mi olacağım? Unutun bunu!" Kızın çıkış içeren tavrı karşısında, içerlemiş gibi yapmıştı Okan.

"Yapma bunu ama Fare... En büyük hayallerim arasında sana hocalık yapmak vardı." Apaçık kızla dalga geçerken sanki birisi dürtmüş gibi birden ciddileşmişti.

"Tuana'nın canı bağışlandı. Bunu ona ilet." Cümlesini bitiren Okan Bey'le birlikte o söze girmişti.

"Özlemişsinizdir, neden siz yapmıyorsunuz?" Duyduğu soruyla birlikte kahkaha atan adam, koca elleriyle kızın suratını kavramıştı.

"Şşş sen bunları düşünme yoksa beni kıskandığını düşüneceğim. Neyse oğlancık git, karnını doyur." Sözlerini bitirdiğinde elleri de kızın suratından çekilmişti.

"Git diyorsam git! İlk emrin hayırlı olsun." Kızın hala hareketsizce durduğunu gören Okan, gülerek kafasını salladığında, o çoktan arkasını dönerek uzaklaşmıştı.

DAMGALI KRALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin