15.Balo
Pınar'dan
Kimsenin bir şey bildiği yoktu.
Zaman geçiyordu.
Bir gün sonra sevgililer günüydü mesela.
Sonra aşk mevsimi bahar geldi.
Aşklar depreşti, yaz geldi.
Hüzün çöktü, güz geldi.Etrafında akıp giden zamana inat arkadaşları hevesli hevesli planlar yaparken Pınar tek kişiyi istiyordu yanında.
Semih.
Evet. Korktuğu başına gelmişti. İlk baştan beri olacağından emindi. Gözleri her gece Semih'in yolunu gözlüyor, en içten dualarla Allah'a yalvarıyordu genç kız. Sonunun kıyamete gittiğini bile bile istemekten vazgeçemiyordu. Böyle olacağı belliydi.
Semih ile yaptığı seks anlaşmasını kardeşlerim dediği arkadaşlarına bile söyleyememişti. Nasıl söylenirdi böyle bir şey. Onun gecelerini, yatağını ısıtacak, bedenini rahatlatacak bundan bir adım öteye gidemeyecekti. Bir gün sonrasını düşünmeden yaşıyordu. Gündüzleri çektiği acılara her gece yenileri ekleniyordu.
Semih'in her güzel dokunuşu, ağzından çıkan tatlı sözler gecelerini lütuflandırırken gündüzleri zehir oluyordu genç kıza. Bazı geceler gelmeyişi kabustan farksızdı. Bir sonraki gün gelir mi gelmez mi belli değildi. Bir umut vardı yüreğinde. Tenine kendini kazıyan adamın bir gün yüreğine de kazındığını görmesi umuduyla yaşıyordu.
Aşıktı. Aşktanda öte seviyordu belkide. Kimse görmüyordu gözlerinin nemini. Her daim akmaya hazır gözyaşlarını.
Semih'in hayatındaki yerini her seferinde üstüne basa basa da dile getirmesi başka bir acıydı genç kız için. Her gün daha ne kadar yararlanabilirim derken ummadık bir yerden yiyordu darbeyi. Günler geçiyordu. Bir gün öncesiyle aynı. Aylar geçiyordu birbirinden farksız. Bayramlar gelip geçiyordu tatsız tuzsuz. Kimseler görmüyordu yok oluşuna doğru yürüyen kızı. Onlar sadece bir beden görüyordu halbuki. Yaşamaya yetecek kadar gülümseyen, yiyebilen içebilen ve nefes alan bir bedenden ibaretti arttık.
🌘
🌔Zaman.
Beni benlikten çıkartan ve tanımadığım bir kadın haline getiren zaman. İmkansız aşkla kavrulan bir zavallı haline getiren zaman.
Birbirimize karşı hissettiğimiz arzu gözümüzü öylesine döndürmüştü ki aslında bunun ilk görüşte aşk olduğunu kabullenememiştim. İlk görüşte aşk değilde neydi peki? Bir kez ona başka bir niyetle bakmıştım ve aşık olmuştum. Benim için birlikte büyüdüğüm ailem olan Semih olmaktan o an çıkmıştı.
Semihe teslim oluşumun neredeyse iki senesi tamamlanıyordu. Bir buçuk ay sonra Semih'e olan platonik aşkımın ikinci senesi bitecekti. Elbette bir kutlama olmayacaktı ama hak etmez miydik?
Bu gün üniversite hayatımın bitişini kutlayacaktım. Hayallerime kavuşmak üzereydim. Tek düşüncem KPSS'yi kazanıp memleketin en ücra köşesine atanabilmekti. Sadece İstanbul'dan uzakta mutlu bir hayatım olabilirdi. Bu şehir bana yaşattığı son iki senede bol bol acıyı ve imkansız aşkı solutmuştu.
Aylardır heyecanla beklediğim mezuniyet balosu için hazırlanmaya başlamıştım. Son günlerde yüzüme renk katmak adına ekstra bir şeyler yapma ihtiyacı duyuyordum. Yaşadıklarım iç dünyamda tam bir kaosa sebep olurken gerçek dünyama da yansıyordu maalesef. Göz altlarım da belirgin bir çöküş vardı. Tenim solgun ve gözlerim pırıltılarını yitirmişti. Elbette bunları aynaya baktığımda ben görmüyorum. Çevremdeki herkes ağız birliği etmişçesine aynı şeyleri söylüyordu.
Ela abla ile de sık sık yaptığımız pratik yüz maskelerinden birini hazırlamaya başladım. Bir çay kaşığı taze sıkılmış limon suyu ile bir çay kaşığı balı karıştırıp yüzüme sürecektim. Cildimi biraz daha canlı ve parlak gösterirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTULMA
General FictionTUTULMA En güzel Tutulmadır Aşk. PINAR Önce parmaklarımız dolandı birbirine sonra ellerimiz kenetlendi. Sımsıcak bir arzu sardı bedenlerimizi. Beni ona iten, onu bana çeken bir güç vardı karşı koyamadığımız. Düşünmediğimiz, düşünemediğiz tek şey...