14.Yara

3.5K 406 74
                                    

14. Yara

Semih'ten

Son kez gözden geçirdiği dosyayı diğer hallettiği işlerden sonra yaptığı gibi lavabonun içine attı. Dosyanın içinde yaptığı araştırmalar, çekilen resimler ve kurbanı ile ilgili bilgiler vardı. Karton dosyanın uçunu ateşe verdi. Geriye hiç bir delil kalmıyordu. Sadece kendi biliyordu neler olup bittiğini.

Tamamen kül olana kadar ateşin yanlışını izledi. Havaya uçuşan külleri, yanarak kararan kağıt parçaları bir türlü içinde bitmek bilmeyen muhasebesi.

Sigara paketinden bir dal çıkarttı. Dudaklarına koydu. Yakmak için kolunu kaldığında gerilen dikişler yüzünden canı yandı. Kolunu derinden sıyıran kurşun yarasının tedavisi için sürekli işlerini gören bir doktoru vardı. Ne olduğunu bilmeden sessiz sedasız yaralarını tedavi ederdi. Yine kan kaybından ölmeden yetişmeyi  başarmıştı. Kendine geldiğinde yarasına dikiş atılmış sargı yapılmıştı.

Kendini yorgun hissediyordu. Genelde o adamdan gelen işler hep yorucu ve tehlikeli oluyordu. Bela adamdan bir türlü kurtulamamıştı. Senelerdir kendisini Aysima ile tehdit ediyordu. Aysima'yı ondan korumak için bir çok belaya bulaşmıştı. O adama boyun eğmek zorunda kalmıştı. Liseyi bitirir bitirmez annesine hiç bir açıklama yapmadan Amerika'ya gitmişti. Üç sene ailesiyle doğru düzgün telefonla dahi konuşmadan Amerika'da Bay Martinez'in istediği eğitimleri almıştı. Öyle zor şartlarda yaşamak zorunda bırakılmıştı ki hayatta kalabilmek için öldürmek zorunda kalmıştı.

Bay Martinez onun eğitim bahanesiyle Amerika'ya geldiğini bildiğinden üniversiteye gitmesini de istemişti. Çok fazla değişik ortamlara girmiş, insanların her haline şahit olmuştu. Aç kalmamak için önüne gelen adamın altına yatan kızlar, başını belaya sokup pisliğe bulaşan ve uyuşturucu batağına saplananlar, bir kaç gram uyuşturucu için her türlü işe koşulan insanlar.

Kendisini düşünmeden edememişti. O da kız kardeşini koruyabilmek adına büyükbaba sıfatı ile alakası dahi olmayan bir hayvan-insan kırmasına  bulaşmıştı. O adamla karşı karşıya gelmemek için isteklerine boyun eğmek zorunda kalmak Semih'in sert kabuğunun daha da sertleşmesine duygusuzlaşmasına insanlara kendisini temelli kapatmasına neden olmuştu.

🌘

Saatler sonra kendine geldiğinde deposunda ki koltukta yatıyordu. Kolunu dahi kaldıramayacak kadar halsiz ve bitkindi. Zar zor sehpanın üzerine bıraktığı telefona ulaştı.  Bulanık gördüğü ekranı yüzüne yaklaştırıp Cihan'ın numarasını buldu. Aramayı başlatıp sesi hoparlöre verdi.

Dıttt...
Dıttt...
Dıttt...
-Efendim. 

Sesini çıkartacak mecali zor buldu.

-Cihan.
-Semih.
-Depodayım doktoru alıp gel. Acil!
-Semih iyi misin? Sesin kötü geliyor.
-Kötüyüm. Sanırım yaram enfeksiyon kaptı. Kolumu bile kaldıramıyorum. Bana doktoru getir. Bir de Pınar'ı.
-Ne enfeksiyonu? Yaralandın mı sen? Ne zaman? Neden haber vermiyorsun?
-Cihan kendini annem mi zannediyorsun? O bile bana bu kadar soru sormuyor.

Karşı taraftan bir kaç saniye ses gelmedi.

-Doktor tamam da Pınar ne alaka?
-Sana ne? Pınar'ı getir!

Telefonu kapattı. Sorgulanmaktan hiç hoşlanmıyordu. Pınar'ı görmek istiyordu. Hem iyileşmesi için de ona bakardı.

🌔

Semih gözlerini açtığında biri kapıyı yumrukluyordu. Bir yandan da zır zır telefonu ötüyordu. Yine kendinden geçmiş olmalıydı. Doğrulmaya çalıştı. Zor bela ayağa kalkabildiğinde kapıya kadar sağa sola tutunarak gitti.

TUTULMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin